Akdeniz » Toroslar » Silifke » Ekonomi »

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi 2019 Yılı Haziran Ayı Toplantısı İkinci Birleşiminde, Suriyeli Sorunu Gündeme Geldi

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi 2019 Yılı Haziran Ayı Toplantısı İkinci Birleşimi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında gerçekleştirildi.


@mersinhaber 'i takip et
MECLİSTE ÖNEMLİ KONULAR GÖRÜŞÜLDÜ, MECLİSİN GÜNDEMİ YOĞUNDU
Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan toplantıda komisyon raporlarına ait 22 ve idare tekliflerine ait 5 gündem dışı olmak üzere toplam 27 madde görüşüldü.
Meclisin en önemli gündem maddelerinden biri olan ve Başkan Seçer’in seçim döneminde de sözünü verdiği, vatandaşların otopark sorununa büyük oranda çözüm getirecek olan parkmetre uygulaması oldu. Öte yandan Büyükşehir Belediyesi’nin katılımcı belediyecilik anlayışı ile oluşturacağı 5 yıllık Stratejik Plan, meclislerin ilçelerde yapılması, MER-EK Ekmek Fabrikası’nın İşletmesi’nin İşletme ve İştirakler Dairesi Başkanlığı’ndan alınarak, İmar A.Ş’ye devredilmesi, Suriye sorunu ve çözümü, kentte var olan Arapça tabelaların yarattığı kirlilik gibi önemli başlıkların üzerinde duruldu.
Başkan Seçer, Stratejik Planı birlikte hazırlayalım çağrısında bulundu
Mecliste, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ için oluşturulacak 5 yıllık Stratejik Plan’a katkı sunmaları adına meclis üyelerine form dağıtıldı.
Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ’nin Stratejik Planı’nın hazırlanma sürecinde meclis üyelerinin de görüşlerinin alınması amacıyla kendilerine dağıtılan formları doldurmalarını talep eden Başkan Seçer, “Arkadaşlarımıza talimatımızdır. Hem Mersin Büyükşehir Belediyemizin hem de MESKİ’nin Stratejik Plan hazırlığı çerçevesinde toplumun tüm katmanlarını, aktörlerini ve bileşenlerini, gelecek 5 yılımız için son derece önemli olan, yapacağımız proje ve faaliyetlere el feneri görevi üstlenecek en önemli çalışma olan Stratejik Plana katkılarını istiyoruz. Bazı daire başkanlıklarımız bu konuda çalıştaylar yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığımız böyle bir çalışmaya imza attı. Diğer dairelerimiz de bu tip çalıştaylar yapabilir. Ayrıca yine talimatımdır. Bu konuda çalışma yapan arkadaşlarım başta ilçe belediye başkanlarımız olmak üzere tüm siyasi partilerin ilçe başkanlarını ve şu anda sayamayacağım, o çalışma alanındaki aktörlerin ziyaret edilerek, fikirlerinin alınması konusunda son derece hassasiyetle yaklaşacaklarını söyleyebilirim” dedi.
Temelde amaçlarının sürekli dile getirdikleri katılımcı demokrasi anlayışının gerçekten hayatta, yönetim anlayışları içerisinde somut, elle tutulur, gözle görülür bir şekilde uygulanması olduğunu ifade dene Seçer, “Bizim için 5 yılda yapacağımız hizmetlerin faaliyetlerin projelerin yol göstericisi olacak Stratejik Plan, son derece önemli. Eğer makul, ayakları yere basan, Mersin’in ve ülkenin sosyo-ekonomik gerçeklerine uygun, uygulanabilir, sürdürülebilir bir plan yaparsak, 5 yıl içerisinde Mersin'de çok şeyler veririz. Ama el yordamıyla, günü kurtarmak için, palyatif çözümler üreterek, biraz da toplumun gözünü boyayacak şekilde hazırlanan bir Stratejik Plan altına benim imza atmam, bu kente yapabileceğim en büyük kötülüklerden bir tanesi olur. Umut ediyorum son derece olumlu, faydalı ve uygulanabilir bir Stratejik Planın altına katılımcılarla beraber hep beraber imzamızı atarız, bunu 5 yıllık süreçte güzel hizmetlere dönüştürürüz” şeklinde konuştu.
