Yazıcıoğlu davasının 7. duruşması görüldü
KAHRAMANMARAŞ - Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin açılan davanın 7
@mersinhaber 'i takip et
KAHRAMANMARAŞ - Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin açılan davanın 7. duruşması Kahramanmaraş Adliyesi'nde görüldü. Davanın müdahil avukatları, mahkemeden Hırant Dink iddianamesi ve Muhsin Yazıcıoğlu olayıyla ilgili Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde kurulduğu iddia edilen C-5 biriminin topladığı 69 adet dosya ve belgenin incelenmesini talep etti. Mahkeme heyeti, bu talebi kabul ederek davayı 11 Mart 2016 tarihine erteledi.
Kahramanmaraş’ta 2009 yılında helikopter kazası sonucu BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada açılan davanın 7. duruşması, Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü. Saat 13.30'da başlayan duruşmada Yazıcıoğlu ailesinin avukatları mahkemeden Hırant Dink iddianamesi ve Muhsin Yazıcıoğlu olayıyla ilgili Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde kurulduğu iddia edilen C-5 biriminin topladığı 69 adet dosya ve belgenin incelenmesini talep etti. Yaklaşık 3 saat sürren mahkemeye BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Gülefer Yazıcıoğlu, Furkan Yazıcıoğlu, avukatlar Selami Ekici, Kemal Yavuz ve partililer katıldı.
DESTİCİ: ADALETİN PEŞİNDEYİZ
Mahkemeye katılmak için Kahramanmaraş Adalet Sarayı'na gelen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, duruşma sonrası davayla ilgili açıklamalarda bulundu. Adaletin peşinde olduklarını ifade eden Destici, Türkiye'de yeni bir sürecin başladığını ve dava ile ilgili bir algı operasyonunu yürütüldüğünü savundu.
Dosyanın aydınlatılmasını beklediklerini söyleyen Destici, şöyle devam etti: "Biz adaletin peşindeyiz, bu sürecin aydınlatılmasını bekliyoruz. Herkes şunu bilsin ki bu dosya aydınlanana kadar biz bu işin takipçisi olacağız. İlk bu hadise olduğunda Türkiye'de başka bir atmosfer vardı, biliyorsunuz bir gizli tanık dedikodusuyla bu hadiseyi bir yerlere adres göstermeye çalıştılar. O süreç bitti daha sonra başka bir süreç başladı, turpun büyüğü heybede diyerek başka bir adres gösterilmeye çalışıldı. O süreç bitti şimdi başka bir süreç başladı Türkiye'de; bu sefer de sanki devlet içindeki birtakım bilgilere sahip olduğu için bu hadise gerçekleşti gibi bir algı operasyonu yürütüldü. Herkes bilsin ki biz bu sürecin bir istihbari ya da siyasi süreç olmasına başından beri karşı çıktık ve bugün de aynı noktadayız, aynı duyarlılıktayız. Şüpheler ortada, şüpheliler ortada, hata varsa sorumlular ortada, ihmal varsa, kusur varsa sorumlular ortada, her şey apaçık. Başından beri söylediğim 7 tane ana şüphe var, bu şüpheler aydınlatılmadan bu dosyayı kimsenin kapatmaya gücü yetmez."
Yazıcıoğlu ailesinin Avukat Kemal Yavuz ise mahkemede yapılan yargılamayla ilgili bilgi verdi. Mahkemeden, Hırant Dink iddianamesi ve Muhsin Yazıcıoğlu olayıyla ilgili Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde kurulduğu iddia edilen C-5 biriminin topladığı 69 adet dosya ve belgenin incelenmesini talep ettiklerini ifade eden Yavuz şunları kaydetti: "Bugünkü yapılan yargılamada biliyorsunuz; bu yargılama sadece ana dosyadaki 109 sanıktan biri Dursun Özmen'in sanık olarak yargılandığı bir dosya. Değerli meslektaşlarımla birlikte duruşmaya katılan birçok ilden avukat arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın da bir talebi oldu. Biliyorsunuz bir süredir basında yer alan Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde oluşturulan C-5 adı altında bir birim var. Bu birimin Muhsin Yazıcıoğlu olayıyla ilgili olarak da 2008'den 2012'ye kadar belge topladığı, bu topladığı belgelerde 69 adet dosya ve belgenin, raporun olduğu ifade edildi. Onları mahkemece mahkemeye celbini istedik. Yine Hırant Dink iddianamesinin de bu bağlamda dosyaya celbini talep ettik, mahkeme bu konuda araştırma yapacak."
Helikopterin düştüğü gün Mehmet Gül isimli istihbarat görevlisinin Kahramanmaraş'tan Ankara ile 38 kez görüşme yaptığını, bu görüşmelerle ilgili şüphelilere ulaşmak üzere olduklarını kaydeden Yavuz, "Diğer başka eksiklikler var. Mehmet Gül adında bir Emniyet İstihbarat görevlisinin 58 ayrı telefonu var. Bu telefonlardan sadece bir tanesinden olay günü 38 kez görüşme var. 38 kez Ankarayla buradaki istihbarat görevlilerini görüşmesi var aynı gün; bunlar ne konuştular, dakikalarca her bir görüşme, bunlar ne konuştular, neyi planladılar bunlarla ilgili isim ve adreslere ulaşmaya çalışıyorduk. Son gelen analiz raporlarında bu hususlar da tek tek ortaya çıktı. Bu dosyada da yeni şüphelilere ulaşmak üzereyiz." ifadelerini kullandı.
