Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, "Mersin Net İhracatçı Bir Kenttir…"
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, "Ekonomi Şurası’nda tüm sorunları Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik…"
@mersinhaber 'i takip et
Oda Başkanı Kızıltan, genel piyasalara ilişkin bilgilendirme bülten yayınaldı, bülte ise şu şekilde;
MTSO olarak Mersin’in ekonomik anlamda aylık göstergelerini yakından izliyor ve bunları MTSO Aylık Göstergeleri olarak bir dergi şeklinde yayınlıyoruz. İstatistik verilerinin değerlendirilmesi gereği rakamlar birkaç ay geriden geliyor. Şu an Ocak-Ekim 2018 arası rakamlara baktığımızda ihracat bazında Mersin firmaları olarak 1 milyar 332 milyon dolar ihracatımız, 986 milyon dolar ithalatımız var. Yani, ihracatı ithalatından fazla olan, cari açığı olmayan, yarattığı katma değerle net ihracatçı bir kentiz. Bu rakamlarda ne yazık ki üretimini Mersin’de yapmasına, yıllardır Mersin’de kurulu olmasına rağmen, şirket merkezleri İstanbul’da olduğu için vergi ve ihracat rakamları kentimizin hanesine yazılmayan firmalar yok. Aslında reel anlamda baktığımızda Mersin’in ihracat ve vergi rakamları çok daha yüksek. İhracatı Mersin’den yüksek olan bazı illere baktığımızda şunu iyi görmek gerekiyor: Evet ihracatları yüksek ama ithalatları daha yüksek. O zaman ülkeye katkı nerede? Önemli olan her ilin üretim mantığında ihracata, net ihracata odaklanması ve cari açık vermemesidir. Mersin bu anlamda bir rol-modeldir. Mersin ve hinterlantını birlikte değerlendirdiğimizde; yine aynı dönemde 8 milyar 288 milyon ihracat ve 9 milyar 951 milyon ithalatla yıl bazı tahmini ile en az 20 milyar dolarlık bir uluslararası ticaret hacminin olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Ki bu bize göre eksik yatırımlar tamamlandığında üretim ve dış ticaret anlamında yeni bir Marmara Bölgesidir. Marmara’ya sıkışan ekonomimizin aradığı yeni ekonomi bölgesi, gelir dağılımını adil hale getirecek, zenginliği Anadolu’ya yayacak yeni ekonomi bölgesi burasıdır. Yine Ocak-Ekim 2019 itibariyle Mersin’in ihracat rakamlarını sektörlere göre incelediğimizde 673 milyon dolarlık ihracatla birinci sırada imalat sanayini görüyoruz. Tarım elbette kentimiz için çok önemli ve lider sektörlerimizden ama ilk sırada imalat sanayi olması Mersin’in sanayi üretim ve ihracat kapasitesini göstermektedir. İkinci sırada yaklaşık 617 milyon dolarlık ihracatla tarım ve ormancılık geliyor. Bunları madencilik ve balıkçılık izliyor. Geçen yılın aynı dönemine göre % 15’lik bir ihracat artışımız var. Bu rakamlarda daha 2018’in son iki ay verileri yok ve ekonomik sıkıntıların en yoğun günlerinde yapılmış olması Mersin iş dünyası adına gurur duyulacak bir konudur. Mersin olarak ihracat pazarlarımıza baktığımızda birinci sırada Asya, ikinci sırada Avrupa, üçüncü sırada Afrika, dördüncü sırada Amerika kıtası (Kuzey ve Güney) ve diğer bölgeler görülüyor. Bu noktada sanayisi gelişmiş, tarımda da iyi durumda olan ülkelere ve kıtalara daha çok ihracat yapmamız da Mersin’in üretimde kaliteyi yakaladığının bir göstergesidir. Eksik olan birkaç yatırım dokunuşunun Mersin’in ihracat rakamlarını katlayacağına inanıyoruz. Mersin’in hedefi şudur: Hangi sektör olursa olsun, ister ticaret ister tarım ister sanayi, isterse hizmetler olsun, tüm bu sektörleri ihracat ve dış ticarete entegre etmek, teknolojiye entegre etmek, yenilikçilik, ar-ge ve markalaşmaya entegre etmek. MTSO olarak bunları eğitimlerle destekleyerek gündemimizin en başında tutmaya devem edeceğiz.