“Bir mağduriyet yaşanıyorsa, biz idare olarak her türlü tedbiri alırız”
Belediye Encümeni tarafından yeni yapılacak kira ihalelerindeki ödemeler ile ilgili görüşülen madde mecliste oy birliği ile kabul edildi. Kira ihaleleri ile ilgili konuşan ve bu ihalelerin ödemelerinin 12 ay taksitle yapılmasını talep eden meclis üyesine cevap veren Başkan Seçer, “Biz daha önce onu bir meclis kararına bağlamayı düşündük. Ama bunun gereksiz bir işlem olduğunu gördük. Ben katılıyorum. Ekonomik kriz nedeniyle dönemsel olarak bu gün vardır, yarın farklı bir ortam olur, ihtiyaç duymayız ama zaman zaman biz idare olarak iyi niyet ve gerçekler çerçevesinde bu yetkiyi kullanacağız. Elbette ki her türlü kolaylık yapılır ama gerçekten mağduriyet yaşayan ve iyi niyetli kiracılarınıza bunu yaparsınız. Bunu alışkanlık haline getiren arkadaşlarımıza asla böyle bir taviz vermeniz mümkün değil. İnsanlar bunu alışkanlık haline getirmiş, gücü gücüne yetene bir düzen oluşturmaya çalışan anlayışlar var. Oysaki biz kanunlar çerçevesinde hareket etmek zorundayız. İş ve eylemlerden kaynaklı birçok alacağımız var. Dişe diş mücadele ediyoruz. Bunları da zaman içerisinde sizlerle paylaşacağız. Kimlerle nasıl çalışmalar yapıyoruz, nasıl mücadeleler ediyoruz, bizatihi Belediye Başkanı olarak ben bu işin neresindeyim, yaptığımız çalışmaları size anlattıkça sizler de göreceksiniz. Tabii ki kamunun bir delikli kuruşunu kimseye haksız yere yedirmeyiz. Vatandaş bizim vatandaşımız, hemşehrimiz, dostumuz, arkadaşımız, bu mesele değil ama vatandaşımız. Bir mağduriyet yaşanıyorsa, bu genel bir mağduriyetse biz idare olarak her türlü tedbiri alırız. Onda kimsenin bir endişesi olmasın” ifadelerini kullandı.
Meclis ilçelere taşınıyor
Bundan sonra uygun görülen haftalarda meclisin ilçelerde yapılması ile ilgili görüşülen teklif komisyona havale edilmeden oy birliği ile kabul edildi.
Başkan Seçer, ilçe belediye başkanları tarafından talep edilen meclisin ilçelerde yapılması konusu ile ilgili, “Bu konu Belediye Başkanları tarafından dile getirildi ve bence de makul bir durum. Bu yetkiyi burada alalım, hiç komisyona sevk etmeye gerek yok. Bu ilçelerimizin motivasyonu açısından da önemli bir durum. Bütün belediye başkanlarının, meclis üyelerinin orada olması, sokaklarda görünmemiz hem birlik beraberlik, hem de toplumun huzuru açısından önemli bir kazanım. Bizler de gidersek o ilçeleri şenlendiririz diye düşünüyorum. Eğer siz de uygun görürseniz komisyona havale etmeden, pazartesi ya da cuma, tüm grupların uygun gördüğü haftalarda bu toplantıları ilçelerde yapmak istiyoruz” dedi.
Seçer, “Parkmetre uygulamasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu konuda çalışmalar başlattık
Başkan Seçer’in seçim döneminde de sözünü verdiği ve şehrin otopark sorununa büyük oranda çözüm getirecek olan parkmetre uygulaması da mecliste konuşulan önemli konular arasında yerini aldı. Konuyla ilgili görüşülen madde oy birliği ile Plan, Bütçe ve Ulaşım Komisyonu’na gönderildi.
Konu hakkında açıklamalarda bulunan Seçer, “Bu şikâyet sizlere de gelen bir şikayet. Çarşı esnafı iş yapamamaktan muzdarip. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi müşteri alışveriş yapmak için park yeri bulamıyor. Aracını park ederek, 5-10 dakika gelip bir dükkândan alışveriş yapma imkânı bulamıyor. Yarım saat, 45 dakika bir işi varsa, ailesiyle bir mağazadan alışveriş yapacak imkânı bulamıyor. Otopark sorunumuz var. Bu şehrin ve ilçelerimizin genel sorunu. O ayrı bir durum. İlçelerin de, bizlerin de projeleri ar. Bunları zaman içerisinde hayata geçireceğiz. Şu anda hali hazırda 4 otopark yapımı için tespit edilmiş yerlerimiz var ve 3’ünün de projesi dahi hazır. Hemen ihaleye çıkma sürecini başlattık. Alt yapısını oluşturuyoruz. Yöntemini, hangi yöntemler ile bunu yapacağımızı oluşturmaya çalışıyoruz ama bu süre içerisinde de süratle tedbir almamız lazım. Yani çarşı esnafının alışverişini hareketlendirecek bazı tedbirler almamız lazım. Bu sebeple bu parkmetre uygulamasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu konuda çalışmalar başlattık” diye konuştu.
