Pandemiye İnat, Ticaret!
Borsa Başkanı Kaya, Covid-19 Salgını Tüm Sektörlerimizi Etkiledi, Ancak; “Ticaretimizi ve ekonomimizi derinden etkileyen korona virüs, bu süreçte tarımın stratejik bir sektör olduğunu bir kere daha gösterdi.”
@mersinhaber 'i takip et
Borsa üyelerinin tamamının tarımsal üretim ve gıda sektörüyle ilgili olduğuna dikkat çeken Başkan Murat Kaya salgın sürecinde etkilenen sektörlere nazaran tarımsal ürünler ve gıdanın önemine değindi.
Başkan Murat Kaya, “Öncelikle şunun altını çizerek belirtmek isterim ki, bugün etrafımıza baktığımızda dünyayı doyuranların, dünyayı yönettiğini görüyoruz. Bunun içindir ki, her türlü tarımsal üretimin desteklenmesi gerekiyor. Doğru destekleme politikaları ile çiftçinin, üreticinin doğru yere yönlenmesi gerekiyor.
Pandemi süreci bize gösterdi ki; Her ülkenin kendi coğrafyasına, iklimine, çiftçisine göre bir politikası olmalıdır. Tarımda, tarım politikalarımızda yeni ve kalıcı bir hikayeye ihtiyaç var. Türkiyenin tarımsal potansiyeline uygun, kendine yeterliliği esas alan teknoloji destekli örgütlenmeye, yeni bir modele ihtiyaç var.
Ne mi yapmalıyız, ürettiğini satma yerine, satacağımızı üretmek.
Girdi maliyetlerimizi düşürmek için mutlaka birlikte üretim modeline geçmek.
İyi bir ekim planlaması için, tarımsal destekler mutlaka ekim zamanından önce belirlenmeli ve birkaç yılı kapsamalı.
Son 5 yıldır üreticilerimize verilen destekler arttırılmadı. Bugünkü şartlarda da yetersiz kalmaktadır. İthalatın azaltılması için üreticinin üretimini, girdi maliyetini azaltacak destek miktarına , finansmana ihtiyacı var. Tarımsal üretimin en yüksek girdilerinden Mazot 5 sene önce 3,84 TL, Gübre 1,18 -1,26 TL aralığındaydı, 2020 yılında Mazot 6,43 TL ve gübre 2,2 TL oldu yani her girdi %100 artmışken , üreticinin desteği 5 sene öncesi ile aynı.
Bu gereklilikler yerine geldiğinde ne olacak, ilk olarak üretim maliyetleri azalacak ve düşecek.Üretimler kayıt altına alınarak doğru verilere ulaşacağız.Planlı üretimle fiyat istikrarı sağlanmış olacak. Üreticinin pazarlama sorunu giderilmiş olacak. Önemle değinmek istediğim bir konuda küçük üreticinin erişemediği teknolojiyi, finansmanı sağlayabilmek, pazarlama sorununu çözmek için sözleşmeli tarım ya da kooperatifleşmenin sağlanmasıdır.
Kendimize yetecek gıda ürünlerini sağladıktan sonra, kalan ürünleri ise ihracatta kullanabiliriz. Ticaretimizi ve ekonomimizi derinden etkileyen korona virüs, bu süreçte tarımın stratejik bir sektör olduğunu bir kere daha gösterdi.
Bu sürecin bizlere öğrettiği en önemli konu, artık bir araya gelerek kendi geleceğimizin yol haritasını çıkarmak oldu. Bu süreç bize rekabet gücünü artırmak için bir fırsat dönemi yarattı. Teknoloji ile birlikte dijital dünyanın nasıl kullanabileceğine ilişkin yeni yolların farkına varmamızda bu dönemde oldu. Bizim düşünmemiz gereken artık çözemediğimiz sorunlara çözüm bulmak, üretimde verimliliği ve kaliteyi arttırmak olmalı.