Ekonomi Şurası’nda tüm sorunları Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik…
Geçtiğimiz hafta çok önemli buluşmalara katıldık ve bahsettiğimiz eksikleri doğrudan Sayın Cumhurbaşkanımıza iletme imkanı bulduk. TOBB öncülüğünde yapılan Ekonomi Şurası’nda Sayın Cumhurbaşkanımıza kentimizin ve bölgemizin sorunlarını anlattık. Sayın Cumhurbaşkanı ve ilgili Bakanlarımızın olduğu toplantıda kürsüden şu sorunları gündeme getirdim: Finansmana erişim zorluğumuzdan bahsettim ve yüksek faizin olumsuz etkilerinden dolayı, işletmelere kredi faizi desteği verilmesini gündeme getirdik. Toplantıda; özel sektörün KDV alacaklarının ödenmesini, maliyetlerimizi arttıran enerji faktöründe, üretimde ve ticarette kullanılan doğal gaz ve elektrikteki KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmesini, tarım ve ticarette kullanılan elektrikten alınan %2 TRT payının da kaldırılmasını talep ettik. Ayrıca, yatırım teşvik sisteminin revize edilmesini, ilçe ve istihdam dostu bazlı bir yatırım teşvik sisteminin oluşturulmasını ve katma değer yaratana destek veren bir sistemi talep ettik. “İşveren ve çalışan bir ailedir, biri olmazsa diğer olmaz” dedik ve işletmelerimizin ayakta durabilmesi adına 2019 yılı boyunca SGK işveren primlerinin alınmamasını dile getirdik. İş dünyasına nefes aldıracak ve işçi kardeşlerimiz ile ekmeğimizi paylaşmaya devam etmemizi sağlayacak düzenlemelere çok ihtiyacımız var dedik. Adaletin gerçekten sağlanması için, işçi işveren davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan 1 yıla düşürülmesini talep ettik. Bazı şirketlerimiz var ki, merkezi İstanbul’da, üretim Mersin’de ya da Anadolu’da başka bir yerde. Üretimi Anadolu yapıyor, istihdamı Anadolu sağlıyor, alt yapıyı Anadolu yapıyor ancak bu şirketin vergisi de, ihracatı da İstanbul’a yazılıyor. Üretimin tüm cefasını Anadolu çekerken, merkezi bütçeden aldığı pay ile bu işin sefasını da İstanbul sürüyor. İşte bu yüzden verginin ve ihracatın üretim yapılan yere göre kayıt altına alınmasını gündeme getirdik. İhracat ekonomimizin toparlanmasının tek yoludur. Eximbank İhracat yapan firmalarımıza ihracat alacak sigortası yapıyor. Biz yeni pazarlara girmek, ihracatımızı daha çok artırmak istiyoruz. İhracatımızın düşük olduğu ülkelerde Eximbank’ın ihracat alacak sigortası primleri yüksek, ihracatımızın yüksek olduğu ülkelerde primler düşük. Bizce burada bir terslik var dedik ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan ihracatımızın düşük olduğu pazarlarda Eximbank’tan daha düşük ihracat alacak sigortası primleri talep ettik. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinde Arabuluculuk gibi Tahkim de yurtdışında sıklıkla kullanılan bir müessese. TOBB bünyesindeki Tahkim Divanı ve İstanbul’daki İstanbul Tahkim Merkezi de bu alanda hizmet veriyor. Burada iş dünyası olarak belirli bir tutarın altındaki ticari uyuşmazlıklarda tahkimin zorunlu hale gelmesini istedik. Böylece, İş dünyası hem çok daha kısa sürede hem çok daha düşük maliyetle anlaşmazlıkları aşmış olacak ve böylelikle ticari mahkemelerin yükü de azalmış olacaktır dedik.
