Tarsuslu Diyetisyen Huma Karabulut’tan, Hemşehrilerine Özel Bağışıklık Reçetesi
Türkiye’de bir çok TV kanalı tarafından yayına çıkartılan ve büyük ilgi gören Tarsuslu Diyetisyen Huma Karabulut doğup büyüdüğü Tarsus’u ve Tarsusluları unutmadı.
@mersinhaber 'i takip et
Koronavirüs hastalığı salgını nedeniyle herkesin evde kalmasını ve sosyal mesafe kurallarına uymasını isteyen Diyetisyen Huma Karabulut, düzenli beslenme kurallarına riayet edilmesi gerektiğini söyleyerek bağışıklık sisteminin önemine dikkat çekti.
Tarsuslu hemşehrilerimin, vatandaşlarımızın sağlıklı kalması ve koronavirüs’e karşı güçlü olması için önemli bir reçete öneriyorum diyen Diyetisyen Huma Karabulut reçetesine şunları yazdı.
COVİD-19’ A KARŞI BAĞIŞIKLIĞIMIZI NASIL GÜÇLÜ TUTABİLİRİZ?
Dünya Sağlık Örgütü’nün artık bir pandemi olarak kabul ettiği koronovirüs hastalığı (Covid-19) ülkemizde de önemli bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaya başlamıştır. Bu pandemi dalga dalga yayılmakta ve bu dalga, bağışıklığı düşük olup baş etme gücü en düşük olan insanları ezebilecek güçte maalesef ki. Tabiki tek bir besin Koronavirüsün yayılmasını, bulaşmasını önleyebilir ve hatta tedavi edebilir diyemeyiz. Ancak bir gerçek vardır ki o da “Sağlıklı ve Dengeli Beslenme”nin, fiziksel aktivite ve düzenli uyku ile beraber bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Bu nedenle bağışıklığı güçlendirmek hafife alınmamalı ve hayatınızdaki ufak bir değişiklik belki de sizin savunma sisteminiz için büyük sonuçlar doğurabilecekken, geç kalmamakta fayda var. Bağışıklığımızı güçlü tutmamız gereken bu zor dönemi olabildiğince rahat ve sorunsuz halletmemiz için seçilecek besinlerin içeriği protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olması, sağlıklı ve dengeli beslenme yönünden ciddi önem taşır. Seçebileceğimiz besin gruplarına madde madde değinecek olursak:
1- Söze kesinlikle sudan başlamak istiyorum. Bağışıklığımız için öncelikli olarak tüketimine dikkat etmemiz gereken suyu, her saat başı 1 bardak içecek şekilde kendimizi alıştırmalıyız. Sağlığımızı ve bağışıklığımızı düşündüğümüzden, suyu evde filtre edemiyorsanız, musluk suyundan önce, evde sizi 1 ay kadar idare edebilecek kadar su depolamakta fayda var.
2- Sudan sonra sıra sebze ve meyve grubunda. Uzun ömürlü saklanması mümkün olmasa da, her öğün ve hergün mutlaka sebze ve meyveye yer verilmesi gerekmektedir. Taze sebze ve meyvenin bir kısmının daha sonra tüketilmeye veya pişirilmeye uygun miktarlarda dondurularak saklanması da evden uzun süre çıkılamayan durumlarda sağlıklı beslenmenin sürekliliğinin sağlanabilmesi için bir alternatif oluşturmaktadır. İçinde bulunduğumuz mevsimi göz önüne alacak olursak uzun süre dayanabilecek sebzelerden kereviz, kabak, brokoli, karnabahar, havuç; meyvelerden muz, greyfurt, portakal, kivi gibi vitamin ve mineral deposu sebzeleri ve meyveleri yıkayıp buzlukta saklamak, bu dönemde en sağlıklı ve güvenilir seçim olacaktır. Bunlara ek olarak kuru meyve, kuru bamya, patlıcan, biber, domates gibi gıdalar da raf ömrü uzun; lif ve mineral kaynağı besinler olduğu için evde bulundurmak açısından güzel seçenekler arasındadır.
3- Karbonhidrat, lif ve proteinden zengin besin grupları arasında baklagillerin yerini biliyoruz. Hem uzun süre saklanabilmesi açısından hem de uzun süre sizi tok tutabilme özelliği açısından vazgeçilmez gruplar arasındadır. Yeşil, kırmızı mercimek, nohut, fasulye çeşitleri, barbunya gibi seçenekleri olan kurubaklagilleri, haftada 3-4 kez tüketecek şekilde dengeli bir beslenme düzenini sağlayabilirsiniz.
