TBMM kürsüsünde 'Ben Kürt'üm; sen kimsin?' tartışması
ANKARA - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 17'nci birleşimi yoklamasız açıldı
@mersinhaber 'i takip et
ANKARA - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 17'nci birleşimi yoklamasız açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Pervin Buldan yönetiyor. HDP Grubu'nun bazı valiliklerce ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına dair Meclis araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi kabul edilmedi.
HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, Türkiye'nin gerçekten çok sancılı ve yakıcı bir süreçten geçtiğini, hem dış politika açısından hem de iç politika açısından oldukça tarihî öneme denk düşebilecek bir süreç olduğunu ifade etti. Türkiye'nin dış politikada tamamen AK Parti hükûmetinin militarizasyon politikaları sonucu bir savaş sürecine girdiğini belirten Ayhan, "Bir taraftan Musul, diğer taraftan Rusya, diğer yandan Suriye'ye ilişkin kışkırtıcı, şiddet eksenli politikalar Türkiye'yi bölgede bir savaşın eşiğine getirmiş durumdadır. AKP, kendi içerisinde çözemediği Kürt sorunu başta olmak üzere tüm toplumsal sorunların çözüm adresi olarak savaşı başlatarak böylesi bir felaketle Türkiye'yi ne yazık ki karşı karşıya getirmiş durumdadır. Türkiye hızlı bir şekilde bir kaosun ve krizin içerisine sürüklenmek durumundadır. Bunun herkes tarafından çok iyi bilinmesi gerekiyor. Daha yakın zamanda, beş aylık bir süreç içerisinde, 7 Haziran seçimlerinin hemen arkasından, Türkiye'de sokağa çıkma yasaklarıyla beraber müthiş derecede bir devlet terörü hayata geçirilmeye çalışıldı. Halkın iradesi, halkın öz yönetim duruşu, polisiye ve askerî yöntemlerle terörize edilmeye, savaş yöntemleriyle yok edilmeye çalışıldı. Bunun temel sebebi ise şu ana kadar AKP'nin iktidarda olduğu süreç de dâhil olmak üzere 100 yıllık Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarıdır ve bugün AKP, âdeta topluma savaşı ve şiddeti ısrarla dayatma çabası ve gayreti içerisindedir." diye konuştu.
'HENDEKLER, KÜRT HALKININ 100 YILLIK DİRENİŞ HİKAYESİNİN BİR PARÇASIDIR'
"Hendekler Kürt halkının yüz yıllık direniş hikâyesinin bir parçasıdır. Hiç kimse bunu saptırmasın ve çarpıtmasın." diyen Ayhan, şöyle devam etti: "Kürt halkı kendi varlığını, kendi kimliğini, kendi kültürünü savunmak ve onu korumak gayesiyle 100 yılı aşkındır bir mücadele yürütüyor. Bugün hendeklerin arkasındaki gençleri gerekçe göstererek Kürt halkına karşı bir savaşı başlatmak, 12 Eylül faşizminin, Kenan Evren zihniyetinin bir yansımasıdır, bundan öte bir anlam ifade etmemektedir. Sayın Davutoğlu, inkârın, asimilasyonun ve imhanın bittiğini söylüyor ama diğer yandan da kendi irademize, kendi varlığımıza, kendi kimliğimize sahip çıktığımız için her gün bizi ölümle tehdit ediyor. Buradan ben Sayın Davutoğlu'na seslenmek istiyorum: Bizi tehditlerinizle korkutamazsınız. Biz, her hâlükârda bu halkın onurlu direnişinin yanında olacağız. Onursuz bir yaşamı, kimliksiz bir yaşamı asla kabul etmiyoruz. Ne yaparsanız yapın, bu haklı mücadelemizden, bu onurlu mücadelemizden ve duruşumuzdan bizi alıkoyamayacaksınız."