Mersin istihdam seferberliğinde hedeflerini belirledi…
Bu önemli Ekonomi Şurası sonunda, kürsüdeyken Sayın Cumhurbaşkanımız ile karşılıklı konuşma imkanımız oldu. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmama cevaben yaptığı değerlendirmesinde; tarım ve hayvancılık işletmelerinin elektrik enerjisi tarifelerinin düşürülmesi talebini olumlu bulduklarını ve elektriğin KWh’sını 71,48 kuruştan 63 kuruşa indirmek için düzenleme yapacaklarını; kamu alımlarında yerli ve milli ürünlerin tercih edilmesi için tüm idarelerin uyarılacağını; SGK prim ertelemesi konusunda bir çalışma yapabileceklerini; firmaların Birikmiş KDV alacaklarının kağıt ile ya da nakit ödenmesi konusunda bir çalışma yürüttüklerini, hayvancılık sektörünün gelişmesi için çalışma yürüttüklerini ancak istenen düzeye ulaşılamadığını, fiyatların artması durumunda kırmızı et ithalatına devam edileceğini; marketlerdeki fiyat artışlarının denetlenmeye devam edileceğini dile getirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın gündeme getirdiğimiz konuları yakından takibi bizleri mutlu etti.
Mersin, ülkemizin sosyal huzurunun ve ekonomik zenginliğinin payandasıdır…
Sayın Cumhurbaşkanı ek olarak, yeni bir İstihdam Seferberliği başlatılması için Oda ve Borsa temsilcilerinin çalışma yapmasını talep etti ve her il için istihdam hedefleri Başkanlarla birlikte tespit edildi. Mersin’in 2019 yılı istihdam hedefi de 40 bin yeni istihdam olarak belirlendi. Bu noktada Mersin iş dünyası olarak en zor zamanlarda bile istihdam şampiyonu olduk. Bu çabaya devam ederek bu hedefi yakalayacağız. Yeter ki, bunu sağlayacak, önünü açacak yatırımlarımız yerine gelsin. Mersin iş dünyası olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza Mersin’in genel bütçeye aldığından fazlasını veren bir kent olduğunu, Mersin’in bekleyen yatırımlarının olduğunu, havaalanı, yeni konteyner limanı, Çeşmeli-Taşucu Otoyolu, Seka Limanının özelleştirilmesi ve Turizm Bölgelerinin tamamlanması durumunda Mersin’in taahhüt ettiğinden çok daha fazla istihdam yaratacağını söyledim. Sonuçları ile şuranın hayırlı olmasını diliyorum. Ve şunun tekrar altını çiziyorum. Mersin’in giderilen her eksiği, ülkemize yapılan bir katkıdır, ülke ihracatına verilen bir katkıdır. Çünkü Mersin aldığından fazlasını ülkesine veren bir kenttir, bununla da gurur duymaktadır.
MTSO olarak Mersin’in ekonomik anlamda aylık göstergelerini yakından izliyor ve bunları MTSO Aylık Göstergeleri olarak bir dergi şeklinde yayınlıyoruz. İstatistik verilerinin değerlendirilmesi gereği rakamlar birkaç ay geriden geliyor. Şu an Ocak-Ekim 2018 arası rakamlara baktığımızda ihracat bazında Mersin firmaları olarak 1 milyar 332 milyon dolar ihracatımız, 986 milyon dolar ithalatımız var. Yani, ihracatı ithalatından fazla olan, cari açığı olmayan, yarattığı katma değerle net ihracatçı bir kentiz. Bu rakamlarda ne yazık ki üretimini Mersin’de yapmasına, yıllardır Mersin’de kurulu olmasına rağmen, şirket merkezleri İstanbul’da olduğu için vergi ve ihracat rakamları kentimizin hanesine yazılmayan firmalar yok. Aslında reel anlamda baktığımızda Mersin’in ihracat ve vergi rakamları çok daha yüksek. İhracatı Mersin’den yüksek olan bazı illere baktığımızda şunu iyi görmek gerekiyor: Evet ihracatları yüksek ama ithalatları daha yüksek. O zaman ülkeye katkı nerede? Önemli olan her ilin üretim mantığında ihracata, net ihracata odaklanması ve cari açık vermemesidir. Mersin bu anlamda bir rol-modeldir. Mersin ve hinterlantını birlikte değerlendirdiğimizde; yine aynı dönemde 8 milyar 288 milyon ihracat ve 9 milyar 951 milyon ithalatla yıl bazı tahmini ile en az 20 milyar dolarlık