Başkan Burhanettin Kocamaz: Mersin derhal afet bölgesi ilan edilmeli
Son yılların en büyük sel felaketini yaşayan Mersin’de yaralar çok taze.
@mersinhaber 'i takip et
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN (POSTA)
Mersin son yılların en büyük sel felaketini yaşadı. Neler oldu?
Aslında meteorolojiyi sıkı takip ediyorduk. Endişemiz olduğu için bir gün önce belediyenin kriz masasını topladık. Çalışma arkadaşlarımızı görevlendirdik. O gece sabaha kadar çok yağmur yağdı. Yılların ihmali var burada. Derelerin ıslah edilmemiş olması, önlerinin kapatılmış olması büyük problem. Şehir içinde yaklaşık 8.5 km kapatılmış taşkın deresi var. Göreve geldikten sonra bu olayların yaşanmaması için tüm mesaimizi harcıyorduk. Mersin genelinde yağmur suyu drenajıyla ilgili proje hazırlattık. O proje kasımda bitti. Sadece belediyenin görevi olan yerler 2 milyarı geçiyor.
Dere ıslahları ve dere içindeki istimlak edilecek apartmanlar bunun içinde yok. Tam bu işe başlayacağımız zamanda felaketi yaşadık. Mersin’in yaralarını sarması için mutlaka afet bölgesi ilan edilmesi lazım. Zararımız çok büyük ve devlet teşviğine ihtiyacımız var.
Devlet yardımda bulunmadı mı? Şu an durum nedir?
Şu ana kadar hiçbir şey yok. Sadece tarımla uğraşan çiftçilerin borçlarının ertelenmesine yönelik bir karar var. Ama bu da geçici bir çözüm. Üreticinin durumunu çözecek bir durum değil.
‘140 BİN DÖNÜM ARAZİ SULAR ALTINDA KALDI’
Peki, bu afetin Mersin’e bilançosu ne oldu?
Bilanço çok ağır. Kolay kolay toparlanacak gibi değil. Ama tüm gücümüzle atlatmaya çalışıyoruz. Sadece belediyemizin zararı yaklaşık 55 milyon lira. Tarımda zarar daha fazla. 140 bin dönüm arazi sular altında kaldı. Bunun 90 bin dönümü Tarsus’ta. Tüm sebzeler ve seralar sular altında
kaldığı için bu yıl o tarlalarda verim alınamayacak. En iyi para edecek kış ürünleri maalesef perişan oldu.
Bu kadar ağır bilançoya rağmen neden devlet burayı afet bölgesi ilan etmiyor?
Onu bilemeyiz, hükümetin vereceği karar. 2000 ve 2001’de böyle bir sel felaketi ile yine karşılaşmıştık. Tarsus’ta araziler o zaman da sular altında kalmıştı. Fakat o zaman 60 bin dönüm araziydi, şu an 90 bin dönüm. O dönem burası afet bölgesi ilan edilmişti. Belediyelerin genel bütçeden aldığı paylar belli bir katsayıyla çarpılarak gönderiliyordu. Bize de bir yıl için bugünkü parayla 650 milyon lira gelmişti. O paranın tamamını Tarsus’un derelerini ıslah için harcadım. Aslında bu devlet su işlerinin işi. Çok şükür o zamandan bu yana Tarsus merkezde öyle bir problemle karşılaşmadık.
Mersin’in altyapısı yeterli değil mi?
Kentin merkezi İnönü Caddesi ve Ulu Camii’nin çevresini su basıyor. Maalesef bu sorunlar çok önceye dayanıyor. Şehrin üstü tamam da altına hiç inilmemiş. Göreve gelir gelmez bu soruna eğildik. Trajikomik bir durum anlatayım. Bu bölgelerdeki boruları temizleyelim dedik.
Bir açtık ki evde kullandığınız fosseptik borudan kullanmışlar. Şimdi onların tamamını iptal ediyoruz ve yeniden boru döşüyoruz.