MHP'li YILMAZ: TÜRKİYE BU NOKTAYA GELDİYSE, BU AK PART'NİN UYGULADIĞI UYGULAMALARINDANDIR
İbrahim Ayhan'ın konuşmasına AK Partili milletvekilleri yerlerinden sözlü tepki gösterdi. MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz ise "Adalet ve Kalkınma Partisi ile HDP arasındaki konuşmalara bakınca… Bu sürecin bu noktaya gelmesinde iki grubun bir beraberliği vardı. Yani en son Yalçın Akdoğan'ın başkanlığında Dolmabahçe Sarayı'nda bir tarafta AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve diğer grup başkan vekilleri, diğer tarafta HDP grup başkan vekilleri vardı. Şimdi neredeyse bu yaşanan olaylardan birbirlerini suçlayan bir kayıkçı kavgası görüyoruz. Türkiye, bu noktaya geldiyse üç buçuk dört yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi'nin uyguladığı uygulamalarındandır. Kandil'de yaşananlar… Kandil'e, HDP'li vekilleri bir umut olarak İmralı'ya Abdullah Öcalan'a gönderen AKP grubu değil miydi? Dolmabahçe Sarayı'nda siz beraber değil miydiniz? Bu hendekler kazılırken neredeydiniz? Bu grup yok muydu burada? O zaman biz bunları dile getirdiğimizde, bugünleri işaret ettiğimizde bize 'kandan beslenenler' diyenler, bugün akan kanda sorumluluğunuz olduğunu hiç düşünmüyor musunuz da bugün burada bu tür kayıkçı kavgalarına giriyorsunuz? Kandırıldınız mı yine?" şeklinde konuştu.
Meclis Başkanvekili Pervin Buldan da "Sayın milletvekilleri, ben o görüşmelere katılan bir milletvekiliydim. O döneme ilişkin yapılan görüşmeler barış için yapılan görüşmelerdi, şimdi de olsa o görüşmelere aynen katılırız. Sadece bunu paylaşmak istedim." ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine Yılmaz, "Siz neyde mutabakata vardınız Sayın Başkanım? Hangi pazarlıkları yaptınız? Onları anlat bize Sayın Başkan, o görüşmelerde bulunan birisi olarak." diye sordu.
Sataşmalardan dolayı yeniden söz alan Ayhan, "Konuşmamda kesinlikle ayrılıktan, ayrılığı savunduğumuzdan söz etmedim. Ben, Kürtler üzerinden uygulanan bu savaş politikalarına karşı Kürtlerin ısrarla ayrılmaya, ısrarla farklı tercihler yapmaya zorlandığını söyledim." dedi.
AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar'ın "Kürtler kim kardeşim, Kürtler kim?" diye sorması üzerine Ayhan, "Ben bir Kürt'üm. Ben Kürt olarak böyle bir muameleye, böyle bir faşizan uygulamaya mecbur değilim." karşılığını verdi.
Yaşar da "Sen mi Kürt'sün, ben mi Kürt'üm, kim Kürt? Kürtler diye nasıl konuşabiliyorsun? Sen kimsin ya?" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine HDP sıralarından "Ne demek?" sesleri yükseldi.
İbrahim Ayhan da "Sen kimsin, sen kimsin?" diye sordu. Bunun üzerine Yaşar ve Ayhan arasında şu diyalog yaşandı:
Yaşar: Ben Kürt'üm!
Ayhan: Sen kimsin?
Yaşar: Kürt'üm ben!
Ayhan: Ben Kürt'üm!
Yaşar: Ben Kürt'üm!
Ayhan: Ben de Kürt'üm!
Yaşar: Ben Kürt'üm, ben!
Ayhan: Kimsin sen?
Yaşar: Ben Kürt'üm, anam babam Kürt benim! Sen Kürtleri istismar ediyorsun! Sen Kürtlerin sırtından geçiniyorsun!
Ayhan: Başkasının diliyle konuşmayın! Siz maskelerle yaşıyorsunuz, siz başkasının diliyle konuşuyorsun!
Yaşar: Sen Kürtlerin kanıyla besleniyorsun! Sen Kürtlerin kefeniyle geçiniyorsun!
Ayhan: Siz kendiniz değilsiniz.
Yaşar: Sen kimsin?
Ayhan: Siz muktedirsiniz!
Yaşar: Kürtlerin yakasını bırak!
Ayhan: Biz size köle olmadık, köle olmayacağız. Dolayısıyla, bakın, biz, zalimlere karşı halktan yana bir mücadele veriyoruz.
Yaşar: Çocuğunun yanında askeri öldürüyorsunuz!
Ayhan: Yani on beş günlük çocuğu öldüren, binlerce insanı katliamdan geçiren zihniyetin dili yaşamdan yana olamaz. Şunu benden önce konuşan hatip, beni çok iyi tanıyor, bilir: Biz büyük bir bedel ödedik.
Yaşar: PKK'nın yargısız infazlarıyla yüzleş, yüzleşmeden konuşamazsınız. Kürtler demeyin, PKK deyin, HDP deyin, çok ayıp. Ben Kürt'üm, Kürtler adına konuşmayın!