4- Her zaman için haftada 2 kez balık tüketimini öneriyoruz fakat içinde bulunduğumuz mevsimden kaynaklı olarak tazesini bulmamız mümkün olmadığından, donmuş veya koserve ton balığı alternatiflerinin evde bulundurulmasında fayda var. Balıklar, kırmızı ete kıyasla omega-3 içermesi nedeniyle ilk olarak önerdiğimiz besin grubudur. Aynı zamanda kırmızı ve tavuk etine eş değer protein içeriğine sahip olduğundan ilk önceliği balığa bırakıyoruz.
5- Hastalıklara neden olan virüs ve bakterilere karşı vücudun önemli savunma mekanizmalarından olan antikorların görevlerini yerine getirebilmeleri için her gün yeterli protein alınması gerekmektedir. Bu nedenle en kaliteli protein kaynağı olan yumurtadan bahsetmezsek olmaz. Yumurta proteinlerinin %100’ünün vücut proteinlerine dönüştüğünü biliyoruz. Bu nedenle yumurta, örnek protein olarak nitelendirilir. Haftada en az 3-4 kez tüketilmesi gerekmektedir.
6- Bunlara ek olarak probiyotik takviyeli yoğurt ve kefir gibi ürünlerde bulunan faydalı mikroorganizmalar da bağışıklık sistemini destekleyici etkide bulunabildikleri için özellikle bu dönemde tüketilmesini öneriyoruz.
Bu Dönemi, Tüm Önerileri Ve Önlemleri Dikkate Aldığınız Takdirde, Sağlıklı Ve Mutlu Bir Şekilde Atlatacağınızdan Şüpheniz Olmasın!
DYT. HUMA KARABULUT
Huma KARABULUT Kimdir?
Dyt. Huma KARABULUT, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 2012 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm'ünde başladığı eğitimini 2016 yılında başarıyla tamamlayarak Diyetisyen Unvanı almıştır.
Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Onkolojji Hastanesi, Erişkin Hastaneleri, ve Dyt. Merve TIĞLI, Nfit Beslenme ve Diyet Merkezi, Ankara Liv Hospital, Koru Hastanesi gibi birçok kurumda danışan kabulü yapmış olan Dyt. Huma KARABULUT, mesleki çalışmalarına Ankara'da bulunan özel muayenehanesi'nde devam etmektedir.
Tarsuslu hemşehrilerimin, vatandaşlarımızın sağlıklı kalması ve koronavirüs’e karşı güçlü olması için önemli bir reçete öneriyorum diyen Diyetisyen Huma Karabulut reçetesine şunları yazdı.
COVİD-19’ A KARŞI BAĞIŞIKLIĞIMIZI NASIL GÜÇLÜ TUTABİLİRİZ?
Dünya Sağlık Örgütü’nün artık bir pandemi olarak kabul ettiği koronovirüs hastalığı (Covid-19) ülkemizde de önemli bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaya başlamıştır. Bu pandemi dalga dalga yayılmakta ve bu dalga, bağışıklığı düşük olup baş etme gücü en düşük olan insanları ezebilecek güçte maalesef ki. Tabiki tek bir besin Koronavirüsün yayılmasını, bulaşmasını önleyebilir ve hatta tedavi edebilir diyemeyiz. Ancak bir gerçek vardır ki o da “Sağlıklı ve Dengeli Beslenme”nin, fiziksel aktivite ve düzenli uyku ile beraber bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Bu nedenle bağışıklığı güçlendirmek hafife alınmamalı ve hayatınızdaki ufak bir değişiklik belki de sizin savunma sisteminiz için büyük sonuçlar doğurabilecekken, geç kalmamakta fayda var. Bağışıklığımızı güçlü tutmamız gereken bu zor dönemi olabildiğince rahat ve sorunsuz halletmemiz için seçilecek besinlerin içeriği protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olması, sağlıklı ve dengeli beslenme yönünden ciddi önem taşır. Seçebileceğimiz besin gruplarına madde madde değinecek olursak:
1- Söze kesinlikle sudan başlamak istiyorum. Bağışıklığımız için öncelikli olarak tüketimine dikkat etmemiz gereken suyu, her saat başı 1 bardak içecek şekilde kendimizi alıştırmalıyız. Sağlığımızı ve bağışıklığımızı düşündüğümüzden, suyu evde filtre edemiyorsanız, musluk suyundan önce, evde sizi 1 ay kadar idare edebilecek kadar su depolamakta fayda var.