Mersin’in en büyük sorunu bu mu?
Mersin’in en büyük sorunu işsizlik ve trafik. Trafikle ilgili çözüm üretmeye başladık. Çünkü göreve geldiğimizde Mersin’in bir imar planı yoktu. Şimdi 1/100 binlik planları tamamladık, onay aşamasında.
Ayrıca 5 binlik planları da bitirdik. Bunun için ilçe ilçe görüşmelerimizi yapıyoruz. Ulaşım master planını da yeniledik. Bu planları ekimde bakanlığa sunduk. Toplu taşımayla ilgili problemin de çözülmesi lazım. Şu an Mersin merkezde bin 400 civarında toplu taşıma aracı var. Bunların çok az bir kısmı otobüs. Geri kalanı dolmuş ve minibüsden oluşuyor. Bu da görüntü kirliliğine neden oluyor. Raylı sisteme geçme düşüncemiz var. Mersin’de yeraltından raylı sistem geçirme şansımız az. Bu yüzden havaray önermiştik. Ama bakanlık bu talebimize sıcak bakmadı, karma bir sistem önerdi. Biz de bu öneri doğrultusunda proje ihalesine çıkıyoruz. İlk olarak Pozcu ve İstasyon arasında proje yapmayı planlıyoruz.
Demokrasi Kavşağı’nı da geçtiğimiz günlerde açtınız. Mersin’e neler sağlayacak?
Şu an sağlıyor zaten. O bölgedeki trafiği rahatlattı. Ulaşım master planına göre Mersin’e 22 kavşak gerekiyor. 12 tanesi Okan Merzeci Bulvarı’nda olacak. Orayı doğu-batı istikametinde transit yol olarak düşünüyoruz. Birincisini yaptık, ikincisini de düşünüyoruz. Yani Mersin’de biz geldikten sonra üçüncü kavşağa başlamış oluyoruz.
‘YERELYÖNETİM YASALARINDA SIKINTI VAR’
Şehri adeta yeniden yapıyorsunuz.
Evet, zorlu ve uzun bir süreç bizi bekliyor. Yasalarımız sıkıntılı. Avrupa’daki gibi yerel yönetim denildiği zaman tüm yapılacak hizmetlerin yerelden sorumlu olması lazım. Ama biz de öyle değil. Yolu, kanalizasyonu biz yapıyoruz. Yağmur suyu problemleri büyükşehrin bile değil, ilçe belediyelerin sorumluluğunda. Bu sorunu acilen çözmemiz lazım.
Bilanço bu kadar ağır olunca belediyeye de eleştiriler geldi. Bu konuda neler söylersiniz?
Polemiğe girmek istemiyorum ama Mersin’de bu iş ucuz atlatıldıysa belediyenin gayretleri sayesindedir. Tabii bununla ne övünüyor ne de seviniyoruz. Çünkü acımız büyük. 5 vatandaşımızı kaybettik. Bu afeti yaşarken karayolları 18 araçla çalışıyor. Mersin genelinde sadece 18 araç ve 60 eleman çalışıyor. Devlet Su İşleri 16 araç ve 50 elemanla çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi sahaya 464 araç ve 2 bin 500 civarında insan sürmüş. Anlayacağınız bu afet belediyenin özverisi sayesinde ucuz atlatıldı. Bilanço çok daha ağır olabilirdi. Hayat normale döndü. Ama bozulan yolların tamiratı
sürüyor. O derelerde daha önce yapılan menfezler suyu taşımadı. Onlarla ilgili planlama ve çalışmalar devam ediyor.