Tartışmaların uzamasın üzerine Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, birleşime beş dakika ara verdi. CİHAN
HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, Türkiye'nin gerçekten çok sancılı ve yakıcı bir süreçten geçtiğini, hem dış politika açısından hem de iç politika açısından oldukça tarihî öneme denk düşebilecek bir süreç olduğunu ifade etti. Türkiye'nin dış politikada tamamen AK Parti hükûmetinin militarizasyon politikaları sonucu bir savaş sürecine girdiğini belirten Ayhan, "Bir taraftan Musul, diğer taraftan Rusya, diğer yandan Suriye'ye ilişkin kışkırtıcı, şiddet eksenli politikalar Türkiye'yi bölgede bir savaşın eşiğine getirmiş durumdadır. AKP, kendi içerisinde çözemediği Kürt sorunu başta olmak üzere tüm toplumsal sorunların çözüm adresi olarak savaşı başlatarak böylesi bir felaketle Türkiye'yi ne yazık ki karşı karşıya getirmiş durumdadır. Türkiye hızlı bir şekilde bir kaosun ve krizin içerisine sürüklenmek durumundadır. Bunun herkes tarafından çok iyi bilinmesi gerekiyor. Daha yakın zamanda, beş aylık bir süreç içerisinde, 7 Haziran seçimlerinin hemen arkasından, Türkiye'de sokağa çıkma yasaklarıyla beraber müthiş derecede bir devlet terörü hayata geçirilmeye çalışıldı. Halkın iradesi, halkın öz yönetim duruşu, polisiye ve askerî yöntemlerle terörize edilmeye, savaş yöntemleriyle yok edilmeye çalışıldı. Bunun temel sebebi ise şu ana kadar AKP'nin iktidarda olduğu süreç de dâhil olmak üzere 100 yıllık Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarıdır ve bugün AKP, âdeta topluma savaşı ve şiddeti ısrarla dayatma çabası ve gayreti içerisindedir." diye konuştu.
'HENDEKLER, KÜRT HALKININ 100 YILLIK DİRENİŞ HİKAYESİNİN BİR PARÇASIDIR'
"Hendekler Kürt halkının yüz yıllık direniş hikâyesinin bir parçasıdır. Hiç kimse bunu saptırmasın ve çarpıtmasın." diyen Ayhan, şöyle devam etti: "Kürt halkı kendi varlığını, kendi kimliğini, kendi kültürünü savunmak ve onu korumak gayesiyle 100 yılı aşkındır bir mücadele yürütüyor. Bugün hendeklerin arkasındaki gençleri gerekçe göstererek Kürt halkına karşı bir savaşı başlatmak, 12 Eylül faşizminin, Kenan Evren zihniyetinin bir yansımasıdır, bundan öte bir anlam ifade etmemektedir. Sayın Davutoğlu, inkârın, asimilasyonun ve imhanın bittiğini söylüyor ama diğer yandan da kendi irademize, kendi varlığımıza, kendi kimliğimize sahip çıktığımız için her gün bizi ölümle tehdit ediyor. Buradan ben Sayın Davutoğlu'na seslenmek istiyorum: Bizi tehditlerinizle korkutamazsınız. Biz, her hâlükârda bu halkın onurlu direnişinin yanında olacağız. Onursuz bir yaşamı, kimliksiz bir yaşamı asla kabul etmiyoruz. Ne yaparsanız yapın, bu haklı mücadelemizden, bu onurlu mücadelemizden ve duruşumuzdan bizi alıkoyamayacaksınız."
