Özel Çocuklara Sahip Ailelerin Süreci Nasıl Yönetecekleri İle İlgili Bilgiler Paylaşıldı
Mersin Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Koronavirüs sürecinde özel gereksinimli bireylerin ailelerine Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fevziye Toros’la birlikte tavsiyelerde bulundu.
@mersinhaber 'i takip et
Prof. Toros’un katıldığı “Pandemi Döneminde Özel Çocuklarımız ve Biz” adlı programda, pandemi sürecinin özel çocuklara nasıl anlatılması gerektiği, onlara bu dönemde nasıl yaklaşılacağı ve evde kalma sürecinde kaliteli vakit geçirmek için neler yapılabileceği gibi konular üzerinde duruldu.
Çocuklarda bu dönemde ortaya çıkacak güven arayışı konusuna değinen Prof. Dr. Toros, “Bu gruptaki çocuklarımız, bizim ses tonumuz, oturma şeklimiz, bir işi yapma şeklimizden dahi duygu durumumuzu anlarlar. Bu çocuklarda güven arayışı çok önemli. Güvende olduklarını onlara hissettirmek, kaygımızı çok yansıtmamak, çok ani tepkilerde bulunmamak en önemlisi” dedi. Toros, ailelere çocukları için özellikle duyulara yönelik oyunlar geliştirmeleri önerisinde bulundu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Koronavirüs sürecinde özel gereksinimli bireylerin ailelerine Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fevziye Toros’la birlikte tavsiyelerde bulundu. Prof. Dr. Toros’un katıldığı “Pandemi Döneminde Özel Çocuklarımız ve Biz” adlı programda, pandemi sürecinin özel çocuklara nasıl anlatılması gerektiği, onlara bu dönemde nasıl yaklaşılacağı ve evde kalma sürecinde kaliteli vakit geçirmek için neler yapılabileceği gibi konular üzerinde duruldu. Prof. Dr. Toros, bu dönemde özel çocuklarda oluşacak güven arayışının iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Güvende olduklarını onlara hissettirmek, kaygımızı çok yansıtmamak, çok ani tepkilerde bulunmamak en önemlisi” dedi.
“Bu çocuklarda güven arayışı çok önemli”
Söz konusu program, Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından da yayınlandı. Özel bireylerin ailelerine önerilerde bulunulan programda özellikle otizm başta olmak üzere, özel gereksinimli bireylerin evde kaldıkça artan takıntılı davranışları için neler yapılabileceği, bunlarla nasıl baş etmek gerektiği konuları konuşulurken, sosyal izolasyon dönemini ailelerin sorunsuz nasıl atlatabileceği, pandemi sebebiyle ara vermenin gerilemelere yol açıp, açmayacağı gibi bilgi paylaşımları yapıldı.
Çocuklarda bu dönemde ortaya çıkacak güven arayışı konusuna değinen Prof. Dr. Fevziye Toros, “Bu gruptaki çocuklarımız, bizim ses tonumuz, oturma şeklimiz, bir işi yapma şeklimizden dahi duygu durumumuzu anlarlar. Bu çocuklarda güven arayışı çok önemli. Eğer biz kaygımızı çok yansıtmazsak, onların ihtiyacına, tercih ettiği aktivitelere biraz daha zaman ayırırsak bu süreci daha iyi yönetebiliriz” dedi.
“Bu dönemde televizyon ve tablete çok maruz kalmamaları gerekiyor”
Çocukların bu dönemde televizyon ve tablete çok maruz kalmamaları gerektiğine değinen Toros, “Ama bu süreçte ister istemez bir miktar maruz kalacaklar. Bu da kaçınılmaz. En azından yanında ebeveynler olsun istiyoruz. O süre içerisinde izlenen programla ilgili yorum yapabilirler, soru sorabilirler. Yani tek başlarına bırakılmalarını istemeyiz” diye konuştu.
“Bu konuda zaman ve emek harcamak lazım”
Ailelere özellikle duyulara yönelik oyunlar geliştirebileceklerini anlatan Prof. Dr. Toros, “Survivor parkuru, duyu ihtiyaçlı olan çocuklar için çorapların içine farklı bakliyatlar koyup üzerinde yürütme, yastık oyunları, yatağın üzerinde çocuğumuzu zıplatma, timsah, yılan gibi yerlerde sürünme, yakalamaca veya ayna karşısında balon üfleme, flüt çaldırma gibi oyunlar olabilir. Özellikle istemediğimiz davranışlar sergileyen çocukta, önce dikkati çekmeye çalışmak lazım. Yapamıyorsak, onu doğru yönetmek lazım” dedi.
