İÜ Rektörü Prof. Dr. Çelik Hizipçi, grupçu kafayla hizmet edemezsiniz
MALATYA - İnönü Üniversitesi Rektörü Prof
@mersinhaber 'i takip et
MALATYA - İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, “Bir üniversite rektörü olarak değil bir Malatyalı olarak şunu üzülerek söylüyorum; Çoğu arkadaşlarımız hala dernekçilik kafasıyla hareket ediyorlar. Bir derneğin sivil toplumdaki yeri bellidir ama devletin bir kurumunun yöneticiliğini aldığınızda artık o dernekçi kafayla hareket edemezsiniz. Hizipçi, grupçu kafayla da hizmet edemezsiniz. Ulusal ve evrensel düşünmek zorundasınız.” dedi.
Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, ‘Şehirler ve İmajlar’ konulu araştırmaya ilişkin basın toplantısında yaptığı açıklamada, İnönü Üniversitesi ve Malatya’ya ilişkin değerlendirmeler yaptı. Bir üniversitenin başarısından söz ederken tüm başarıların toplanarak kurumun başarısından söz edilebileceğini belirten Çelik, şöyle devam etti: “Ben şunu arzu ederim ki, bundan sonra İletişim Fakültesi, medya ile uğraşan arkadaşlarımızla ortak seminerler, kurslar veya başka bir takım çalışmalar yapabilsinler. Ben 7.5 yıldır İnönü Üniversitesi’nin üst yöneticisi olarak görev yapıyorum. Aranızda çok değerli gazeteci arkadaşlar var. Ancak sahada şunu da gördüm, üniversitenin nasıl gelişmeye ihtiyacı varsa Malatya medyasının da burada çalışan kardeşlerimizin de kendilerini yenilemeye ihtiyaçları var. Çoğu arkadaşımızın haberleri, copy –paste (kopyala-yapıştır) olarak, bir yerden alıp, emek sarf etmeden, başka insanların emeğine ortak olduklarını görüyorum. Tabi bunlar tasvip edilecek şeyler değil. Bu noktada, sanıyorum önümüzdeki günlerde Prof. Dr. Metin Işık (İletişim Fakültesi Dekanı) sizlerle bir araya gelerek, Türkiye’nin duayen gazetecilerini, çalışanlarını sizlerle bir araya getirerek medyacılık ve haber konusunda, medya çalışanlarının kendilerini geliştirmelerine yardımcı olacak bir program düşünüyor. Bugün 41. yaşına gelen İnönü Üniversitesi, çoğu fiziki ve akademik çalışmalarını tamamlamış bir üniversite. Bu üniversite bundan sonra artık bina yapımıyla şunu bunu yapmakla uğraşmayacak ve artık üniversite olmanın gereğini yerine getirmeye çalışacak. Her bir birim, toplumun ihtiyacı neyse o işleri yapıp, o bilimsel çalışma ve araştırmaları yapıp toplumun hizmetine sunacak. Teknopark’daki şirketler, marka değeri olan, ekonomik değeri olan ürünleri ortaya çıkaracak. Patent, buluş, yenilik gibi kavramlar birkaç senedin öğretim üyelerimizin gündemine girdi.”
2008 yılından bu yana üniversitenin yöneticiliğini yaptığını anımsatan Prof. Dr. Çelik, şunları ifade etti: “İlk kez 3 yıl önce üniversite patent almaya başladı. Mühendislik fakültesi olan 41 yaşına gelmiş bir üniversite olacaksınız ve yılda onlarca artı değeri olan ürün üretmesi lazım. Patent almanız lazım. Üniversite bundan sonra bu trende girecek. Bundan sonra üniversite artık toplumun, sivil toplumun, devletin yetkili kurumlarına raporlar hazırlayan, projeler sunan çıktıları olan bir kurum haline gelecek. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde üniversitelerin asli görevlerinden bir tanesi budur. Ama bu işi yaparken, üniversite yerelleşmeyecek ama sırça sarayda da yaşamayacak. Bunun ikisinin arasındaki dengeyi kuracak.”
