Başkan Seçer, Mersin’in Tarımını Anlattı
Özel bir TV kanalında “Tarımda Neler Oluyor?” programının canlı yayın konuğu olan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’de hayata geçirdiği projeleri, yapacaklarını ve tarımın geleceğini anlattı.
@mersinhaber 'i takip et
Tarımın önemine değinen Başkan Seçer, “Tarım sadece ekonomik olarak değerlendirilecek bir alan değil, sosyal olarak da çok önemli bir sektör” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kooperatifçilik alanındaki faaliyetlerini başlattıklarını ve bir kadın kooperatifi kurduklarını aktaran Seçer, “Kadınlarımızın özellikle üretimlerinin değerlenmesi, pazar değeri bulması için önemli çalışmalar yapılacak bir kooperatif oluşturuldu. Bazı kooperatiflere ortak olundu. Burada bizim amacımız bu faaliyetlerimizden belediyemizin kar etmesi değil, orada küçük üreticilerimize destek olmak” dedi.
Özel bir TV kanalında Sami Doğan ile “Tarımda Neler Oluyor?” programının canlı yayın konuğu olan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’de hayata geçirdiği çalışmaları, yapacaklarını ve tarımın geleceğini anlattı.
Mersin’in tarım potansiyeli olan bir kent olduğundan söz ederek, kentin yaklaşık yüzde 25’lik bir kısmının tarım toprağı olduğuna değinen Seçer, Mersin’in 400 bin hektar civarında tarım toprağı bulunduğunu belirtti. Seçer, “Tarım sadece ekonomik olarak değerlendirilecek bir alan değil, sosyal olarak da çok önemli bir sektör. Çünkü istihdamda önemli bir paya sahip. Birçok insan bu alandan direkt ve dolaylı geçiniyor. Özellikle Mersin birçok tarımsal ürünün yetişebileceği muazzam mikroklima iklime ve tarım topraklarına sahip. Toros Dağları'nın eteklerindeki küçük aile işletmelerini de önemsemek lazım. Bizim küçük üreticilere, aile işletmeciliği yapan çiftlere bir araya gelmeyi öğretmemiz lazım” dedi.
“Saygın noktalardaki ülkeler tarımsal teknolojik atılımlar yapmışlar”
Tarımın desteklenmeye muhtaç bir alan olduğundan ve dünyanın neresine gidilirse gidilsin tarımına destek olmayan hiçbir devlet yapısının bulunmadığından bahseden Seçer, şöyle devam etti:
“Tarım bir başına ayakta kalacak dinamiklere sahip değildir. Çünkü tarımdaki üretim maliyetleri daima o ürünün dünya piyasalarındaki değerinin çok üstündedir. Enerji pahalıdır. Gübre üretmek pahalıdır. Akaryakıt pahalıdır. Tarımcılara ‘Temel sorununuz ne diye’ sorarsanız; ‘Akaryakıt, gübre ve tohum’ der. Tohum da özellikle son dönemlerde ıslah teknolojisi, GDO teknolojisi, tohum teknolojisini farklı boyutlara taşıdı. Elde edilen hibrit tohumlar çok değerli tohumlar. Milyonlarca lira para ödeniyor, ithal ediliyor. Birçok devlet, gelişmiş ülke bunu becermiş. İsrail, Hollanda, Almanya, Amerika tarımda birçok alanda dünyada saygın noktalarda olan ülkeler. Önemli tarımsal teknolojik atılımlar yapmışlar, biz onu yapamamışız.”