Yapılan ilk incelemelerde öncelikli olarak Hastane Caddesi, Silifke Caddesi, İstiklal Caddesi ve en yoğun bölgeler ile GMK Bulvarı gibi noktalarda yetkililerin çalışmalar yaptığını belirten Seçer, “Toplam 4 bin metrelik bir ilk etap ve bunun devamı gelecek. Burada biz bu çalışmaları yaparken kentin aktörleri ile de görüştük. Şoförler Odası’ndan bir temsilci istedik. Beraber yerinde tespitler yapılırken. Oradaki çöp konteynırlarına kadar tespit edildi. Oradaki engeller ve problemler ne olabilir gibi. MTSO’dan, Trafik Şube Müdürlüğü’nden, Mersin Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı’ndan, Esnaf Odaları Birliği’nden temsilci sağlanarak beraberce bu tespitler yapıldı. Ortaya çıkan raporda her 5 metreye bir araba koymak kaydıyla yaklaşık olarak 100 metreye de bir görevlinin uygun olabileceği görüşü ortaya çıktı. Burada fiyat konusunda çalışma yaparken bize benzeşen illerde de araştırmalar yapıldı” ifadelerine yer verdi.
“Parkmetre konusunda komisyonda bazı düzenlemeler yapılabilir”
Mersin’e benzeyen illerdeki fiyatları araştırdıklarını ifade eden Seçer, “Biz Mersin’de de şöyle bir uygulama yapabiliriz. Bu komisyonda tartışılacak. Biz ham şekli ile bu rakamları belirledik. Sabah 08.00 ile akşam 19.00 arası. 19.00’dan sabah 08.00’e kadar bedelsiz olarak oralar caddeler rahatlıyor, araçlarını koyabilirler. 10 dakika ya da 15 dakika, görüşlerini belirtin komisyonda. Bir mutabakat sağlansın. Bu süre içerisinde siz de esnaf arkadaşlar ile görüşün. Bizim esnaflardan aldığımız talep bu. 10 dakika diyen de var. 15 dakika diyen de var. Ücretsiz yapalım. Bir saati 4 TL yapalım. 2 saati 6 TL yapalım. 2-3 saat aralığını 12 TL yapalım ve 3 saat üstünü de 20 TL yapalım şeklinde. Bu bir ham çalışma. Komisyonda bunun üzerinde düzeltmeler yapılabilir” dedi.
MER-EK Ekmek Fabrikası İşletmesi’nin İmar A.Ş’ye devrediliyor
“Vahap Seçer seçilince Ekmek Fabrikası’nı kapatacak dediler ama şimdi Vahap Seçer tam tersini yapıyor”
MER-EK Ekmek Fabrikası’nın İşletmesi’nin, İşletme ve İştirakler Dairesi Başkanlığı’ndan alınarak, İmar A.Ş’ye devredilmesi hakkındaki madde Plan ve Bütçe Komisyonu’na oy birliği ile havale edildi. Böylece Başkan Seçer, seçim döneminde yaratılmak istenen polemiğe de yanıt vererek, MER-EK Ekmek Fabrikası’nı kapatmayarak, daha iyi işletilen, daha fazla vatandaşına ekmek temin eden bir yer haline getireceklerini vurgulamış oldu.