bir uluslararası ticaret hacminin olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Ki bu bize göre eksik yatırımlar tamamlandığında üretim ve dış ticaret anlamında yeni bir Marmara Bölgesidir. Marmara’ya sıkışan ekonomimizin aradığı yeni ekonomi bölgesi, gelir dağılımını adil hale getirecek, zenginliği Anadolu’ya yayacak yeni ekonomi bölgesi burasıdır. Yine Ocak-Ekim 2019 itibariyle Mersin’in ihracat rakamlarını sektörlere göre incelediğimizde 673 milyon dolarlık ihracatla birinci sırada imalat sanayini görüyoruz. Tarım elbette kentimiz için çok önemli ve lider sektörlerimizden ama ilk sırada imalat sanayi olması Mersin’in sanayi üretim ve ihracat kapasitesini göstermektedir. İkinci sırada yaklaşık 617 milyon dolarlık ihracatla tarım ve ormancılık geliyor. Bunları madencilik ve balıkçılık izliyor. Geçen yılın aynı dönemine göre % 15’lik bir ihracat artışımız var. Bu rakamlarda daha 2018’in son iki ay verileri yok ve ekonomik sıkıntıların en yoğun günlerinde yapılmış olması Mersin iş dünyası adına gurur duyulacak bir konudur. Mersin olarak ihracat pazarlarımıza baktığımızda birinci sırada Asya, ikinci sırada Avrupa, üçüncü sırada Afrika, dördüncü sırada Amerika kıtası (Kuzey ve Güney) ve diğer bölgeler görülüyor. Bu noktada sanayisi gelişmiş, tarımda da iyi durumda olan ülkelere ve kıtalara daha çok ihracat yapmamız da Mersin’in üretimde kaliteyi yakaladığının bir göstergesidir. Eksik olan birkaç yatırım dokunuşunun Mersin’in ihracat rakamlarını katlayacağına inanıyoruz. Mersin’in hedefi şudur: Hangi sektör olursa olsun, ister ticaret ister tarım ister sanayi, isterse hizmetler olsun, tüm bu sektörleri ihracat ve dış ticarete entegre etmek, teknolojiye entegre etmek, yenilikçilik, ar-ge ve markalaşmaya entegre etmek. MTSO olarak bunları eğitimlerle destekleyerek gündemimizin en başında tutmaya devem edeceğiz.
Ekonomi Şurası’nda tüm sorunları Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik…
Geçtiğimiz hafta çok önemli buluşmalara katıldık ve bahsettiğimiz eksikleri doğrudan Sayın Cumhurbaşkanımıza iletme imkanı bulduk. TOBB öncülüğünde yapılan Ekonomi Şurası’nda Sayın Cumhurbaşkanımıza kentimizin ve bölgemizin sorunlarını anlattık. Sayın Cumhurbaşkanı ve ilgili Bakanlarımızın olduğu toplantıda kürsüden şu sorunları gündeme getirdim: Finansmana erişim zorluğumuzdan bahsettim ve yüksek faizin olumsuz etkilerinden dolayı, işletmelere kredi faizi desteği verilmesini gündeme getirdik. Toplantıda; özel sektörün KDV alacaklarının ödenmesini, maliyetlerimizi arttıran enerji faktöründe, üretimde ve ticarette kullanılan doğal gaz ve elektrikteki KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmesini, tarım ve ticarette kullanılan elektrikten alınan %2 TRT payının da kaldırılmasını talep ettik. Ayrıca, yatırım teşvik sisteminin revize edilmesini, ilçe ve istihdam dostu bazlı bir yatırım teşvik sisteminin oluşturulmasını ve katma değer yaratana destek veren bir sistemi talep ettik. “İşveren ve çalışan bir ailedir, biri olmazsa diğer olmaz” dedik ve işletmelerimizin ayakta durabilmesi adına 2019 yılı boyunca SGK işveren primlerinin alınmamasını dile getirdik. İş dünyasına nefes aldıracak ve işçi kardeşlerimiz ile ekmeğimizi paylaşmaya devam etmemizi sağlayacak düzenlemelere çok ihtiyacımız var dedik. Adaletin gerçekten sağlanması için, işçi işveren davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan 1 yıla düşürülmesini talep ettik. Bazı şirketlerimiz var ki, merkezi İstanbul’da, üretim Mersin’de ya da Anadolu’da başka bir yerde. Üretimi Anadolu yapıyor, istihdamı Anadolu sağlıyor, alt yapıyı Anadolu yapıyor ancak bu şirketin vergisi de, ihracatı