Üniversite şehir ilişkisine de değinen Çelik, “7.5 yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum, biz gelişmekte olan bir ülke, gelişmekte olan bir şehir olduğumuz için belli kurumları temsil eden arkadaşlarımız, kurumsal sorumluluktan ziyade, grupsal sorumluluğu öne çıkaran bir tarz-ı siyaset izliyorlar. Kurumlar arasında iletişimin ne olduğu da fazla anlamda ortaya çıkmış değil. Biz, Malatya’nın dışarıdaki algısına yönelik bir araştırma yaptık da, Malatya’daki karar vericilerin üniversiteye dair algısı nedir ona bakmak lazım. Üniversiteyi ne kadar tanıyorlar, üniversitenin toplumun ve Malatya’nın kalkınmasındaki rolünü ne kadar biliyorlar, ne kadar takdir ediyorlar veya ne kadar iş birliği yapmak istiyorlar. Bir üniversite rektörü olarak değil bir Malatyalı olarak şunu üzülerek söylüyorum: Çoğu arkadaşlarımız hala dernekçilik kafasıyla hareket ediyorlar. Bir derneğin sivil toplumdaki yeri bellidir ama devletin bir kurumunun yöneticiliğini aldığınızda artık o dernekçi kafayla hareket edemezsiniz. Hizipçi, grupçu kafayla da hizmet edemezsiniz. Ulusal ve evrensel düşünmek zorundasınız. Malatya’nın bunları tartışması gerekiyor. Malatya’nın her alanda saygın, şehrin önünü açacak insanlara bu görevleri tevdi etmesi gerekir . Bu noktada da sivil toplumun, Malatyalıların baskı unsuru olması gerekir. Birileri ‘Biz size şunu tayin ettik’ diyorlar, biz de ‘Eyvallah’ diyoruz. Bu tayin edilen insanlar ne kadar bizi temsil edebiliyorlar? Alt yapıları ve donanımları ne kadar bu işe uygun, bunu hiç irdelemiyoruz. Çünkü biz, böyle itaat toplumu tarzında hareket eden bir toplum düzeyindeyiz. İnşallah geliştikçe, medeni toplum oldukça, batı demokrasilerine benzer sivil toplumlarımız ortaya çıktıkça, refah ve kültür düzeyimiz arttıkça bu konularda daha iyi işler yapacağız. Ama İnönü Üniversitesi inanın Anadolu üniversitelerinin çoğunun önünde bir üniversitedir.” diye konuştu.
CİHAN
Rektör Prof. Dr. Cemil Çelik, ‘Şehirler ve İmajlar’ konulu araştırmaya ilişkin basın toplantısında yaptığı açıklamada, İnönü Üniversitesi ve Malatya’ya ilişkin değerlendirmeler yaptı. Bir üniversitenin başarısından söz ederken tüm başarıların toplanarak kurumun başarısından söz edilebileceğini belirten Çelik, şöyle devam etti: “Ben şunu arzu ederim ki, bundan sonra İletişim Fakültesi, medya ile uğraşan arkadaşlarımızla ortak seminerler, kurslar veya başka bir takım çalışmalar yapabilsinler. Ben 7.5 yıldır İnönü Üniversitesi’nin üst yöneticisi olarak görev yapıyorum. Aranızda çok değerli gazeteci arkadaşlar var. Ancak sahada şunu da gördüm, üniversitenin nasıl gelişmeye ihtiyacı varsa Malatya medyasının da burada çalışan kardeşlerimizin de kendilerini yenilemeye ihtiyaçları var. Çoğu arkadaşımızın haberleri, copy –paste (kopyala-yapıştır) olarak, bir yerden alıp, emek sarf etmeden, başka insanların emeğine ortak olduklarını görüyorum. Tabi bunlar tasvip edilecek şeyler değil. Bu noktada, sanıyorum önümüzdeki günlerde Prof. Dr. Metin Işık (İletişim Fakültesi Dekanı) sizlerle bir araya gelerek, Türkiye’nin duayen gazetecilerini, çalışanlarını sizlerle bir araya getirerek medyacılık ve haber konusunda, medya çalışanlarının kendilerini geliştirmelerine yardımcı olacak bir program düşünüyor. Bugün 41. yaşına gelen İnönü Üniversitesi, çoğu fiziki ve akademik çalışmalarını tamamlamış bir üniversite. Bu üniversite bundan sonra artık bina yapımıyla şunu bunu yapmakla uğraşmayacak ve artık üniversite olmanın gereğini yerine getirmeye çalışacak. Her bir birim, toplumun ihtiyacı neyse o işleri yapıp, o bilimsel çalışma ve araştırmaları yapıp toplumun hizmetine sunacak. Teknopark’daki şirketler, marka değeri olan, ekonomik değeri olan ürünleri ortaya çıkaracak. Patent, buluş, yenilik gibi kavramlar birkaç senedin öğretim üyelerimizin gündemine girdi.”