“Tarım topraklarının imara açılması kabul edilebilir bir durum değil”
Programda Sami Doğan, Büyükşehir Yasası ile köylerin ve tarım arazilerinin, tamamıyla konutun, turizmin ve sanayinin tehdidi altına girdiğinden söz ederek, bu konuda Belediye Yasası’na ilişkin, tarım topraklarının korunması için çalışacak belediyeler ile beraber bir harekete öncülük edip etmeyecekleri ile ilgili soruyu Seçer’e yöneltti. Seçer de bu konudaki yasal mevzuattan bahsederek, “Bunlar bizim de belediye başkanları olarak üzerinde hassasiyetle durmamız gereken konular. Toprak ve üretim önemli. Tarım topraklarının bilinçsizce imara açılması kabul edilebilir bir durum değil. Bu konuda çok hassas bir belediye başkanıyım. Ziraatçı kökenli olmam da bunu sağlıyor. Yasaları hakkıyla uygularsanız ve bir tarafından delip, arkasından dolanmazsanız böyle işler olmaz. Yoksa mevzuat, gidin tarım topraklarını imara açın demiyor ama bir tarafından bir gedik buluyor insanlar. Maalesef rant her şeyin önüne geçiyor. Bizim 1/100.000’lik çevre düzeni planımız var. Orada tarımsal faaliyet yapılacak alanlar, sanayi ve konut alanlarının hepsi işaretlenmiş. Alt ölçekli plan çalışmalarımız da var. Bunlarda da çok büyük hassasiyet gösteriyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Amacımız kar değil, küçük üreticiye destek olmak”
Büyükşehir Belediyesi olarak kooperatifçilik alanındaki faaliyetleri başlattıklarını ve bir kadın kooperatifi kurduklarını aktaran Seçer, “Kadınlarımızın özellikle üretimlerinin değerlenmesi, pazar değeri bulması için önemli çalışmalar yapılacak bir kooperatif oluşturuldu. Bazı kooperatiflere ortak olundu. Burada bizim amacımız bu faaliyetlerimizden belediyemizin kar etmesi değil, orada küçük üreticilerimize destek olmak” dedi.
Başkan Seçer, tarımda bir arada olunduğu zaman girdi maliyetlerinin düştüğüne dikkat çekerek, “Tekniğe uygun yaparsınız, üretiminiz daha kaliteli ve bilinçli olur. Bütün üyelerinize tarımsal yayım götürürsünüz. Onlara yeni tarım tekniklerini öğretirsiniz. Elde ettiğiniz ürünü çok daha değerli satarsınız. Katma değer sağlarsınız. Bir sanayi tesisi oluşturabilirsiniz. Dalından ürünü aldığınız gibi değil, onu bir sanayi ürününe dönüştürerek daha farklı bir ürün formatına dönüştürüp, daha yüksek fiyatlara satıp, daha yüksek gelir elde edebilirsiniz. Birçok alan size açılır. Kooperatifçilik böyle bir şey. Bir elin nesi var iki elin sesi var” diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi’nin üreticilere yapacağı ayni ve nakdi yardımlardan tarımsal sulama konusundaki yardımlara, hayvancılık alanında yapacağı desteklerden fide-fidan yardımlarına kadar birçok konuya değinen Seçer, “Bizim arzumuz, bizim temennimiz özellikle küçük aile işletmelerinin kendi üretimlerini yapabilecek, bir araya gelebilecek birtakım faaliyetlerine destek olmak” sözlerini kullandı.
Kırsal kalkınma ve köy-kent ilişkisi hakkında da açıklamalarda bulunan Seçer, “Kırsaldan kente bilinçsizce göçü engellemek için, özellikle büyükşehirlere düşen görev, mümkünse kırsal mahallelerde, insanlara o mevcut mahallenin koşullarına, dinamiklerine, potansiyellerine göre destek olarak, orada geçimlerini sağlayacak üretimlerini yaptırmak. Onlara gelir kaynakları yaratmak, onlara meslek öğretmek, kooperatifleşme yaptırmak” dedi.
“Tarımda arzu ettiğimiz noktalarda değiliz”
Başkan Seçer, Türkiye’de uygulanan tarım politikalarını değerlendirirken, “Tarım sadece bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için önem içermiyor. Bizim de sadece yerel yönetimler değil, merkezi hükümetin de tarıma bakış açısında, eğer bugün tarımda sorunlar yaşanıyorsa, üretim kalitemizde hala istediğimiz yurtdışı pazarlarına açılacak standartlara erişemediysek yanlış giden bir şeyler var. Hala bugün tarımda sorunları konuşuyorsak, hala Türkiye dünyada, Avrupa’da lider bir ülke değilse, hala bizim tarım ürünlerimiz sınırlardan kalıntı sebebiyle geri dönüyorsa, tarımda arzu ettiğimiz noktalarda değiliz” dedi.
“Nükleer güç santralini Mersin'e yapılmış çok önemli bir yanlış olarak görüyorum”
Seçer, Mersin’de kurulan Nükleer Santral hakkında da değerlendirmeler yaparak, “Nükleer santral yanlış olmuştur. Mersin gibi bir turizm, tarih, tarım kentinde bunun yapılması akla ziyan bir durumdur. Santral yapımı maalesef devam ediyor. Nükleer Güç Santrali’nin oraya yapılmasını Mersin'e yapılmış çok önemli bir yanlış olarak görüyorum” dedi.