Tarımın ve gıdanın sağlıklı ve çağdaş pazarlanmasının bu denli öne çıktığı içinde bulunduğumuz dönem aslında borsamız ve üyeleri için oldukça büyük bir fırsat. Bu yeni düzende bir yandan yeni pazarlama yöntemleri önem kazanırken, ülkemiz ekonomisi için de tarım ürünleri ihracatının çıkarları adına büyük önemi olacak. ” Dedi.
Başkan Murat Kaya, “Öncelikle şunun altını çizerek belirtmek isterim ki, bugün etrafımıza baktığımızda dünyayı doyuranların, dünyayı yönettiğini görüyoruz. Bunun içindir ki, her türlü tarımsal üretimin desteklenmesi gerekiyor. Doğru destekleme politikaları ile çiftçinin, üreticinin doğru yere yönlenmesi gerekiyor.
Pandemi süreci bize gösterdi ki; Her ülkenin kendi coğrafyasına, iklimine, çiftçisine göre bir politikası olmalıdır. Tarımda, tarım politikalarımızda yeni ve kalıcı bir hikayeye ihtiyaç var. Türkiyenin tarımsal potansiyeline uygun, kendine yeterliliği esas alan teknoloji destekli örgütlenmeye, yeni bir modele ihtiyaç var.
Ne mi yapmalıyız, ürettiğini satma yerine, satacağımızı üretmek.
Girdi maliyetlerimizi düşürmek için mutlaka birlikte üretim modeline geçmek.
İyi bir ekim planlaması için, tarımsal destekler mutlaka ekim zamanından önce belirlenmeli ve birkaç yılı kapsamalı.
Son 5 yıldır üreticilerimize verilen destekler arttırılmadı. Bugünkü şartlarda da yetersiz kalmaktadır. İthalatın azaltılması için üreticinin üretimini, girdi maliyetini azaltacak destek miktarına , finansmana ihtiyacı var. Tarımsal üretimin en yüksek girdilerinden Mazot 5 sene önce 3,84 TL, Gübre 1,18 -1,26 TL aralığındaydı, 2020 yılında Mazot 6,43 TL ve gübre 2,2 TL oldu yani her girdi %100 artmışken , üreticinin desteği 5 sene öncesi ile aynı.
Bu gereklilikler yerine geldiğinde ne olacak, ilk olarak üretim maliyetleri azalacak ve düşecek.Üretimler kayıt altına alınarak doğru verilere ulaşacağız.Planlı üretimle fiyat istikrarı sağlanmış olacak. Üreticinin pazarlama sorunu giderilmiş olacak. Önemle değinmek istediğim bir konuda küçük üreticinin erişemediği teknolojiyi, finansmanı sağlayabilmek, pazarlama sorununu çözmek için sözleşmeli tarım ya da kooperatifleşmenin sağlanmasıdır.
Kendimize yetecek gıda ürünlerini sağladıktan sonra, kalan ürünleri ise ihracatta kullanabiliriz. Ticaretimizi ve ekonomimizi derinden etkileyen korona virüs, bu süreçte tarımın stratejik bir sektör olduğunu bir kere daha gösterdi.
Bu sürecin bizlere öğrettiği en önemli konu, artık bir araya gelerek kendi geleceğimizin yol haritasını çıkarmak oldu. Bu süreç bize rekabet gücünü artırmak için bir fırsat dönemi yarattı. Teknoloji ile birlikte dijital dünyanın nasıl kullanabileceğine ilişkin yeni yolların farkına varmamızda bu dönemde oldu. Bizim düşünmemiz gereken artık çözemediğimiz sorunlara çözüm bulmak, üretimde verimliliği ve kaliteyi arttırmak olmalı.
Tarımın ve gıdanın sağlıklı ve çağdaş pazarlanmasının bu denli öne çıktığı içinde bulunduğumuz dönem aslında borsamız ve üyeleri için oldukça büyük bir fırsat. Bu yeni düzende bir yandan yeni pazarlama yöntemleri önem kazanırken, ülkemiz ekonomisi için de tarım ürünleri ihracatının çıkarları adına büyük önemi olacak. ” Dedi.