MHP'li YILMAZ: TÜRKİYE BU NOKTAYA GELDİYSE, BU AK PART'NİN UYGULADIĞI UYGULAMALARINDANDIR
İbrahim Ayhan'ın konuşmasına AK Partili milletvekilleri yerlerinden sözlü tepki gösterdi. MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz ise "Adalet ve Kalkınma Partisi ile HDP arasındaki konuşmalara bakınca… Bu sürecin bu noktaya gelmesinde iki grubun bir beraberliği vardı. Yani en son Yalçın Akdoğan'ın başkanlığında Dolmabahçe Sarayı'nda bir tarafta AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve diğer grup başkan vekilleri, diğer tarafta HDP grup başkan vekilleri vardı. Şimdi neredeyse bu yaşanan olaylardan birbirlerini suçlayan bir kayıkçı kavgası görüyoruz. Türkiye, bu noktaya geldiyse üç buçuk dört yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi'nin uyguladığı uygulamalarındandır. Kandil'de yaşananlar… Kandil'e, HDP'li vekilleri bir umut olarak İmralı'ya Abdullah Öcalan'a gönderen AKP grubu değil miydi? Dolmabahçe Sarayı'nda siz beraber değil miydiniz? Bu hendekler kazılırken neredeydiniz? Bu grup yok muydu burada? O zaman biz bunları dile getirdiğimizde, bugünleri işaret ettiğimizde bize 'kandan beslenenler' diyenler, bugün akan kanda sorumluluğunuz olduğunu hiç düşünmüyor musunuz da bugün burada bu tür kayıkçı kavgalarına giriyorsunuz? Kandırıldınız mı yine?" şeklinde konuştu.
Meclis Başkanvekili Pervin Buldan da "Sayın milletvekilleri, ben o görüşmelere katılan bir milletvekiliydim. O döneme ilişkin yapılan görüşmeler barış için yapılan görüşmelerdi, şimdi de olsa o görüşmelere aynen katılırız. Sadece bunu paylaşmak istedim." ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine Yılmaz, "Siz neyde mutabakata vardınız Sayın Başkanım? Hangi pazarlıkları yaptınız? Onları anlat bize Sayın Başkan, o görüşmelerde bulunan birisi olarak." diye sordu.
Sataşmalardan dolayı yeniden söz alan Ayhan, "Konuşmamda kesinlikle ayrılıktan, ayrılığı savunduğumuzdan söz etmedim. Ben, Kürtler üzerinden uygulanan bu savaş politikalarına karşı Kürtlerin ısrarla ayrılmaya, ısrarla farklı tercihler yapmaya zorlandığını söyledim." dedi.
AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar'ın "Kürtler kim kardeşim, Kürtler kim?" diye sorması üzerine Ayhan, "Ben bir Kürt'üm. Ben Kürt olarak böyle bir muameleye, böyle bir faşizan uygulamaya mecbur değilim." karşılığını verdi.
Yaşar da "Sen mi Kürt'sün, ben mi Kürt'üm, kim Kürt? Kürtler diye nasıl konuşabiliyorsun? Sen kimsin ya?" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine HDP sıralarından "Ne demek?" sesleri yükseldi.
İbrahim Ayhan da "Sen kimsin, sen kimsin?" diye sordu. Bunun üzerine Yaşar ve Ayhan arasında şu diyalog yaşandı:
Yaşar: Ben Kürt'üm!
Ayhan: Sen kimsin?
Yaşar: Kürt'üm ben!
Ayhan: Ben Kürt'üm!
Yaşar: Ben Kürt'üm!
Ayhan: Ben de Kürt'üm!
Yaşar: Ben Kürt'üm, ben!
Ayhan: Kimsin sen?
Yaşar: Ben Kürt'üm, anam babam Kürt benim! Sen Kürtleri istismar ediyorsun! Sen Kürtlerin sırtından geçiniyorsun!
Ayhan: Başkasının diliyle konuşmayın! Siz maskelerle yaşıyorsunuz, siz başkasının diliyle konuşuyorsun!
Yaşar: Sen Kürtlerin kanıyla besleniyorsun! Sen Kürtlerin kefeniyle geçiniyorsun!
Ayhan: Siz kendiniz değilsiniz.
Yaşar: Sen kimsin?
Ayhan: Siz muktedirsiniz!
Yaşar: Kürtlerin yakasını bırak!
Ayhan: Biz size köle olmadık, köle olmayacağız. Dolayısıyla, bakın, biz, zalimlere karşı halktan yana bir mücadele veriyoruz.
Yaşar: Çocuğunun yanında askeri öldürüyorsunuz!
Ayhan: Yani on beş günlük çocuğu öldüren, binlerce insanı katliamdan geçiren zihniyetin dili yaşamdan yana olamaz. Şunu benden önce konuşan hatip, beni çok iyi tanıyor, bilir: Biz büyük bir bedel ödedik.
Yaşar: PKK'nın yargısız infazlarıyla yüzleş, yüzleşmeden konuşamazsınız. Kürtler demeyin, PKK deyin, HDP deyin, çok ayıp. Ben Kürt'üm, Kürtler adına konuşmayın!
Tartışmaların uzamasın üzerine Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, birleşime beş dakika ara verdi. CİHAN