SEÇİMİN ARDINDAN
Millet olarak her şeyin ardından konuşmayı çok severiz. Maçın ardından konuşuruz mesela… Düğünden sonra da konuşuruz ayrıca.. Nikâh memurunun:” konuşmak isteyen...
Millet olarak her şeyin ardından konuşmayı çok severiz.
Maçın ardından konuşuruz mesela…
Düğünden sonra da konuşuruz ayrıca..
Nikâh memurunun:” konuşmak isteyen, ya şimdi konuşsun ya da ömür boyu sussun” uyarısına rağmen; yok gelinin takısı, damadın boyu, ebesinin soyu diyerekten ha bire çenemizi yorarız.
Seçim biter yine çenemiz durmaz.
Bu böyle daha kaç gün, kaç ay sürer bilinmez.
Öyle diyoruz da bu seçim de ardından konuşulmayacak bir seçim olmadı ki dostlar.
Muhalefet tepe taklak…
Kazananın ağzı kulaklarında da…
Hele de muhalefet partileri…
Hiçbirisi “biz kaybettik” demiyor.
40 milletvekili kaybeden MHP lideri Bahçeli bile gayet pişkin:”Meclise girdik ya” diyor.
Haklı, zira bardağın dolu tarafından bakınca daha yarısı duruyor.
Bakın şimdi aklıma ne geldi.
Bölgemizin karakucak güreşçisi o zamanın çok tanınmış başpehlivanı Remzi Sarı, Tarsus parkı çimenlerinde karşısındaki iki pehlivanla aynı anda güreşir ve onları yine de yıkardı. Onlar ise ”İNATTA BİR MURATTA BİR! “diyerek tekrar tekrar güreşe başlarlardı.
Bir başka aklıma gelen de bir zamanlar Kuzey Kıbrıs’taki bir gazeteci yazar arkadaşın sözleri…
Adam, Rumları kastederek ;”Rumlar, tarih boyu yenilginin o kadar ezikliğindeler ki. Hele de 9 Eylülde denize dökülmeleri,20Temmuz 1974’teki Kıbrıs hezimetleri içlerine o kadar oturmuş ki, yıllar yılı biz Türklere karşı zafer kazanmanın peşindeler.”diyordu.
İşte bizim Anası da yavrusu da dahil olmak üzere muhalefet partilerinin AK Partiyle alıp veremediği, hatta %52’le seçilen RTE hazımsızlığının temelinde de bu ki örnek var.
Yani UKDE, yani ‘İNATTA BİR, MURATTA BİR’ bir hesabı…
Bir de çok garipsediğim, hatta çoğu zaman da kızdığım bir durum var.
Adam falan, filan tv’de yöreleri gezip program yapıyor.
Tv çekimi var diye yöre insanı yemekler yapıyor, bizimkisi de tadıyor bunu.
Aman Allah’ım aman!
Adamın “HIIIMMMM! Ya da MIIMMM!”diye “ÇOK BEĞENDİM. .NEFİİS! deyişi var ki sormayın.
Hadi birini beğendin, beşini beğendin.Hiç mi birinin;tuzu fazla,altı yanmış,salçası v.s az olmamış ki.Hepsine de “MIIIMM! Diyorsun be adam..
Vallahi de yalan. Billahi de ayıp olmasın diye beğenmiş rolü çoğu da.
Ya da biri size bir hediye getirdiğinde “AAA! ÇOOK GÜZEEL! NE ZAHMET ETTİN?” falan dersiniz ya,oysa o hediyenin daha güzelleri önceden sizde vardır ya…Rol kesiyorsunuzdur ya…
İşte 1 Kasım seçimlerinde ve sonrasında da aynı şeyleri yaşıyoruz.
Yani rol kesiyoruz. Tabi yersen!...
Seçimi kaybettik, kabahatin büyüğü bende diyen yok.
Bu kadar oy nasıl olurda iki saatte sayılabilirmiş. Yok yine kömür, makarna lafları… Oysa her şey meydanda apaçık görünüyor.
Ha bir de yenilginin kabahatini kendilerinde aramayıp başkalarını suçlayanlar var.
Önce kendinize bakacaksınız muhterem genel başkanlar.
Başkalarını: “Ah vefasız, niçin caydın sözünden. Hevesin bir an mıydı? Bakışın yalan mıydı?” diye suçlayacağına, ”Kendim ettim, kendim buldum” şarkısını söyle ve ardında da “Kara bahtım kem talihim,taşa bassam iz olur.Ağustosta suya girsem balta kesmez buz olur” diye bir uzun hav tuttur o kadar.
Ne diyeyim ki?
Siz en iyisi; önünüzdeki seçimlere bakın olmaz mı?.Çalışın çalışııın!