Dönemin Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Dursun Özmen, 'Görevi kötüye kullanmak' ve 'Toplumu infiale sürüklemek' suçunu işlediği iddiasıyla bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Özmen, “Helikopter enkazına ulaşıldığı, Yazıcıoğlu ve diğer şüphelilerin yaralı ve hastanede olduğu” şeklinde bilgi notu geçerek, gerçeğe aykırı ve kamuoyunu yanıltıcı bilgiyle arama kurtarma çalışmalarını geciktirmekle suçlanıyor. CİHAN
Kahramanmaraş’ta 2009 yılında helikopter kazası sonucu BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada açılan davanın 7. duruşması, Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü. Saat 13.30'da başlayan duruşmada Yazıcıoğlu ailesinin avukatları mahkemeden Hırant Dink iddianamesi ve Muhsin Yazıcıoğlu olayıyla ilgili Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde kurulduğu iddia edilen C-5 biriminin topladığı 69 adet dosya ve belgenin incelenmesini talep etti. Yaklaşık 3 saat sürren mahkemeye BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Gülefer Yazıcıoğlu, Furkan Yazıcıoğlu, avukatlar Selami Ekici, Kemal Yavuz ve partililer katıldı.
DESTİCİ: ADALETİN PEŞİNDEYİZ
Mahkemeye katılmak için Kahramanmaraş Adalet Sarayı'na gelen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, duruşma sonrası davayla ilgili açıklamalarda bulundu. Adaletin peşinde olduklarını ifade eden Destici, Türkiye'de yeni bir sürecin başladığını ve dava ile ilgili bir algı operasyonunu yürütüldüğünü savundu.
Dosyanın aydınlatılmasını beklediklerini söyleyen Destici, şöyle devam etti: "Biz adaletin peşindeyiz, bu sürecin aydınlatılmasını bekliyoruz. Herkes şunu bilsin ki bu dosya aydınlanana kadar biz bu işin takipçisi olacağız. İlk bu hadise olduğunda Türkiye'de başka bir atmosfer vardı, biliyorsunuz bir gizli tanık dedikodusuyla bu hadiseyi bir yerlere adres göstermeye çalıştılar. O süreç bitti daha sonra başka bir süreç başladı, turpun büyüğü heybede diyerek başka bir adres gösterilmeye çalışıldı. O süreç bitti şimdi başka bir süreç başladı Türkiye'de; bu sefer de sanki devlet içindeki birtakım bilgilere sahip olduğu için bu hadise gerçekleşti gibi bir algı operasyonu yürütüldü. Herkes bilsin ki biz bu sürecin bir istihbari ya da siyasi süreç olmasına başından beri karşı çıktık ve bugün de aynı noktadayız, aynı duyarlılıktayız. Şüpheler ortada, şüpheliler ortada, hata varsa sorumlular ortada, ihmal varsa, kusur varsa sorumlular ortada, her şey apaçık. Başından beri söylediğim 7 tane ana şüphe var, bu şüpheler aydınlatılmadan bu dosyayı kimsenin kapatmaya gücü yetmez."
Yazıcıoğlu ailesinin Avukat Kemal Yavuz ise mahkemede yapılan yargılamayla ilgili bilgi verdi. Mahkemeden, Hırant Dink iddianamesi ve Muhsin Yazıcıoğlu olayıyla ilgili Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde kurulduğu iddia edilen C-5 biriminin topladığı 69 adet dosya ve belgenin incelenmesini talep ettiklerini ifade eden Yavuz şunları kaydetti: "Bugünkü yapılan yargılamada biliyorsunuz; bu yargılama sadece ana dosyadaki 109 sanıktan biri Dursun Özmen'in sanık olarak yargılandığı bir dosya. Değerli meslektaşlarımla birlikte duruşmaya katılan birçok ilden avukat arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın da bir talebi oldu. Biliyorsunuz bir süredir basında yer alan Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde oluşturulan C-5 adı altında bir birim var. Bu birimin Muhsin Yazıcıoğlu olayıyla ilgili olarak da 2008'den 2012'ye kadar belge topladığı, bu topladığı belgelerde 69 adet dosya ve belgenin, raporun olduğu ifade edildi. Onları mahkemece mahkemeye celbini istedik. Yine Hırant Dink iddianamesinin de bu bağlamda dosyaya celbini talep ettik, mahkeme bu konuda araştırma yapacak."
Helikopterin düştüğü gün Mehmet Gül isimli istihbarat görevlisinin Kahramanmaraş'tan Ankara ile 38 kez görüşme yaptığını, bu görüşmelerle ilgili şüphelilere ulaşmak üzere olduklarını kaydeden Yavuz, "Diğer başka eksiklikler var. Mehmet Gül adında bir Emniyet İstihbarat görevlisinin 58 ayrı telefonu var. Bu telefonlardan sadece bir tanesinden olay günü 38 kez görüşme var. 38 kez Ankarayla buradaki istihbarat görevlilerini görüşmesi var aynı gün; bunlar ne konuştular, dakikalarca her bir görüşme, bunlar ne konuştular, neyi planladılar bunlarla ilgili isim ve adreslere ulaşmaya çalışıyorduk. Son gelen analiz raporlarında bu hususlar da tek tek ortaya çıktı. Bu dosyada da yeni şüphelilere ulaşmak üzereyiz." ifadelerini kullandı.
Dönemin Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Dursun Özmen, 'Görevi kötüye kullanmak' ve 'Toplumu infiale sürüklemek' suçunu işlediği iddiasıyla bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Özmen, “Helikopter enkazına ulaşıldığı, Yazıcıoğlu ve diğer şüphelilerin yaralı ve hastanede olduğu” şeklinde bilgi notu geçerek, gerçeğe aykırı ve kamuoyunu yanıltıcı bilgiyle arama kurtarma çalışmalarını geciktirmekle suçlanıyor. CİHAN