2- Sudan sonra sıra sebze ve meyve grubunda. Uzun ömürlü saklanması mümkün olmasa da, her öğün ve hergün mutlaka sebze ve meyveye yer verilmesi gerekmektedir. Taze sebze ve meyvenin bir kısmının daha sonra tüketilmeye veya pişirilmeye uygun miktarlarda dondurularak saklanması da evden uzun süre çıkılamayan durumlarda sağlıklı beslenmenin sürekliliğinin sağlanabilmesi için bir alternatif oluşturmaktadır. İçinde bulunduğumuz mevsimi göz önüne alacak olursak uzun süre dayanabilecek sebzelerden kereviz, kabak, brokoli, karnabahar, havuç; meyvelerden muz, greyfurt, portakal, kivi gibi vitamin ve mineral deposu sebzeleri ve meyveleri yıkayıp buzlukta saklamak, bu dönemde en sağlıklı ve güvenilir seçim olacaktır. Bunlara ek olarak kuru meyve, kuru bamya, patlıcan, biber, domates gibi gıdalar da raf ömrü uzun; lif ve mineral kaynağı besinler olduğu için evde bulundurmak açısından güzel seçenekler arasındadır.
3- Karbonhidrat, lif ve proteinden zengin besin grupları arasında baklagillerin yerini biliyoruz. Hem uzun süre saklanabilmesi açısından hem de uzun süre sizi tok tutabilme özelliği açısından vazgeçilmez gruplar arasındadır. Yeşil, kırmızı mercimek, nohut, fasulye çeşitleri, barbunya gibi seçenekleri olan kurubaklagilleri, haftada 3-4 kez tüketecek şekilde dengeli bir beslenme düzenini sağlayabilirsiniz.
4- Her zaman için haftada 2 kez balık tüketimini öneriyoruz fakat içinde bulunduğumuz mevsimden kaynaklı olarak tazesini bulmamız mümkün olmadığından, donmuş veya koserve ton balığı alternatiflerinin evde bulundurulmasında fayda var. Balıklar, kırmızı ete kıyasla omega-3 içermesi nedeniyle ilk olarak önerdiğimiz besin grubudur. Aynı zamanda kırmızı ve tavuk etine eş değer protein içeriğine sahip olduğundan ilk önceliği balığa bırakıyoruz.
5- Hastalıklara neden olan virüs ve bakterilere karşı vücudun önemli savunma mekanizmalarından olan antikorların görevlerini yerine getirebilmeleri için her gün yeterli protein alınması gerekmektedir. Bu nedenle en kaliteli protein kaynağı olan yumurtadan bahsetmezsek olmaz. Yumurta proteinlerinin %100’ünün vücut proteinlerine dönüştüğünü biliyoruz. Bu nedenle yumurta, örnek protein olarak nitelendirilir. Haftada en az 3-4 kez tüketilmesi gerekmektedir.
6- Bunlara ek olarak probiyotik takviyeli yoğurt ve kefir gibi ürünlerde bulunan faydalı mikroorganizmalar da bağışıklık sistemini destekleyici etkide bulunabildikleri için özellikle bu dönemde tüketilmesini öneriyoruz.
Bu Dönemi, Tüm Önerileri Ve Önlemleri Dikkate Aldığınız Takdirde, Sağlıklı Ve Mutlu Bir Şekilde Atlatacağınızdan Şüpheniz Olmasın!
DYT. HUMA KARABULUT
Huma KARABULUT Kimdir?
Dyt. Huma KARABULUT, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 2012 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm'ünde başladığı eğitimini 2016 yılında başarıyla tamamlayarak Diyetisyen Unvanı almıştır.
Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Onkolojji Hastanesi, Erişkin Hastaneleri, ve Dyt. Merve TIĞLI, Nfit Beslenme ve Diyet Merkezi, Ankara Liv Hospital, Koru Hastanesi gibi birçok kurumda danışan kabulü yapmış olan Dyt. Huma KARABULUT, mesleki çalışmalarına Ankara'da bulunan özel muayenehanesi'nde devam etmektedir.