Altyapı ve yenileme çalışmaları uzun süre devam edecek gibi görünüyor…
Önceliği bu problemlerin çözümüne ayırıyoruz. Mersin için talihsiz bir yıl oldu. Geçen yaz da büyük bir kuraklık yaşadık. Bırakın sulamayı, içme suyu konusunda bile büyük sıkıntılar çektik. 60’dan fazla sondaj yaptırdım. Ancak sadece 11 tanesinde su bulabildik. Ardından Yeşilovacık ve Anamur
arasında çok büyük bir fırtına afeti yaşandı. Seralar perişan oldu, mal kaybı çok fazlaydı. Tek tesellimiz can kaybının olmamasıydı. Hemen sonrasında Mersin tarihinde görülmemiş bir kar olayı yaşadık. Yollar kapandı. Oysa köy yollarını yeni yapmıştık ama insanları kurtarmak için her türlü aracı sahaya sürdük. Ardından da bu sel felaketi. 6 saat içinde metrekareye 161.4 kg yağmur yağdı. 1.5 günde 246 kg yağmur düştü. Mersin’e yıllık düşen yağmurun ortalaması 550 kg.
‘MAĞDURLARIN YANINDAYIZ’
Selden zarar gören vatandaşlarınmağduriyetlerini giderebildiniz mi?
Elimizden geleni yapıyoruz. Büyükşehir belediyesi olarak insanların yemek ihtiyaçlarını karşılamak için her gün 6 bin kişiye yemek çıkardık. Evleri sular altında kalan insanlara malzeme yardımı yaptık. Suriyeliler tarlalarda kalıyordu. Çadırları sular altında kalınca, onları spor ve düğün salonlarına taşıdık. Onlara da yeme, içme ve giyim dahil her türlü yardımı yaptık.
Yazın kuraklık, kışın sel ve kar olayları derken Mersin’e bir yardım eli değmemiş...
Ankara’da, İstanbul’da devlet birçok konunun çözümü için sorunu kendisi üstleniyor. Mersin’de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir şehri. Aynı eşitliği ve adaleti Mersin’de de görmek istiyoruz. Mersin’de bir daha bu olayların yaşanmaması için devletin elini taşın altına koyması gerekiyor. Son yaptırdığım
rapora göre, Mersin’de tüm problemleri çözmek için yaklaşık 10 milyar liraya ihtiyaç var. Büyükşehir belediyesinin bütçesi 2015’te 900 milyon liraydı. 1 milyon lira bile değil. Ama her şeye rağmen çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Mersin son yılların en büyük sel felaketini yaşadı. Neler oldu?
Aslında meteorolojiyi sıkı takip ediyorduk. Endişemiz olduğu için bir gün önce belediyenin kriz masasını topladık. Çalışma arkadaşlarımızı görevlendirdik. O gece sabaha kadar çok yağmur yağdı. Yılların ihmali var burada. Derelerin ıslah edilmemiş olması, önlerinin kapatılmış olması büyük problem. Şehir içinde yaklaşık 8.5 km kapatılmış taşkın deresi var. Göreve geldikten sonra bu olayların yaşanmaması için tüm mesaimizi harcıyorduk. Mersin genelinde yağmur suyu drenajıyla ilgili proje hazırlattık. O proje kasımda bitti. Sadece belediyenin görevi olan yerler 2 milyarı geçiyor.
Dere ıslahları ve dere içindeki istimlak edilecek apartmanlar bunun içinde yok. Tam bu işe başlayacağımız zamanda felaketi yaşadık. Mersin’in yaralarını sarması için mutlaka afet bölgesi ilan edilmesi lazım. Zararımız çok büyük ve devlet teşviğine ihtiyacımız var.
Devlet yardımda bulunmadı mı? Şu an durum nedir?
Şu ana kadar hiçbir şey yok. Sadece tarımla uğraşan çiftçilerin borçlarının ertelenmesine yönelik bir karar var. Ama bu da geçici bir çözüm. Üreticinin durumunu çözecek bir durum değil.
‘140 BİN DÖNÜM ARAZİ SULAR ALTINDA KALDI’
Peki, bu afetin Mersin’e bilançosu ne oldu?
