Tarsus Belediye Başkanı Bozdoğan, " 15 Temmuz Seçilmişlerin Değil, İnananların Zaferidir"
Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin parlamenterlerin, siyasi partilerin ve halkın direnme hakkıyla geri püskürtüldüğünü belirterek, “15 Temmuz seçilmişlerin değil, inananların zaferidir. Ülkemiz defalarca ateş çukurunun kenarına getirildi. Türkiye Cumhuriyeti, bizlere altın tepside sunulmadı. Ülkemiz gözyaşı, kan ve acı ile kuruldu” ifadelerini kullandı.
@mersinhaber 'i takip et
Tarsus Kaymakamlığı tarafından organize edilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma programı yürüyüş ve çeşitli etkinliklerle kutlandı. Kaymakamlık binası önünde düzenlenen etkinliğe, Tarsus Kaymakamı Yüksel Ünal, Garnizon Komutanı Yüzbaşı Şükrü Uzundağ, Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, Tarsus Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Füsun Kaleli, Jandarma İlçe Komutanı Binbaşı Erhan Erbay, İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Oğuz Şahin, Tarsus Müftüsü Ali Can, Tarsus Ticaret Odası Başkanı H. Ruhi Koçak, Ticaret Başkanı Murat Kaya ile diğer kurumların yetkilileri ve vatandaşlar katıldı. Okunan Kuran’ı Kerim tilavetinin ardından dualar edildi.
Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin parlamenterlerin, siyasi partilerin ve halkın direnme hakkıyla geri püskürtüldüğünü belirterek, “Bunun adı direnme hakkıydı. Direnme hakkı ile darbe önlendi. Ülkemiz 27 Mayıs 1960’da, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de, 28 Şubat 1997’de ve son olarak ta 15 Temmuz 2016’da defalarca ateş çukurunun kenarına getirildi. 15 Temmuz 2016 seçilmişlerin değil, inanmışların ve inananların zaferidir. Türkiye Cumhuriyeti bizlere altın tepside sunulmadı. Ülkemiz gözyaşı, kan ve acı ile kuruldu. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kurarken, yetkiyi saraydan alıp, halka verirken aynen şunu söylemişti. “Hâkimiyet, bilâ kayd-u şart Milletindir.” Ben bu sözü çok önemserim” ifadelerini kullandı.
Darbelerden dolayı demokrasinin defalarca yara aldığını dile getiren Başkan Bozdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “1946’larda bu Cumhuriyetimiz demokrasiyle ilk sınavını veri, çok partili döneme girdi ve bunun sonrasında “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” denilerek sosyal devletin ne olduğunu ortaya koydular. Böyle bir gelişmeyi takip ederken ciddi anlamda Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin değerini bilmek zorundaydık. Ama maalesef ki geliştirmemiz gereken, korumamız gereken, demokrasi bu darbelerden defalarca yara aldı. İnanıyorum ki bu ülkede demokrasiyi ne kadar güçlendirirsek, bu ülkede demokrasiyi ne kadar derinleştirirsek ve geliştirirsek bu darbeleri bir daha görmeyeceğiz. Ama en önemlisi hukuku en iyi şekle getirerek, adaleti en iyi şekilde kullandığımız zaman bir daha bu darbeleri görmeyeceğiz. Başta Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve 15 Temmuz 2016’da şehit düşen halkımızı rahmet ve minnetle anıyorum.”
Tarsus Belediye Başkanı Dr. Haluk Bozdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin parlamenterlerin, siyasi partilerin ve halkın direnme hakkıyla geri püskürtüldüğünü belirterek, “Bunun adı direnme hakkıydı. Direnme hakkı ile darbe önlendi. Ülkemiz 27 Mayıs 1960’da, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de, 28 Şubat 1997’de ve son olarak ta 15 Temmuz 2016’da defalarca ateş çukurunun kenarına getirildi. 15 Temmuz 2016 seçilmişlerin değil, inanmışların ve inananların zaferidir. Türkiye Cumhuriyeti bizlere altın tepside sunulmadı. Ülkemiz gözyaşı, kan ve acı ile kuruldu. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kurarken, yetkiyi saraydan alıp, halka verirken aynen şunu söylemişti. “Hâkimiyet, bilâ kayd-u şart Milletindir.” Ben bu sözü çok önemserim” ifadelerini kullandı.
Darbelerden dolayı demokrasinin defalarca yara aldığını dile getiren Başkan Bozdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “1946’larda bu Cumhuriyetimiz demokrasiyle ilk sınavını veri, çok partili döneme girdi ve bunun sonrasında “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” denilerek sosyal devletin ne olduğunu ortaya koydular. Böyle bir gelişmeyi takip ederken ciddi anlamda Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin değerini bilmek zorundaydık. Ama maalesef ki geliştirmemiz gereken, korumamız gereken, demokrasi bu darbelerden defalarca yara aldı. İnanıyorum ki bu ülkede demokrasiyi ne kadar güçlendirirsek, bu ülkede demokrasiyi ne kadar derinleştirirsek ve geliştirirsek bu darbeleri bir daha görmeyeceğiz. Ama en önemlisi hukuku en iyi şekle getirerek, adaleti en iyi şekilde kullandığımız zaman bir daha bu darbeleri görmeyeceğiz. Başta Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve 15 Temmuz 2016’da şehit düşen halkımızı rahmet ve minnetle anıyorum.”