“Çocuğumuzu tanıyacağız”
Prof. Dr. Toros, stereotipik davranışların evde kalma sürecinde daha da artacağının altını çizerek, “Biz kısacası çocuğumuzu tanıyacağız. Çocuğumuzu tanıdıktan sonra ihtiyacına göre, keyif aldığı ve sevdiği oyuna yöneltmek çok önemli. Bazen ebeveynler ‘Her şeyi yapıyoruz hocam ama çocuğun dikkatini çekemiyoruz’ diyorlar. Ben de diyorum ki, önce bir durun, çocuğunuzu izleyin, neyden keyif alıyor ve neye ihtiyacı var? Ona göre yönlendirmek kolay olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Süreç değil, zamanın kalitesi önemli”
Her vaktin doldurulması gerektiğinin doğru olmadığını belirten Toros, “Süreç değil, zamanın kalitesi daha önemli. Çocuğun uykusunu en iyi aldığı, karnının tok olduğu, dikkatini çekebileceğimiz anlar vardır, o saatleri değerlendirmek lazım. Diğer saatlerde, bu çocuklara da biraz fırsat vermek lazım. Bu stres anını kendi çözümleri ile keşfedecekler. Onların da biraz keşfetmeleri lazım” dedi.
“Farklı sohbet alanları olması lazım”
Bu süreçte bireylerde yeni ortaya çıkan davranışların normal olduğundan bahseden Toros, “Kaygı, uyku ihtiyacı, ufak tefek hırçınlıklar, huzursuzluklar ve hiperaktiviteyi birazcık mazur görmek lazım. Bu süreç uyum sağlama sürecinin getirisi. Ama çocuk sabaha kadar uyuyamıyorsa, tüm gün kaygılı oluyorsa veya kardeşlerine sürekli zarar veriyorsa bu süreci yoğun yaşıyor olabilir. O zaman bir uzman desteği gerekebilir. Ama ufak tefek dalgalanmalarda aileler uyarıyı birazcık azaltabilir. Korona ile ilgili sorular sorarsa ‘Biz evimizdeyiz, güvendeyiz, maskemizi takıyoruz, herkes takıyor, dikkat ettiğimiz sürece korunuyoruz zaten’ diye rahatlatmak gerekir” dedi.
“Çocuklarımıza güvende olduklarını hissettirmek en önemlisi”
Ailelere seslenen Prof. Dr. Toros, “Özel gereksinimi olan çocukların ebeveyni olarak sizler de çok özelsiniz. Gerçekten çok büyük çaba gösteriyorsunuz. Korona süreci çok kolay değil ama bu süreç çok uzun sürmeyecek. Eski rutinimize hep birlikte döneceğiz. O yüzden güvende olduklarını onlara hissettirmek, kaygımızı çok yansıtmamak, çok ani tepkilerde bulunmamak ve kendinizi de ihmal etmemek bence en önemlisi. Güzel günleri inşallah yakında hep beraber göreceğiz diye düşünüyorum” diye konuştu.
Çocuklarda bu dönemde ortaya çıkacak güven arayışı konusuna değinen Prof. Dr. Toros, “Bu gruptaki çocuklarımız, bizim ses tonumuz, oturma şeklimiz, bir işi yapma şeklimizden dahi duygu durumumuzu anlarlar. Bu çocuklarda güven arayışı çok önemli. Güvende olduklarını onlara hissettirmek, kaygımızı çok yansıtmamak, çok ani tepkilerde bulunmamak en önemlisi” dedi. Toros, ailelere çocukları için özellikle duyulara yönelik oyunlar geliştirmeleri önerisinde bulundu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Koronavirüs sürecinde özel gereksinimli bireylerin ailelerine Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fevziye Toros’la birlikte tavsiyelerde bulundu. Prof. Dr. Toros’un katıldığı “Pandemi Döneminde Özel Çocuklarımız ve Biz” adlı programda, pandemi sürecinin özel çocuklara nasıl anlatılması gerektiği, onlara bu dönemde nasıl yaklaşılacağı ve evde kalma sürecinde kaliteli vakit geçirmek için neler yapılabileceği gibi konular üzerinde duruldu. Prof. Dr. Toros, bu dönemde özel çocuklarda oluşacak güven arayışının iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Güvende olduklarını onlara hissettirmek, kaygımızı çok yansıtmamak, çok ani tepkilerde bulunmamak en önemlisi” dedi.
“Bu çocuklarda güven arayışı çok önemli”
Söz konusu program, Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından da yayınlandı. Özel bireylerin ailelerine önerilerde bulunulan programda özellikle otizm başta olmak üzere, özel gereksinimli bireylerin evde kaldıkça artan takıntılı davranışları için neler yapılabileceği, bunlarla nasıl baş etmek gerektiği konuları konuşulurken, sosyal izolasyon dönemini ailelerin sorunsuz nasıl atlatabileceği, pandemi sebebiyle ara vermenin gerilemelere yol açıp, açmayacağı gibi bilgi paylaşımları yapıldı.