Fabrikanın işletmesinin Belediye şirketine devredilmesi hakkında konuşan Seçer, “Bizim Mersin’in sosyo-ekonomik durumu belli. Gelir dağılımının son derece yüksek olduğu bir kent. Çok yoksul insanlar var. Bizim maalesef ekmek ağırlıklı beslenmemiz söz konusu. Özellikle dar gelirli yurttaşlarda ekmek önemli bir temel gıda maddesi. Biz de belediye olarak daha önce uygulanmaya konmuş olan belediyenin ekmek üretip, uygun fiyatlarla vatandaşa temini konusunda devam kararı aldık. Bu konuda seçim öncesi polemik yaratanlara da bir cevap olmuş olur. Vahap Seçer seçilince Ekmek Fabrikası’nı kapatacak dediler ama şimdi Vahap Seçer tam tersini yapıyor. Daha da iyi işletilen, daha fazla vatandaşına ekmek temin edebilecek duruma fabrikayı getirebilecek bir yapılanma içerisine giriyoruz” şeklinde konuştu.
“Şirket üzerinden burayı daha profesyonelce yönetmek istiyoruz”
Şirket ile fabrikayı daha profesyonel bir biçimde yöneteceklerini dile getiren Seçer, “Bütçe içi işletmeler şeklinde bir uygulama ile İşletme ve İştirakler Dairesi Başkanlığı’na bağlı olarak işletilen bir fabrika burası. Biz bunu alacağız ve Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak şirketimize vereceğiz. Şirket üzerinden burayı daha profesyonelce yönetmek istiyoruz. Zira oraya atayacağınız bir görevli belediye bünyesinde bir işletme ise bir devlet memuru olması gerekiyor. Devlet memuru statüsünde olacak ki ona bir statü ile siz o yetkiyi vereceksiniz. Ama bunu şirket bünyesine aldığınız zaman bu konuyu ve bu konunun piyasasını bilen, bunu daha iyi işletebilecek personelleri de oraya çok rahatlıkla atayabiliriz. Daha profesyonelce bir yönetim anlayışı olur. Bu düşünce ile biz bu fabrikayı İmar A.Ş.’ye devredip bundan sonraki işletmenin şirket tarafından yapılmasını istiyoruz. Bunun için de bu konuyu sizlerin gündeminize getirdik” diye belirtti.
Seçer, “Ekmek Fabrikasının devredilmesi halinde işçiler hak kaybı yaşamayacak”
MER-EK Ekmek Fabrikası’nda çalışmakta olan personellerin aynı şirkete aktarımlarının yapılıp yapılmayacağı konusu hakkındaki soruyu yanıtlayan Seçer,“Haklı bir endişe var. Haklılığı şu. Bu gelenekselleşmiş bir zihniyettir bizde. Yani benim siyasi görüşümde de AK Parti’de, MHP’de fark etmiyor. Biri geldi, kendisinden olmayanları işten atıyor diye bir bakış açısı var. Benim böyle bir anlayışım yok. Tekrar altını çiziyorum. Lütfen bunu çok tartışmaya açmayalım. Hep söylüyorum, bu ülkede bölünme diye diye biz ülkeyi bölünecek hale getiriyoruz. Toplumda da böyle. Bu MHP’li, bu siyasi görüşü ayrı, bu CHP’li, bu HDP’li diye diye biz bu toplumu bölüyoruz. Benim yönetim anlayışımda böyle bir bakış açısı yok” dedi.
Hukuki olarak, fabrikanın şirkete devredilmesi durumunda hak kaybı olmayacağını dile getiren Başkan Seçer, “Şu anda orada çalışanlar sürekli işçi statüsünde belediyenin çalışanları. Kültür A.Ş.’nin üzerinde hukuken belediyenin hizmet alanında çalışıyor. Bu fabrika kapandığı zaman yine o Kültür A.Ş’nin bir çalışanıdır. Bizim onu işinden edebilmemiz için haklarını ödememiz lazım. Birikmiş kıdem tazminatlarını, ihbar tazminatlarını ödememiz lazım ki böyle bir derdimiz yok. Tazminat verecek ne paramız var ne de böyle bir anlayışımız var. Kültür A.Ş’den çıkışını yapıp, hukuken diğer bir şirketime onu nakledebilirim. Benim için fark eden bir şey yok. Arkadaşlarımız işini yapıyorsa, bize faydalı oluyorsa diğer birimlerde olduğu gibi burada da işine devam edecektir. Ama faydalı olmuyorsa oradan alırız, başka bir birime veririz. Çok canımızı sıkıyorsa, bize eziyet ediyorsa, iş yapmıyorsa bunu da açıklıkla ifade edeyim, yasalar çerçevesinde ben tutanak tutarım, işe gelmiyor, amirlerine itaat etmiyor, verilen görevi yerine getirmiyor derim. Onu da yapamıyorsam verin tazminatını şu işletmeye huzur gelsin diye işinden çıkartırım. Ben ne yapabilirim? Tüm samimiyetimle söylüyorum, işini iyi yapan insan arıyoruz. Kalifiye eleman sorunu var” diye konuştu.
