Davutoğlu: Sağlıklı Bir Yaşam İçin Sağlıklı Bir Gebelik Gerekir!!!
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu sağlıklı yaşam ile ilgili yaptığı konuşmasında "Sağlıklı bir yaşam sağlıklı bir gebelik ile başlar.." sözleriyle dikkat çekti. İşte detaylar...
@mersinhaber 'i takip et
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sare Davutoğlu, sağlıklı yaşamın sağlıklı bir doğum ve sağlıklı bir gebelikle başladığını söyledi. Davutoğlu, gerekmedikçe sezaryen doğum yapılmaması gerektiğini de kaydetti.
Sare Davutoğlu, Konya'da 'Sağlıklı Doğum, Sağlıklı Yaşam' sempozyumuna katıldı.
Sözlerine Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde, Jandarma Tabur Komutanlığına teröristlerin bomba yüklü araçla düzenlediği saldırıda şehit olan Jandarma Özel Harekat Uzman Çavuş Hacı Osman Ayyıldız'ın ailesine ve bütün şehit ailelerine başsağlığı dileyerek başlayan Davutoğlu, "Tüm Konya halkının da başı sağ olsun" diye ekledi.
Sare Davutoğlu, Dr. Faruk Sükan Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nin 75. kuruluş yıldönümü münasebetiyle Konya İli Kamu Hastaneleri Birliği tarafından düzenlenen 'Sağlıklı Doğum, Sağlıklı Yaşam' sempozyumunda konuşma yaptı. Sempozyuma AK Parti Konya milletvekilleri Leyla Şahin Usta ve Hüsnüye Erdoğan, hastane yöneticileri ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı.
Sare Davutoğlu, TÜİK verilerine göre Türkiye'de canlı doğan bebek sayısının 2014 yılında 1 milyon 345 bin 286'dan 2015 yılında 1 milyon 325 bin 783'e gerilediğini hatırlatarak, toplam doğurganlık hızının 2014 yılında 2,18'den 2015 yılında 2,14'e gerilediğini kaydetti. Nüfus yenilenme oranının 2,1 olduğunu ve doğurganlık hızı düşmesine rağmen nüfusun yenilendiğinden rahatlıkla bahsedebileceklerini ifade eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Doğum oranlarının azalması karşısında yaşam kalitesinin artması, sağlık imkanlarının gelişmesiyle nüfusumuz giderek yaşlanıyor. Türkiye'nin özelliği nedeniyle bir geçiş toplumu olduğumuzdan nüfus yaşlanmasının Türkiye'de çok hızla gerçekleştiği uzmanlar tarafından belirleniyor. Bunun için son yıllarda ortaya koyduğumuz ilerlemeyi sürdürebilmemiz için sağlıklı nesile ihtiyacımız var. Bu nedenle sağlıkla ilgili her unsurun, kadınlarımızın, annelerimizin, sağlık politikalarını üreten bürokratlarımızın ve hekimlerimizin hep birlikte dayanışma içinde gerçekleştirmesi çok önemli."
"SAĞLIKLI YAŞAM SAĞLIKLI GEBELİK VE DOĞUMLA BAŞLAR"
Sare Davutoğlu, sağlıklı yaşamın sağlıklı bir doğumla, hatta sağlıklı bir gebelikle birlikte başladığını vurguladı. Gebeliğin başından itibaren annenin beslenmesinin daha sonra da anne sütünden başlayarak bebeğin beslenmesinin onun ömür boyu sağlığının ne kadar belirleyici olduğunu gösterdiğini belirten Sare Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle beslenmeden başlayarak normal doğumla devam eden müdahalesiz bir doğumla annesine kavuşan bir bebeğin ne kadar yaşama avantajlı bir biçimde başladığını son yapılan araştırmalardan biliyoruz. Müdahalesiz doğum demek aslında doğumun kendi başlamasına izin vermek, ihtiyaç yoksa hiçbir müdahale yapmamak ama yeri geldiğinde gerekli müdahaleyi yapmak anlamına geliyor. Sezaryen de müdahalelerin en önemlilerinden bir tanesi. Gerektiği zaman sezaryene ulaşabilmekte bir anne ve bebeğin en önemli haklarından bir tanesi. Anne bebek bağlantısı ve bunu takip eden süreçte emzirmenin başarısının normal doğumla daha yüksek olduğunu biliyoruz."
"GEREKMEDİKÇE SEZARYEN YAPILMAMALI"
Yapılan araştırmaların, gerekmedikçe sezaryen yapılmaması gerektiğini ortaya koyduğunu dile getiren Davutoğlu, doğum başlamadan önce yapılan sezaryenlerin koku duygusu gelişmeden yapıldığı için emzirmeyi olumsuz etkilediğini, aynı zamanda bebeğin bağışıklık sistemine de olumsuz etkileri olduğuna dikkat çekti. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz artık biliyoruz ki sezaryen tıbbi endikasyonla yapıldığında anne-bebek sağlığını, hatta hayatını korumasında son derece etkili bir yol. Sezaryen aslında bir kurtarma ameliyatı ve gerektiğinde sezaryene ulaşabilmek çok önemli bir insan hakkı. Çünkü dünyanın geri kalmış pek çok bölgesinde birçok anne ve bebek hem sezaryene ulaşamadığı için kaybediliyor ya da ömür boyu çok çeşitli sakatlıklarla hayatlarına devam etmek durumunda kalıyor. Ancak her ameliyat gibi sezaryenin de sadece gerektiği zaman yapılması son derece önemli."
Yapılan araştırmalara değinen Davutoğlu, şunları dile getirdi: "Araştırmalar yine şunu göstermiş, yüzde 15'in üzerindeki bir sezaryen oranı ne anne ne de bebek sağlığına herhangi bir katkıda bulunmuyor. O sebeple sezaryene sadece gerektiğinde başvurmalı, doğumların kendiliğinden başlamasına izin vermeliyiz. Maalesef 2015 yılında 135 anne ölümü gerçekleşmiş. Bunlar sadece dosyası kapanmış olanlar. Sebebi belirlenememiş anne ölümleri var. Bunlar arasında 34'ü normal doğum, 101 tanesi sezaryenle doğum sonrası gerçekleşmiş. Bu sebeple maalesef OECD ülkelerinde bizi birinciliğe yükselten, gerçekleşen 100 doğumumuzdan 53'ünün ve ilk gebeliğini yaşayan 100 gebemizden yüzde 26.8'inin sezaryenle bebeğine kavuştuğu bu verileri el birliğiyle değiştirmek ve toplumsal olarak ciddi bir farkındalık oluşturmak durumundayız."
Açılış konuşmalarının ardından sempozyuma geçildi.