Orhan KIR

ÜÇ- BEŞ

Çarpım tablosunu sormuyoruz. Yani kastettiğim üç-beş, on beş değil. Bana göre her şeyin başıdır, üç-beş… Her ne kadar rakamsal bir boyutu olsa da, küçümsemenin bir başka ifadesidir...

       Çarpım tablosunu sormuyoruz.

          Yani kastettiğim üç-beş, on beş değil.

          Bana göre her şeyin başıdır, üç-beş…

          Her ne kadar rakamsal bir boyutu olsa da, küçümsemenin bir başka ifadesidir üç-beş…

       “Üç-beşin lafı bile olmaz” deyip bonkörlüğümüz tutar çoğu zaman.

          Niye?

          Zira; üç-beş, gözümüzde mikroskopla bile görünmeyecek kadar küçük ve önemsizdir de ondan.

          Üç-beş ay, hatta üç-beş yılın hiç önemi yoktur bazılarımız için.

          Güya, göz açıp kapamak kadardır bu zaman.

          Üç-beş için gözümüz gönlümüz toktur anlayacağınız.

          Hatta üzerinde durmaya, konuşup ta çene yormaya deymez.

          Önemsizdir.

          Üç-beş kuruş ne ki!?

          Üç-beş parça…

          Üç-beş kelam…

          Üç-beş satır…

          Üç-beş oy…

          Üç-beş kişi…

          Üç-beş kendini bilmez…

       Üç-beş çapulcu

          Bu örnekler üç- beş tane değil, birazını da siz bulun.

          Ne olacak canım üç-beş dakikacık da düşünüverin.

          “Üç-beş çapulcu” hatta “tükürüğümüzle boğarız” dediğimiz PKK belası için 30 yıldır uğraştığımızı unutmayalım mesela.

          Biz üçün beşin lafını bile etmek istemezken; bu üçün-beşin, yıllar geçtiğinde tükenmek bilmediğini ve katlanarak baş belası olmaya devam ettiğini yüzlerce, binlerce şehit kanı akarken öğrendik.

          Halbuki küçümseyip önemsemediğimiz üç-beşin ne menem bir şey olduğunu hiç aklımızdan çıkartmamamız gerekiyordu.

          12 Kasım’da Paris’teki DAEŞ katliamının ardından Fransa’nın bizim gibi davranmayıp DAEŞ ile çok sıkı bir mücadele başlattığına tanık oluyoruz.

           Ordu alarmda…

           0lağan üstü hal devrede…

           Fransa, DAEŞ’e karşı “üç-beş” demeden savaş baltalarını çıkarttı bile.

           Diyorum ki; biz de Türkiye olarak şimdilerde ettiğimiz mücadeleyi ve Fransa örneği gibi savaş baltalarını ta o zamanlar çıkarsaydık eğer, bugünlere gelmezdik.

           Onun için üç-beş demeyip ne olursa olsun yılanın başını küçükken ezmeyi artık öğrenmeliyiz.

           Fransa’nın bu tutumu bana göre çok yerinde.

           Başbakan Davutoğlu’nun Van’daki şehit cenazesinde  ”Van gölü şahit olsun ki… Bir tek PKK’lı kalmayıncaya kadar mücadelemiz devem edecek” yeminini hatırladıkça; ‘Yıllar öncesi “üç-beş çapulcu’ küçümsemesi yapmak yerine, Fransa gibi işi baştan sıkı tutanlar olsaydı diye düşünmeden kendimi alamıyorum.

           Demem o ki; ‘ÜÇ-BEŞ ÇAPULCU’ küçümsemesinin, “BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ!’ sözüyle bir gün karşımıza çıkacağını artık bilelim.


Daha fazlası ve daha hızlı bilgi için sizde;
Facebook'ta @mersihnaber 'i
Instagram'da @mersinhaber 'i veya
Twitter'da @mersinhaber 'i takip edebilirsiniz.
İlk olarak anlık gelişmeleri sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyoruz.. Dilerseniz sosyal medya hesapları üzerinden sizlerde bir olayı ihbar edebilir veya bir gelişmeden bizleri haberdar edebilirsiniz.