Bilanço çok ağır. Kolay kolay toparlanacak gibi değil. Ama tüm gücümüzle atlatmaya çalışıyoruz. Sadece belediyemizin zararı yaklaşık 55 milyon lira. Tarımda zarar daha fazla. 140 bin dönüm arazi sular altında kaldı. Bunun 90 bin dönümü Tarsus’ta. Tüm sebzeler ve seralar sular altında
kaldığı için bu yıl o tarlalarda verim alınamayacak. En iyi para edecek kış ürünleri maalesef perişan oldu.
Bu kadar ağır bilançoya rağmen neden devlet burayı afet bölgesi ilan etmiyor?
Onu bilemeyiz, hükümetin vereceği karar. 2000 ve 2001’de böyle bir sel felaketi ile yine karşılaşmıştık. Tarsus’ta araziler o zaman da sular altında kalmıştı. Fakat o zaman 60 bin dönüm araziydi, şu an 90 bin dönüm. O dönem burası afet bölgesi ilan edilmişti. Belediyelerin genel bütçeden aldığı paylar belli bir katsayıyla çarpılarak gönderiliyordu. Bize de bir yıl için bugünkü parayla 650 milyon lira gelmişti. O paranın tamamını Tarsus’un derelerini ıslah için harcadım. Aslında bu devlet su işlerinin işi. Çok şükür o zamandan bu yana Tarsus merkezde öyle bir problemle karşılaşmadık.
Mersin’in altyapısı yeterli değil mi?
Kentin merkezi İnönü Caddesi ve Ulu Camii’nin çevresini su basıyor. Maalesef bu sorunlar çok önceye dayanıyor. Şehrin üstü tamam da altına hiç inilmemiş. Göreve gelir gelmez bu soruna eğildik. Trajikomik bir durum anlatayım. Bu bölgelerdeki boruları temizleyelim dedik.
Bir açtık ki evde kullandığınız fosseptik borudan kullanmışlar. Şimdi onların tamamını iptal ediyoruz ve yeniden boru döşüyoruz.
Mersin’in en büyük sorunu bu mu?
Mersin’in en büyük sorunu işsizlik ve trafik. Trafikle ilgili çözüm üretmeye başladık. Çünkü göreve geldiğimizde Mersin’in bir imar planı yoktu. Şimdi 1/100 binlik planları tamamladık, onay aşamasında.
Ayrıca 5 binlik planları da bitirdik. Bunun için ilçe ilçe görüşmelerimizi yapıyoruz. Ulaşım master planını da yeniledik. Bu planları ekimde bakanlığa sunduk. Toplu taşımayla ilgili problemin de çözülmesi lazım. Şu an Mersin merkezde bin 400 civarında toplu taşıma aracı var. Bunların çok az bir kısmı otobüs. Geri kalanı dolmuş ve minibüsden oluşuyor. Bu da görüntü kirliliğine neden oluyor. Raylı sisteme geçme düşüncemiz var. Mersin’de yeraltından raylı sistem geçirme şansımız az. Bu yüzden havaray önermiştik. Ama bakanlık bu talebimize sıcak bakmadı, karma bir sistem önerdi. Biz de bu öneri doğrultusunda proje ihalesine çıkıyoruz. İlk olarak Pozcu ve İstasyon arasında proje yapmayı planlıyoruz.
Demokrasi Kavşağı’nı da geçtiğimiz günlerde açtınız. Mersin’e neler sağlayacak?
Şu an sağlıyor zaten. O bölgedeki trafiği rahatlattı. Ulaşım master planına göre Mersin’e 22 kavşak gerekiyor. 12 tanesi Okan Merzeci Bulvarı’nda olacak. Orayı doğu-batı istikametinde transit yol olarak düşünüyoruz. Birincisini yaptık, ikincisini de düşünüyoruz. Yani Mersin’de biz geldikten sonra üçüncü kavşağa başlamış oluyoruz.
‘YERELYÖNETİM YASALARINDA SIKINTI VAR’
Şehri adeta yeniden yapıyorsunuz.