SURİYELİ SORUNU MECLİSTE GÜNDEME GELDİ
BAŞKAN SEÇER: ““BEN BÜTÇEMDEN SURİYELİ MİSAFİRLERLE İLGİLİ YARDIM YAPMAM”
Kentte yaşayan Suriyelilerin, vatandaşları ekonomik, sosyal ve kültürel birçok sorun ile karşı karşıya bıraktıklarını dile getiren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Suriyeli konusu önemli bir konu. Suriyeli misafirler terimini bilerek kullanıyoruz çünkü hukuki olarak mülteci veya sığınmacı diyemiyoruz. Sayıları resmi kayıtlarda 200 bin. Gayri resmi 300 binin üzerinde. Çok önemli bir rakam. Mersin nüfusunun 1 milyon 800 bin olduğunu düşünürsek, yaklaşık olarak onlarla beraber 2.2 milyona çıkıyor. Her 5 kişiden biri Suriyeli misafir. Birçok ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarla bizleri karşı karşıya bırakıyorlar. Bunları nasıl çözebiliriz, üstesinden gelebiliriz, eminim ki onlar da böyle bir durumla karşılaşmak istemezdi. Kimse vatanından uzak kalmayı, savaş çıkmasını, çoluk çocuk topraklarını, vatanlarını, evlerini terk etmeyi istemez. Bu olayın iki boyutu var. Bir sorunlar bütünü olarak bakmak lazım. Ekonomik, sosyal ve siyasal olarak. Diğer taraftan insani boyutu var” dedi.
“Huzurlu yaşamak istiyoruz”
Suriyelilerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, “Bu konuda değerlendirmeler yaparken beş düşünüp bir konuşmak lazım. Onun için dikkatli konuşacağım. Çünkü bu kentte bir vatandaşın tırnağına taş değse sorumluların başında ben gelirim. Böyle bir şeyi asla arzu etmeyiz. Burada bizim için esas olan huzur. Huzurlu yaşamak istiyoruz. Belediyemizin Suriyeli misafirlerle ilgili bir yardım kalemi yok. Benim öyle bir çalışmam da yok. Bundan sonra da olmayacak. Ben bütçemden Suriyeli misafirlerle ilgili yardım yapmam. Benim vatandaşlarım için kıt kanaat bütçe içerisinden onlara sunduğum hizmet ancak onlar için spesifik bazı özel çalışmalar olabilir. Ama burada benim sıkıntım şu. Bana Ankara’dan gelen hakkım 1 milyon 800 bin nüfus üzerinden geliyor. Oysa ben 2. 2 milyon kişiye hizmet olarak sunuyorum. Burada tabi toplumun şikâyeti var. Bizim bazı tedbirler almamız lazım. Örneğin 400 bin kayıt içi kayıt dışı vatandaşlar var. Bunlar çalışma hayatında ve istihdamda sorun yaratıyor. Çünkü kayıt dışı istihdama sebep oluyor. Benim odam her gün iş bulma umuduyla gelen kendi yurttaşımla dolup taşarken, diğer taraftan kayıt dışı işsizlik almış başını gitmiş ve başrolde de Suriyeli misafirler var. Bu sorun mu sorun. Diğer taraftan esnaf siftahsız dükkân kapatıyorum diyor. Bakıyorsun onlarca esnaf var, ruhsatı yok. Bu ilçe belediyelerinin de, benim de sorumluluk alanımda. Denetimi yapacağız. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Kendi elimizle kendi vatandaşımıza zulüm ediyoruz. Bunu ortadan kaldırmamız lazım” şeklinde konuştu.
“Her taraf Arapça tabela, kardeşim Türkçem var, Türkçe’yi kullan”
“Herkes her yere tabela asmayacak, Büyükşehir’in bir standardı olacak”
Suriyeli sorununun ardından, Arapça tabelalar hakkında da açıklamalar yapan ve bu tabelaların görüntü kirliliğine sebep olduğundan bahseden Başkan Seçer, ‘Her taraf Arapça tabelalar. Kardeşim Türkçem var, Türkçe’yi kullan’ dedikten sonra meclis üyeleri tarafından alkışlandı.