Seçer programda, Büyükşehir Belediyesi olarak hizmete başladıkları günden itibaren hayata geçirdikleri hizmetleri ve bundan sonra yapmayı planladıkları projeleri de anlattı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kooperatifçilik alanındaki faaliyetlerini başlattıklarını ve bir kadın kooperatifi kurduklarını aktaran Seçer, “Kadınlarımızın özellikle üretimlerinin değerlenmesi, pazar değeri bulması için önemli çalışmalar yapılacak bir kooperatif oluşturuldu. Bazı kooperatiflere ortak olundu. Burada bizim amacımız bu faaliyetlerimizden belediyemizin kar etmesi değil, orada küçük üreticilerimize destek olmak” dedi.
Özel bir TV kanalında Sami Doğan ile “Tarımda Neler Oluyor?” programının canlı yayın konuğu olan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’de hayata geçirdiği çalışmaları, yapacaklarını ve tarımın geleceğini anlattı.
Mersin’in tarım potansiyeli olan bir kent olduğundan söz ederek, kentin yaklaşık yüzde 25’lik bir kısmının tarım toprağı olduğuna değinen Seçer, Mersin’in 400 bin hektar civarında tarım toprağı bulunduğunu belirtti. Seçer, “Tarım sadece ekonomik olarak değerlendirilecek bir alan değil, sosyal olarak da çok önemli bir sektör. Çünkü istihdamda önemli bir paya sahip. Birçok insan bu alandan direkt ve dolaylı geçiniyor. Özellikle Mersin birçok tarımsal ürünün yetişebileceği muazzam mikroklima iklime ve tarım topraklarına sahip. Toros Dağları'nın eteklerindeki küçük aile işletmelerini de önemsemek lazım. Bizim küçük üreticilere, aile işletmeciliği yapan çiftlere bir araya gelmeyi öğretmemiz lazım” dedi.
“Saygın noktalardaki ülkeler tarımsal teknolojik atılımlar yapmışlar”
Tarımın desteklenmeye muhtaç bir alan olduğundan ve dünyanın neresine gidilirse gidilsin tarımına destek olmayan hiçbir devlet yapısının bulunmadığından bahseden Seçer, şöyle devam etti:
“Tarım bir başına ayakta kalacak dinamiklere sahip değildir. Çünkü tarımdaki üretim maliyetleri daima o ürünün dünya piyasalarındaki değerinin çok üstündedir. Enerji pahalıdır. Gübre üretmek pahalıdır. Akaryakıt pahalıdır. Tarımcılara ‘Temel sorununuz ne diye’ sorarsanız; ‘Akaryakıt, gübre ve tohum’ der. Tohum da özellikle son dönemlerde ıslah teknolojisi, GDO teknolojisi, tohum teknolojisini farklı boyutlara taşıdı. Elde edilen hibrit tohumlar çok değerli tohumlar. Milyonlarca lira para ödeniyor, ithal ediliyor. Birçok devlet, gelişmiş ülke bunu becermiş. İsrail, Hollanda, Almanya, Amerika tarımda birçok alanda dünyada saygın noktalarda olan ülkeler. Önemli tarımsal teknolojik atılımlar yapmışlar, biz onu yapamamışız.”
“Tarım topraklarının imara açılması kabul edilebilir bir durum değil”
Programda Sami Doğan, Büyükşehir Yasası ile köylerin ve tarım arazilerinin, tamamıyla konutun, turizmin ve sanayinin tehdidi altına girdiğinden söz ederek, bu konuda Belediye Yasası’na ilişkin, tarım topraklarının korunması için çalışacak belediyeler ile beraber bir harekete öncülük edip etmeyecekleri ile ilgili soruyu Seçer’e yöneltti. Seçer de bu konudaki yasal mevzuattan bahsederek, “Bunlar bizim de belediye başkanları olarak üzerinde hassasiyetle durmamız gereken konular. Toprak ve üretim önemli. Tarım topraklarının bilinçsizce imara açılması kabul edilebilir bir durum değil. Bu konuda çok hassas bir belediye başkanıyım. Ziraatçı kökenli olmam da bunu sağlıyor. Yasaları hakkıyla uygularsanız ve bir tarafından delip, arkasından dolanmazsanız böyle işler olmaz. Yoksa mevzuat, gidin tarım topraklarını imara açın demiyor ama bir tarafından bir gedik buluyor insanlar. Maalesef rant her şeyin önüne geçiyor. Bizim 1/100.000’lik çevre düzeni planımız var. Orada tarımsal faaliyet yapılacak alanlar, sanayi ve konut alanlarının hepsi işaretlenmiş. Alt ölçekli plan çalışmalarımız da var. Bunlarda da çok büyük hassasiyet gösteriyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Amacımız kar değil, küçük üreticiye destek olmak”
Büyükşehir Belediyesi olarak kooperatifçilik alanındaki faaliyetleri başlattıklarını ve bir kadın kooperatifi kurduklarını aktaran Seçer, “Kadınlarımızın özellikle üretimlerinin değerlenmesi, pazar değeri bulması için önemli çalışmalar yapılacak bir kooperatif oluşturuldu. Bazı kooperatiflere ortak olundu. Burada bizim amacımız bu faaliyetlerimizden belediyemizin kar etmesi değil, orada küçük üreticilerimize destek olmak” dedi.