da İstanbul’a yazılıyor. Üretimin tüm cefasını Anadolu çekerken, merkezi bütçeden aldığı pay ile bu işin sefasını da İstanbul sürüyor. İşte bu yüzden verginin ve ihracatın üretim yapılan yere göre kayıt altına alınmasını gündeme getirdik. İhracat ekonomimizin toparlanmasının tek yoludur. Eximbank İhracat yapan firmalarımıza ihracat alacak sigortası yapıyor. Biz yeni pazarlara girmek, ihracatımızı daha çok artırmak istiyoruz. İhracatımızın düşük olduğu ülkelerde Eximbank’ın ihracat alacak sigortası primleri yüksek, ihracatımızın yüksek olduğu ülkelerde primler düşük. Bizce burada bir terslik var dedik ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan ihracatımızın düşük olduğu pazarlarda Eximbank’tan daha düşük ihracat alacak sigortası primleri talep ettik. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinde Arabuluculuk gibi Tahkim de yurtdışında sıklıkla kullanılan bir müessese. TOBB bünyesindeki Tahkim Divanı ve İstanbul’daki İstanbul Tahkim Merkezi de bu alanda hizmet veriyor. Burada iş dünyası olarak belirli bir tutarın altındaki ticari uyuşmazlıklarda tahkimin zorunlu hale gelmesini istedik. Böylece, İş dünyası hem çok daha kısa sürede hem çok daha düşük maliyetle anlaşmazlıkları aşmış olacak ve böylelikle ticari mahkemelerin yükü de azalmış olacaktır dedik.
Mersin istihdam seferberliğinde hedeflerini belirledi…
Bu önemli Ekonomi Şurası sonunda, kürsüdeyken Sayın Cumhurbaşkanımız ile karşılıklı konuşma imkanımız oldu. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmama cevaben yaptığı değerlendirmesinde; tarım ve hayvancılık işletmelerinin elektrik enerjisi tarifelerinin düşürülmesi talebini olumlu bulduklarını ve elektriğin KWh’sını 71,48 kuruştan 63 kuruşa indirmek için düzenleme yapacaklarını; kamu alımlarında yerli ve milli ürünlerin tercih edilmesi için tüm idarelerin uyarılacağını; SGK prim ertelemesi konusunda bir çalışma yapabileceklerini; firmaların Birikmiş KDV alacaklarının kağıt ile ya da nakit ödenmesi konusunda bir çalışma yürüttüklerini, hayvancılık sektörünün gelişmesi için çalışma yürüttüklerini ancak istenen düzeye ulaşılamadığını, fiyatların artması durumunda kırmızı et ithalatına devam edileceğini; marketlerdeki fiyat artışlarının denetlenmeye devam edileceğini dile getirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın gündeme getirdiğimiz konuları yakından takibi bizleri mutlu etti.
Mersin, ülkemizin sosyal huzurunun ve ekonomik zenginliğinin payandasıdır…
Sayın Cumhurbaşkanı ek olarak, yeni bir İstihdam Seferberliği başlatılması için Oda ve Borsa temsilcilerinin çalışma yapmasını talep etti ve her il için istihdam hedefleri Başkanlarla birlikte tespit edildi. Mersin’in 2019 yılı istihdam hedefi de 40 bin yeni istihdam olarak belirlendi. Bu noktada Mersin iş dünyası olarak en zor zamanlarda bile istihdam şampiyonu olduk. Bu çabaya devam ederek bu hedefi yakalayacağız. Yeter ki, bunu sağlayacak, önünü açacak yatırımlarımız yerine gelsin. Mersin iş dünyası olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza Mersin’in genel bütçeye aldığından fazlasını veren bir kent olduğunu, Mersin’in bekleyen yatırımlarının olduğunu, havaalanı, yeni konteyner limanı, Çeşmeli-Taşucu Otoyolu, Seka Limanının özelleştirilmesi ve Turizm Bölgelerinin tamamlanması durumunda Mersin’in taahhüt ettiğinden çok daha fazla istihdam yaratacağını söyledim. Sonuçları ile şuranın hayırlı olmasını diliyorum. Ve şunun tekrar altını çiziyorum. Mersin’in giderilen her eksiği, ülkemize yapılan bir katkıdır, ülke ihracatına verilen bir katkıdır. Çünkü Mersin aldığından fazlasını ülkesine veren bir kenttir, bununla da gurur duymaktadır.