Başkan Seçer, tabela kirliliği konusunda Göç İdaresi tarafından uyarı aldıklarını dile getirerek,
“Göç idaresi bu kenti tabela açısından düzene koyalım demiş. Bana ileti geldiği andan itibaren yetkili arkadaşlarımı çağırdım, hemen bir komisyon kurduk. Kentin kimliğini oluşturalım dedik. Herkes her yere tabela asmayacak. Büyükşehir’in bir standardı olacak. Rengi, ebadı, boyutu, nereye asılacağı, sokak tabelaları, her şey bu kent kimliğine uygun olacak. Onun dışına kimse çıkmayacak. Benim onun gelirinde falan derdim yok. Oradan alacağımız 3 kuruş reklam ve tabela vergisi değil. Her taraf Arapça tabelalar. Kardeşim Türkçem var, Türkçe’yi kullan. Kendi vatandaşının anlayacağı dil ile yaz. Gidin Avrupa’ya binlerce Türk yaşıyor. Öyle çok Türkçe tabela göremezsiniz. Almanya’da Almanca, gidin Londra’ya İngilizce ya da Hollanda’da Flamence tabelalar var. Biz saldım çayıra Mevla’m kayıra. İstediği yere istediği tabelayı istediği dil ile asıyor. Bu görsel kirliliği ve kültürel karmaşayı ortadan kaldıracağız” dedi.
“Suriyeli sorununu ben çözemem”
Büyükşehir Belediyesi olarak herhangi bir zümre ile alakalı özel bir tasarrufta bulunamayacaklarını sözlerine ekleyen Başkan Seçer, “Bazı belediyeler Suriyeli misafirleri plajlara sokmuyor diyorlar. Böyle bir karar alamayız. İnsani olarak da doğru değil, Türk yasalarına göre de uygun değil ve anayasaya aykırı bir durum. Zaten böyle yasak getirme gibi gayri insani bir tutum içerisinde olamayız. Ama bir standarda oturtup, denetim yapabiliriz. Bu kentte yaşıyorsa belirli kurallar çerçevesinde yaşamını sürdürmek zorunda. Bana Suriyeli sorununu nasıl çözeceksin diye soruyorlar. Bir kere bu sorun yeni bir sorun değil. 2011 yılından bu yana Suriye’de hiçbirimizin arzu etmediği bir sorun söz konusu. Arap Baharı sürecinin devamı. Ben bu konudaki en mahrem konuşmaları biliyorum. Hep uyardım, hep ikaz ettim ama her geçen gün sorun katlanarak bu hale geldi. Bu sorunu ben çözemem. Bu sorunu çözecekse Ankara’nın içinde bulunduğu Ortadoğu’ya şekil veren ülkeler çözecek. Bu insanlar oraya gidecek ve kendi vatanlarında yaşayacaklar. Bunun alt yapısını ben yapamam. Ben belediye başkanı olarak görev ve yetkilerim dâhilinde o misafirlerin burada burnunun kanaması için ve o misafirlerin de ev sahibini rahatsız etmemesi için her türlü tedbiri alırım. Öncelikli hakkım bu iki hak. Hem ev sahibini Mersinlileri korumak, hem de misafirleri korumak. Bundan sonrası detaydır ve bundan sonrası Ankara’nın sorunudur. Umut ediyorum bu sorun en kısa sürede çözülür. Bu sorundan en çok etkilenen iller en başta kurtulur diye umut ediyorum” diye belirtti.
“Aqua Park’ın olduğu alanı halkın kullanımına açacağız”
“Adı ne olur bilmiyorum ama bunu millet kullanacak”
Aqua Park’ın Millet Bahçesi olarak değerlendirilmesini isteyen Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak’a cevap veren Başkan Seçer, “Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, ikisi de halk anlamına geliyor. Millet bahçesi halk bahçesi ya da cumhur bahçesi hiç fark etmiyor. Akdeniz Belediyesi’nin tasarrufu bu. Neticede bir bahçe yapılacak, adı ne olur bilmiyorum ama bunu millet kullanacak. Orada bir sorun var. Daha önce bir kısır çekişme yüzünden 20 küsur milyon TL yerle yeksan olmuş. Ben buna bozulurum, ben buna sinirlenirim. Kanuna aykırı bir yapılaşma olmuş. Çözülecek sorun çözülememiş. İnatlaşılmış ve 20 küsur milyon TL sokağa atlamış. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Ben gittim orayı gördüm. Daha önceki belediye yönetimi orada bir alt yapı çalışması yapmış. Burası daha önce Milli Emlak tarafından Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmiş. Oranın Aqua Park olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması yönünde tahsisi alınmış. Aqua Park ortadan kalkınca tahsisin gerekçesi de ortadan kalkmış. Ama tahsis Büyükşehir’e yapılmış” ifadelerini kullandı.