Evet, zorlu ve uzun bir süreç bizi bekliyor. Yasalarımız sıkıntılı. Avrupa’daki gibi yerel yönetim denildiği zaman tüm yapılacak hizmetlerin yerelden sorumlu olması lazım. Ama biz de öyle değil. Yolu, kanalizasyonu biz yapıyoruz. Yağmur suyu problemleri büyükşehrin bile değil, ilçe belediyelerin sorumluluğunda. Bu sorunu acilen çözmemiz lazım.
Bilanço bu kadar ağır olunca belediyeye de eleştiriler geldi. Bu konuda neler söylersiniz?
Polemiğe girmek istemiyorum ama Mersin’de bu iş ucuz atlatıldıysa belediyenin gayretleri sayesindedir. Tabii bununla ne övünüyor ne de seviniyoruz. Çünkü acımız büyük. 5 vatandaşımızı kaybettik. Bu afeti yaşarken karayolları 18 araçla çalışıyor. Mersin genelinde sadece 18 araç ve 60 eleman çalışıyor. Devlet Su İşleri 16 araç ve 50 elemanla çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi sahaya 464 araç ve 2 bin 500 civarında insan sürmüş. Anlayacağınız bu afet belediyenin özverisi sayesinde ucuz atlatıldı. Bilanço çok daha ağır olabilirdi. Hayat normale döndü. Ama bozulan yolların tamiratı
sürüyor. O derelerde daha önce yapılan menfezler suyu taşımadı. Onlarla ilgili planlama ve çalışmalar devam ediyor.
Altyapı ve yenileme çalışmaları uzun süre devam edecek gibi görünüyor…
Önceliği bu problemlerin çözümüne ayırıyoruz. Mersin için talihsiz bir yıl oldu. Geçen yaz da büyük bir kuraklık yaşadık. Bırakın sulamayı, içme suyu konusunda bile büyük sıkıntılar çektik. 60’dan fazla sondaj yaptırdım. Ancak sadece 11 tanesinde su bulabildik. Ardından Yeşilovacık ve Anamur
arasında çok büyük bir fırtına afeti yaşandı. Seralar perişan oldu, mal kaybı çok fazlaydı. Tek tesellimiz can kaybının olmamasıydı. Hemen sonrasında Mersin tarihinde görülmemiş bir kar olayı yaşadık. Yollar kapandı. Oysa köy yollarını yeni yapmıştık ama insanları kurtarmak için her türlü aracı sahaya sürdük. Ardından da bu sel felaketi. 6 saat içinde metrekareye 161.4 kg yağmur yağdı. 1.5 günde 246 kg yağmur düştü. Mersin’e yıllık düşen yağmurun ortalaması 550 kg.
‘MAĞDURLARIN YANINDAYIZ’
Selden zarar gören vatandaşlarınmağduriyetlerini giderebildiniz mi?
Elimizden geleni yapıyoruz. Büyükşehir belediyesi olarak insanların yemek ihtiyaçlarını karşılamak için her gün 6 bin kişiye yemek çıkardık. Evleri sular altında kalan insanlara malzeme yardımı yaptık. Suriyeliler tarlalarda kalıyordu. Çadırları sular altında kalınca, onları spor ve düğün salonlarına taşıdık. Onlara da yeme, içme ve giyim dahil her türlü yardımı yaptık.
Yazın kuraklık, kışın sel ve kar olayları derken Mersin’e bir yardım eli değmemiş...
Ankara’da, İstanbul’da devlet birçok konunun çözümü için sorunu kendisi üstleniyor. Mersin’de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir şehri. Aynı eşitliği ve adaleti Mersin’de de görmek istiyoruz. Mersin’de bir daha bu olayların yaşanmaması için devletin elini taşın altına koyması gerekiyor. Son yaptırdığım
rapora göre, Mersin’de tüm problemleri çözmek için yaklaşık 10 milyar liraya ihtiyaç var. Büyükşehir belediyesinin bütçesi 2015’te 900 milyon liraydı. 1 milyon lira bile değil. Ama her şeye rağmen çalışmalarımıza devam edeceğiz.