2008 yılından bu yana üniversitenin yöneticiliğini yaptığını anımsatan Prof. Dr. Çelik, şunları ifade etti: “İlk kez 3 yıl önce üniversite patent almaya başladı. Mühendislik fakültesi olan 41 yaşına gelmiş bir üniversite olacaksınız ve yılda onlarca artı değeri olan ürün üretmesi lazım. Patent almanız lazım. Üniversite bundan sonra bu trende girecek. Bundan sonra üniversite artık toplumun, sivil toplumun, devletin yetkili kurumlarına raporlar hazırlayan, projeler sunan çıktıları olan bir kurum haline gelecek. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde üniversitelerin asli görevlerinden bir tanesi budur. Ama bu işi yaparken, üniversite yerelleşmeyecek ama sırça sarayda da yaşamayacak. Bunun ikisinin arasındaki dengeyi kuracak.”
Üniversite şehir ilişkisine de değinen Çelik, “7.5 yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum, biz gelişmekte olan bir ülke, gelişmekte olan bir şehir olduğumuz için belli kurumları temsil eden arkadaşlarımız, kurumsal sorumluluktan ziyade, grupsal sorumluluğu öne çıkaran bir tarz-ı siyaset izliyorlar. Kurumlar arasında iletişimin ne olduğu da fazla anlamda ortaya çıkmış değil. Biz, Malatya’nın dışarıdaki algısına yönelik bir araştırma yaptık da, Malatya’daki karar vericilerin üniversiteye dair algısı nedir ona bakmak lazım. Üniversiteyi ne kadar tanıyorlar, üniversitenin toplumun ve Malatya’nın kalkınmasındaki rolünü ne kadar biliyorlar, ne kadar takdir ediyorlar veya ne kadar iş birliği yapmak istiyorlar. Bir üniversite rektörü olarak değil bir Malatyalı olarak şunu üzülerek söylüyorum: Çoğu arkadaşlarımız hala dernekçilik kafasıyla hareket ediyorlar. Bir derneğin sivil toplumdaki yeri bellidir ama devletin bir kurumunun yöneticiliğini aldığınızda artık o dernekçi kafayla hareket edemezsiniz. Hizipçi, grupçu kafayla da hizmet edemezsiniz. Ulusal ve evrensel düşünmek zorundasınız. Malatya’nın bunları tartışması gerekiyor. Malatya’nın her alanda saygın, şehrin önünü açacak insanlara bu görevleri tevdi etmesi gerekir . Bu noktada da sivil toplumun, Malatyalıların baskı unsuru olması gerekir. Birileri ‘Biz size şunu tayin ettik’ diyorlar, biz de ‘Eyvallah’ diyoruz. Bu tayin edilen insanlar ne kadar bizi temsil edebiliyorlar? Alt yapıları ve donanımları ne kadar bu işe uygun, bunu hiç irdelemiyoruz. Çünkü biz, böyle itaat toplumu tarzında hareket eden bir toplum düzeyindeyiz. İnşallah geliştikçe, medeni toplum oldukça, batı demokrasilerine benzer sivil toplumlarımız ortaya çıktıkça, refah ve kültür düzeyimiz arttıkça bu konularda daha iyi işler yapacağız. Ama İnönü Üniversitesi inanın Anadolu üniversitelerinin çoğunun önünde bir üniversitedir.” diye konuştu.
CİHAN