“30 Ağustos’ta açıyoruz”
Daha önceki yönetimin yıkımı gerçekleştirdiğini ve girişimlerde bulunulmasına rağmen oraya bir şeyler yapılmadığını ifade eden Seçer, “Arkadaşlarıma şu talimatı verdim. Buraya biz üzerinde herhangi bir ticari alan olmadan, yüzde 3’e kadar orada halk plajı düşünüyoruz. Ayrı bir bedel ile girmeyecek insanlar. Ödeyeceklerse de çok sembolik olacak. Belediyenin bir şirketi çalıştıracak. Benim yaptığım o kötü ortamı ortadan kaldırmak için son derece iyi niyetli bir girişim. Akşam hava karardıktan sonra oraya gidin her türlü kötülük şu an orada yapılıyor. Bu rezaletin uzamaması için 30 Ağustos’ta açılmak üzere biz hummalı bir çalışmaya girdik. Orayı yeşillendirip, peyzajını yapıyoruz. Bitkilerini dikeceğiz ve çok büyük maliyetli binalar da değil. 3-5 tane ahşaptan çay ocağı ya da mobil dokuya uyumlu çay ocakları yapacağız. Halkın kullanımına açacağız” şeklinde konuştu.
Seçer, “Herkesin huzurunda Sayın Gültak’ın da desteğini istiyorum”
Aqua Park’ın bulunduğu alanı canlandırmak ve oradaki asayişi sağlamak istediklerini dile getiren Seçer, “2013’te oranın tahsisi bitmiş. Allah’ın bir kulu da gidip müracaat edip, tahsisini yapmamış. Geçen gün orada denetim yaptık. Orada gemi restoranlar var. Arkadaşlara söyledik, bu denizi kirletmeyin diye. Işıklarını, kameralarını, temizliğini yaptırdık. Orada incik boncuk satıyorlarmış onun da alt yapısını yapalım dedim. Gelsin Toroslar’dan Akdeniz’den yoksul yurttaş, orada bir gününü çocukları ile geçirebileceği ucuz, huzurlu bir ortam elde etsin. Bir metre kare gelir getirici bir şey olmayacak. Herkesin huzurunda Sayın Gültak’ın da desteğini istiyorum. Çok büyük bir proje ve ben bunu etap etap yapacağım. Tevfik Sırrı Gür Stadı’nın oraya kadar. Daha önce bir proje yapıldı. Kışla, Eski Çamlıbel Limanı, Orduevi gibi bölümleri kapsayan. Orduevi orayı tel ile çevirmiş, yasalara aykırı ve belki bu konuda girişim yapacağız. Bizim elimiz armut toplamıyor, bu ülkede yasalar ile yönetiliyoruz. Ben baktım geçen gün denizin içine kadar çevrilmiş. Kıyı kanunu var ordu da olsan çeviremezsin. Sen oradan çıkarma mı yapıyorsun? Silahlı Kuvvetler oradan bir yere taarruza mı giriyor? Orası Orduevi, halka açmak lazım. Bu konuda geniş bir çalışmam var ve bana da destek olun. Gerekirse ortak proje yapalım. Ben ona da varım ama o bölgeyi Tevfik Sırrı Gür Standı’ndan Çamlıbel’in tümünü kapsayacak geniş bir yapılanma yapalım. Beklemekle olmuyor, etap etap bu işleri yapalım. Ben oradan başladım” diye konuştu.

Daha fazlası ve daha hızlı bilgi için sizde;
Facebook'ta @mersihnaber 'i
Instagram'da @mersinhaber 'i veya
Twitter'da @mersinhaber 'i takip edebilirsiniz.
İlk olarak anlık gelişmeleri sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyoruz.. Dilerseniz sosyal medya hesapları üzerinden sizlerde bir olayı ihbar edebilir veya bir gelişmeden bizleri haberdar edebilirsiniz.