"Mersin 10 İlin Acısını Yaşıyor"
Deprem sonrası çalışmalar hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Seçer, Adıyaman’da 670 konteynerlik bir kent planladıklarını söyledi.
@mersinhaber 'i takip et
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, deprem sonrasında bölgede ve kentte gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında KRT TV’de Gazeteci Yavuz Oğhan’ın sunduğu ‘Bi’de Bunu İzle’ programında açıklamalarda bulundu.
CHP’li Büyükşehir Belediyelerine depremden etkilenen bazı illerin çalışma sahası olarak paylaştırıldığını ve Mersin’in de Adıyaman’dan sorumlu olduğunu söyleyen Başkan Seçer, aynı zamanda diğer illere de desteğin sürdüğünü ifade etti. Başkan Seçer, şöyle devam etti:
“Bizimle beraber partimize mensup 23 belediye; Aydın Büyükşehir, il belediyeleri olarak Bolu, Burdur, bunlar da bize dahil edildi ve ilçe belediyeleri ile beraber Adıyaman’da çalışmalara başladık. Arkadaşlar bir keşif çalışması yaptı. Barınma sorunu çok öncelikli, hijyen sorunu ortaya çıkacak. Sağlık sorunu; bulaşıcı hastalıklar. Oradaki kamu kurumlarıyla, yetkililerle, yerel yönetimlerle bir ilişki halinde bu çalışmaları şu ana kadar zaten başlattık, sürdürüyoruz.”
“Adıyaman’da 670 konteynerlik bir kent yapma planımız var”
Başkan Seçer, barınma sorununun diğer illerde olduğu gibi Adıyaman’da da öncelikli sorun olduğunu ifade ederek, “Orada bir barınma sorunu olduğu için ilk etapta 670 konteynerlik bir kent yapma hazırlığı başladı. Makineler çalışmaya başladı, 80 dönüm bir alanda çalışmaları sürdürüyorlar. Çok kısa zamanda etap etap yapılacak. Bu soğuk kış günlerinde vatandaşlarımıza konut yapılana kadar, bir konuta alınana kadar, bir an önce daha yaşanabilir mekanların sağlanması lazım” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bütün imkanları seferber ettiklerini sözlerine ekleyen Başkan Seçer, “Yetişiyoruz. Hiç sorun yok. Ortada çok acı bir tablo var. Deprem bölgesindeki 10 ilin burayla çok sıkı bağları var. Akrabalık ilişkileri var. Biz ilk hafta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında, belediye başkanlarımızla, bir heyetle o bölgeleri gezdik. Sonradan da İstanbul, Ankara, Mersin, İzmir bütün belediyelere görev alanları pay edildi. Bize de Adıyaman verildi ama hala Hatay’da çalışmalarımız sürüyor. Orada da şu anda bir çadır kent çalışmamız var” dedi.
“Adıyaman’da planladığımız konteyner kentte sahra hastanesi de olacak”
Yapacakları konteyner kent alanında sahra hastanesi ve sosyal alanlar olacağının bilgisini veren Başkan Seçer, “Bizim planladığımızda sahra hastanesi bile var. Hatta sahra hastanesini uluslararası bir kuruluş döşeyecek. Sosyal alanlar var, spor alanlarından kreşlere, okuma salonlarına, mescidine her şeyine kadar muazzam planlama yaptık. Diğer belediyelerimizle imece olarak bu işi gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.
“10 il kendi acısını yaşıyor ama Mersin bütün illerin acısını yaşıyor”
Mersinli vatandaşların, depremi yaşayan illerdeki vatandaşlarla da akrabalık ilişkilerinin çok fazla olduğunu kaydeden Seçer, “O 10 ilden, her ilden burada insanlar yaşıyor. Onların yanında kalıyor, bizim misafirimiz, Valilik yerleştirmiş, otellerde kalıyor. Şimdi orada bir daha deprem olur endişesi ile evi sağlam dahi olsa hem zarar gören, yıkılan ya da kısmen zarar gören herkes can havliyle kendini buraya attı” dedi.
Afet Yönetimi ve Kentsel Dönüşüm Strateji Daire Başkanlığı kurulacak
Mersin’deki binaların depreme dayanıklılığının objektif gözlemler ve bilimsel olarak tespit edilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Başkan Seçer, Büyükşehir Belediyesi olarak Afet Yönetimi ve Kentsel Dönüşüm Strateji Daire Başkanlığı kurulması yönünde çalışmalar yapacaklarını ifade etti.