Çocuklarda bu dönemde ortaya çıkacak güven arayışı konusuna değinen Prof. Dr. Fevziye Toros, “Bu gruptaki çocuklarımız, bizim ses tonumuz, oturma şeklimiz, bir işi yapma şeklimizden dahi duygu durumumuzu anlarlar. Bu çocuklarda güven arayışı çok önemli. Eğer biz kaygımızı çok yansıtmazsak, onların ihtiyacına, tercih ettiği aktivitelere biraz daha zaman ayırırsak bu süreci daha iyi yönetebiliriz” dedi.
“Bu dönemde televizyon ve tablete çok maruz kalmamaları gerekiyor”
Çocukların bu dönemde televizyon ve tablete çok maruz kalmamaları gerektiğine değinen Toros, “Ama bu süreçte ister istemez bir miktar maruz kalacaklar. Bu da kaçınılmaz. En azından yanında ebeveynler olsun istiyoruz. O süre içerisinde izlenen programla ilgili yorum yapabilirler, soru sorabilirler. Yani tek başlarına bırakılmalarını istemeyiz” diye konuştu.
“Bu konuda zaman ve emek harcamak lazım”
Ailelere özellikle duyulara yönelik oyunlar geliştirebileceklerini anlatan Prof. Dr. Toros, “Survivor parkuru, duyu ihtiyaçlı olan çocuklar için çorapların içine farklı bakliyatlar koyup üzerinde yürütme, yastık oyunları, yatağın üzerinde çocuğumuzu zıplatma, timsah, yılan gibi yerlerde sürünme, yakalamaca veya ayna karşısında balon üfleme, flüt çaldırma gibi oyunlar olabilir. Özellikle istemediğimiz davranışlar sergileyen çocukta, önce dikkati çekmeye çalışmak lazım. Yapamıyorsak, onu doğru yönetmek lazım” dedi.
“Çocuğumuzu tanıyacağız”
Prof. Dr. Toros, stereotipik davranışların evde kalma sürecinde daha da artacağının altını çizerek, “Biz kısacası çocuğumuzu tanıyacağız. Çocuğumuzu tanıdıktan sonra ihtiyacına göre, keyif aldığı ve sevdiği oyuna yöneltmek çok önemli. Bazen ebeveynler ‘Her şeyi yapıyoruz hocam ama çocuğun dikkatini çekemiyoruz’ diyorlar. Ben de diyorum ki, önce bir durun, çocuğunuzu izleyin, neyden keyif alıyor ve neye ihtiyacı var? Ona göre yönlendirmek kolay olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Süreç değil, zamanın kalitesi önemli”
Her vaktin doldurulması gerektiğinin doğru olmadığını belirten Toros, “Süreç değil, zamanın kalitesi daha önemli. Çocuğun uykusunu en iyi aldığı, karnının tok olduğu, dikkatini çekebileceğimiz anlar vardır, o saatleri değerlendirmek lazım. Diğer saatlerde, bu çocuklara da biraz fırsat vermek lazım. Bu stres anını kendi çözümleri ile keşfedecekler. Onların da biraz keşfetmeleri lazım” dedi.
“Farklı sohbet alanları olması lazım”
Bu süreçte bireylerde yeni ortaya çıkan davranışların normal olduğundan bahseden Toros, “Kaygı, uyku ihtiyacı, ufak tefek hırçınlıklar, huzursuzluklar ve hiperaktiviteyi birazcık mazur görmek lazım. Bu süreç uyum sağlama sürecinin getirisi. Ama çocuk sabaha kadar uyuyamıyorsa, tüm gün kaygılı oluyorsa veya kardeşlerine sürekli zarar veriyorsa bu süreci yoğun yaşıyor olabilir. O zaman bir uzman desteği gerekebilir. Ama ufak tefek dalgalanmalarda aileler uyarıyı birazcık azaltabilir. Korona ile ilgili sorular sorarsa ‘Biz evimizdeyiz, güvendeyiz, maskemizi takıyoruz, herkes takıyor, dikkat ettiğimiz sürece korunuyoruz zaten’ diye rahatlatmak gerekir” dedi.
“Çocuklarımıza güvende olduklarını hissettirmek en önemlisi”
Ailelere seslenen Prof. Dr. Toros, “Özel gereksinimi olan çocukların ebeveyni olarak sizler de çok özelsiniz. Gerçekten çok büyük çaba gösteriyorsunuz. Korona süreci çok kolay değil ama bu süreç çok uzun sürmeyecek. Eski rutinimize hep birlikte döneceğiz. O yüzden güvende olduklarını onlara hissettirmek, kaygımızı çok yansıtmamak, çok ani tepkilerde bulunmamak ve kendinizi de ihmal etmemek bence en önemlisi. Güzel günleri inşallah yakında hep beraber göreceğiz diye düşünüyorum” diye konuştu.