Başkan Seçer, tarımda bir arada olunduğu zaman girdi maliyetlerinin düştüğüne dikkat çekerek, “Tekniğe uygun yaparsınız, üretiminiz daha kaliteli ve bilinçli olur. Bütün üyelerinize tarımsal yayım götürürsünüz. Onlara yeni tarım tekniklerini öğretirsiniz. Elde ettiğiniz ürünü çok daha değerli satarsınız. Katma değer sağlarsınız. Bir sanayi tesisi oluşturabilirsiniz. Dalından ürünü aldığınız gibi değil, onu bir sanayi ürününe dönüştürerek daha farklı bir ürün formatına dönüştürüp, daha yüksek fiyatlara satıp, daha yüksek gelir elde edebilirsiniz. Birçok alan size açılır. Kooperatifçilik böyle bir şey. Bir elin nesi var iki elin sesi var” diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi’nin üreticilere yapacağı ayni ve nakdi yardımlardan tarımsal sulama konusundaki yardımlara, hayvancılık alanında yapacağı desteklerden fide-fidan yardımlarına kadar birçok konuya değinen Seçer, “Bizim arzumuz, bizim temennimiz özellikle küçük aile işletmelerinin kendi üretimlerini yapabilecek, bir araya gelebilecek birtakım faaliyetlerine destek olmak” sözlerini kullandı.
Kırsal kalkınma ve köy-kent ilişkisi hakkında da açıklamalarda bulunan Seçer, “Kırsaldan kente bilinçsizce göçü engellemek için, özellikle büyükşehirlere düşen görev, mümkünse kırsal mahallelerde, insanlara o mevcut mahallenin koşullarına, dinamiklerine, potansiyellerine göre destek olarak, orada geçimlerini sağlayacak üretimlerini yaptırmak. Onlara gelir kaynakları yaratmak, onlara meslek öğretmek, kooperatifleşme yaptırmak” dedi.
“Tarımda arzu ettiğimiz noktalarda değiliz”
Başkan Seçer, Türkiye’de uygulanan tarım politikalarını değerlendirirken, “Tarım sadece bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için önem içermiyor. Bizim de sadece yerel yönetimler değil, merkezi hükümetin de tarıma bakış açısında, eğer bugün tarımda sorunlar yaşanıyorsa, üretim kalitemizde hala istediğimiz yurtdışı pazarlarına açılacak standartlara erişemediysek yanlış giden bir şeyler var. Hala bugün tarımda sorunları konuşuyorsak, hala Türkiye dünyada, Avrupa’da lider bir ülke değilse, hala bizim tarım ürünlerimiz sınırlardan kalıntı sebebiyle geri dönüyorsa, tarımda arzu ettiğimiz noktalarda değiliz” dedi.
“Nükleer güç santralini Mersin'e yapılmış çok önemli bir yanlış olarak görüyorum”
Seçer, Mersin’de kurulan Nükleer Santral hakkında da değerlendirmeler yaparak, “Nükleer santral yanlış olmuştur. Mersin gibi bir turizm, tarih, tarım kentinde bunun yapılması akla ziyan bir durumdur. Santral yapımı maalesef devam ediyor. Nükleer Güç Santrali’nin oraya yapılmasını Mersin'e yapılmış çok önemli bir yanlış olarak görüyorum” dedi.
Seçer programda, Büyükşehir Belediyesi olarak hizmete başladıkları günden itibaren hayata geçirdikleri hizmetleri ve bundan sonra yapmayı planladıkları projeleri de anlattı.