Yavuz Oğhan’ın, “Merkezi yönetimle yerel yönetimin bir arada bir şey yapması lazım değil mi Başkan? Son dönemde o birlikteliği göremiyoruz” sorusu üzerine Başkan Seçer de, “Bakın orada 10 il var, 10 il kendi acısını yaşıyor ama Mersin bütün illerin acısını yaşıyor. Çünkü herkes oradan buraya göç ediyor. Yani Malatya'dan da, Maraş'tan da, Hatay'dan da geliyor. Hal böyle olunca bunları görmek lazım. Şimdi ortalık toz duman. Bunların farkında olup susmak ya da farkında olmamak, bir gaflet ve dalgınlık içerisinde olmak da büyük bir sıkıntı. Neticede benim sorumluluğum var” diye konuştu.
“Biz halkın hukukunu korumak zorundayız”
Oğhan’ın “Tisan’da neler oluyor?” sorusunu da yanıtlayan Başkan Seçer, söz konusu bölgede depremin ilk gününden beri makinelerin çalıştığını söyledi. İnşaat firmasının yasaya aykırı olarak denizi doldurup, hafriyatları derelere döktüğünü aktaran Başkan Seçer, yapılan inşaatın kıyı kanununa aykırı olduğunu ve kısmi yapılaşma kararının alınması gerektiğine dikkat çekti.
Başkan Seçer konuya ilişkin şunları kaydetti:
“İlçe belediyesi onu almadan ruhsat veremez. Anladığım kadarıyla ruhsat vermiş ve inşaat başlamış. Deprem öncesi oraya defalarca ceza yazılmış, sanıyorum daha bugün yazılmış. Çünkü orada yasalara aykırı deniz doldurulmuş, yasalara aykırı resmen dağı yok ediyorlar, oraya makineler kurmuşlar. Bunun yasalara aykırı olduğunu söylüyoruz. Buna kim bakacak? Sadece Büyükşehir değil ki, Çevre Bakanlığı ne yapar? Gidecek kontrol edecek. Orada doğa katliamı var mı? Deniz dolgusu yasal mı? Hafriyatlar götürülüyor derelere boca ediliyor. Bunlar yasalara aykırı. Yetkiyi almışım, ceza yazıyorum, komik cezalar. Cezayı ödüyor, dönüyor yine bildiğini yapıyor. Dolayısıyla biz halkın hukukunu korumak zorundayız.”
CHP’li Büyükşehir Belediyelerine depremden etkilenen bazı illerin çalışma sahası olarak paylaştırıldığını ve Mersin’in de Adıyaman’dan sorumlu olduğunu söyleyen Başkan Seçer, aynı zamanda diğer illere de desteğin sürdüğünü ifade etti. Başkan Seçer, şöyle devam etti:
“Bizimle beraber partimize mensup 23 belediye; Aydın Büyükşehir, il belediyeleri olarak Bolu, Burdur, bunlar da bize dahil edildi ve ilçe belediyeleri ile beraber Adıyaman’da çalışmalara başladık. Arkadaşlar bir keşif çalışması yaptı. Barınma sorunu çok öncelikli, hijyen sorunu ortaya çıkacak. Sağlık sorunu; bulaşıcı hastalıklar. Oradaki kamu kurumlarıyla, yetkililerle, yerel yönetimlerle bir ilişki halinde bu çalışmaları şu ana kadar zaten başlattık, sürdürüyoruz.”
“Adıyaman’da 670 konteynerlik bir kent yapma planımız var”
Başkan Seçer, barınma sorununun diğer illerde olduğu gibi Adıyaman’da da öncelikli sorun olduğunu ifade ederek, “Orada bir barınma sorunu olduğu için ilk etapta 670 konteynerlik bir kent yapma hazırlığı başladı. Makineler çalışmaya başladı, 80 dönüm bir alanda çalışmaları sürdürüyorlar. Çok kısa zamanda etap etap yapılacak. Bu soğuk kış günlerinde vatandaşlarımıza konut yapılana kadar, bir konuta alınana kadar, bir an önce daha yaşanabilir mekanların sağlanması lazım” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bütün imkanları seferber ettiklerini sözlerine ekleyen Başkan Seçer, “Yetişiyoruz. Hiç sorun yok. Ortada çok acı bir tablo var. Deprem bölgesindeki 10 ilin burayla çok sıkı bağları var. Akrabalık ilişkileri var. Biz ilk hafta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında, belediye başkanlarımızla, bir heyetle o bölgeleri gezdik. Sonradan da İstanbul, Ankara, Mersin, İzmir bütün belediyelere görev alanları pay edildi. Bize de Adıyaman verildi ama hala Hatay’da çalışmalarımız sürüyor. Orada da şu anda bir çadır kent çalışmamız var” dedi.
“Adıyaman’da planladığımız konteyner kentte sahra hastanesi de olacak”
Yapacakları konteyner kent alanında sahra hastanesi ve sosyal alanlar olacağının bilgisini veren Başkan Seçer, “Bizim planladığımızda sahra hastanesi bile var. Hatta sahra hastanesini uluslararası bir kuruluş döşeyecek. Sosyal alanlar var, spor alanlarından kreşlere, okuma salonlarına, mescidine her şeyine kadar muazzam planlama yaptık. Diğer belediyelerimizle imece olarak bu işi gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.
“10 il kendi acısını yaşıyor ama Mersin bütün illerin acısını yaşıyor”
Mersinli vatandaşların, depremi yaşayan illerdeki vatandaşlarla da akrabalık ilişkilerinin çok fazla olduğunu kaydeden Seçer, “O 10 ilden, her ilden burada insanlar yaşıyor. Onların yanında kalıyor, bizim misafirimiz, Valilik yerleştirmiş, otellerde kalıyor. Şimdi orada bir daha deprem olur endişesi ile evi sağlam dahi olsa hem zarar gören, yıkılan ya da kısmen zarar gören herkes can havliyle kendini buraya attı” dedi.
Afet Yönetimi ve Kentsel Dönüşüm Strateji Daire Başkanlığı kurulacak
Mersin’deki binaların depreme dayanıklılığının objektif gözlemler ve bilimsel olarak tespit edilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Başkan Seçer, Büyükşehir Belediyesi olarak Afet Yönetimi ve Kentsel Dönüşüm Strateji Daire Başkanlığı kurulması yönünde çalışmalar yapacaklarını ifade etti.
Yavuz Oğhan’ın, “Merkezi yönetimle yerel yönetimin bir arada bir şey yapması lazım değil mi Başkan? Son dönemde o birlikteliği göremiyoruz” sorusu üzerine Başkan Seçer de, “Bakın orada 10 il var, 10 il kendi acısını yaşıyor ama Mersin bütün illerin acısını yaşıyor. Çünkü herkes oradan buraya göç ediyor. Yani Malatya'dan da, Maraş'tan da, Hatay'dan da geliyor. Hal böyle olunca bunları görmek lazım. Şimdi ortalık toz duman. Bunların farkında olup susmak ya da farkında olmamak, bir gaflet ve dalgınlık içerisinde olmak da büyük bir sıkıntı. Neticede benim sorumluluğum var” diye konuştu.
“Biz halkın hukukunu korumak zorundayız”
Oğhan’ın “Tisan’da neler oluyor?” sorusunu da yanıtlayan Başkan Seçer, söz konusu bölgede depremin ilk gününden beri makinelerin çalıştığını söyledi. İnşaat firmasının yasaya aykırı olarak denizi doldurup, hafriyatları derelere döktüğünü aktaran Başkan Seçer, yapılan inşaatın kıyı kanununa aykırı olduğunu ve kısmi yapılaşma kararının alınması gerektiğine dikkat çekti.
Başkan Seçer konuya ilişkin şunları kaydetti:
“İlçe belediyesi onu almadan ruhsat veremez. Anladığım kadarıyla ruhsat vermiş ve inşaat başlamış. Deprem öncesi oraya defalarca ceza yazılmış, sanıyorum daha bugün yazılmış. Çünkü orada yasalara aykırı deniz doldurulmuş, yasalara aykırı resmen dağı yok ediyorlar, oraya makineler kurmuşlar. Bunun yasalara aykırı olduğunu söylüyoruz. Buna kim bakacak? Sadece Büyükşehir değil ki, Çevre Bakanlığı ne yapar? Gidecek kontrol edecek. Orada doğa katliamı var mı? Deniz dolgusu yasal mı? Hafriyatlar götürülüyor derelere boca ediliyor. Bunlar yasalara aykırı. Yetkiyi almışım, ceza yazıyorum, komik cezalar. Cezayı ödüyor, dönüyor yine bildiğini yapıyor. Dolayısıyla biz halkın hukukunu korumak zorundayız.”