Can Dündar Dürüstler, usulsüzlük yapanlar kadar cesur olmakla yükümlüdür
İSTANBUL - Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili yazı dizisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 9 kişiye hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davaya devam edild..
@mersinhaber 'i takip et
İSTANBUL - Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili yazı dizisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 9 kişiye hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davaya devam edildi. Dündar hakkında Erdoğan ve oğluna hakaret suçuyla açılan dava ile bu dosyanın birleştirilmesine karar verildi. Dündar savunmasında "Dürüstler, usulsüzlük yapanlar kadar cesur olmakla yükümlüdür" dedi.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, MİT TIR’larıyla ilgili soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Can Dündar cezaevinden getirildi. Mahkeme, talep edilen yolsuzluk soruşturmasına verilen takipsizlik kararının geldiğini belirtti.
Savunma yapan Dündar, gündemden düşmemesi gereken yolsuzluk soruşturmalarının, bu şikayet ile yeniden gündeme taşıma fırsatı buldukları için şikayetçilere teşekkür edilmesi gerektiğini belirtti. Dündar, duruşmanın da 17 Aralık’a bırakılması ve davanın bugün görülüyor olması nedeniyle de teşekkür etti.17 Aralık’ın artık bir izlenimi olduğunu kaydeden Dündar, hayatında kimseye hakaret etmediğini söyledi. Yazısında da hiçbir ismin geçmediğini belirten Dündar, iddianamede de kime ne şekilde hakaret ettiğinin anlatılmadığını belirtti.
Yazı dizisinin yayınlandığı sırada cumhurbaşkanlığı seçimi süreci olduğunu, adaylardan birinin de Erdoğan olduğunu hatırlatan Dündar, yolsuzluk dosyalarının ortaya çıktığını, fezlekeler hazırlandığını ifade etti. Gazeteci olarak elde edilen bilgileri halkla paylaşma görevleri olduğunu belirten Dündar, cumhurbaşkanı adaylarından biri hakkında iddialar ortaya atıldığını söyledi. Bunda kamu yararı gördüğü için bu bilgileri yazı dizisi olarak yayınladığını kaydeden Dündar, “Çünkü bizce bir ülkede dürüstler usulsüzlük yapanlar kadar cesur olmakla yükümlüdür.” dedi.
Dündar, “Fezlekede evrakta sahtecilik, rüşvet, haksız kazanç, iddiaları var. Bunlara dair bilgiler belgeler varsa gazeteci bunları biliyor ve yazmıyorsa o durumda gazeteci asıl suçlu duruma düşer. Biz de bu suça ortak olmak istemedik.” diye konuştu.
Fezlekedeki iddialardan örnekler anlatan Dündar, bir iş adamının halka yönelik küfürlü ifadesini hatırlattı. Dündar, “İşte biz bunun için buradayız. Bunu söyleyen iş adamının hakaretten yargılanması gerekirken bunları gündeme getiren ben hakaretten yargılanıyorum. Fakat er ya da geç bunların ortaya çıkacağını, yine bu çatı altında gerçekten millete az önce bildirilen ibareleri reva görenlerin yargılanacağını ve o zaman bu hakaret davasına da gülüyor olacağımızı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Dündar’ın avukatları, öğleden önce görülen Erdoğan ve oğluna hakaret davası ile bu dosya arasında hukuki irtibat bulunduğu için birleştirilmesi talebinde bulundu. Fezlekelerin istenmesi de talep edildi.
Şikayetçiler Erdoğan, Bilal Erdoğan, Binali Yıldırım, Usame Kutup, Yassen Abdulah Al Kadı, Abdulkerim Çay, Muaz Yassen Al Kadı, Hasan Doğan ve Cengiz Aktürk’ün avukatları, Dündar’dan şikayetçi olduklarını bildirdi.
Hakim, Dündar’a bilgilere nasıl ulaştığını sordu. Gazeteci olduğu için kaynağını açıklamakla yükümlü olmadığını belirten Dündar, “Ancak genel olarak internette, sosyal medyada ve gazetelerde yayınlanan fezleke bölümlerinden faydalandığını söyledi.
Dündar’ın avukatı Bülent Utku, yolsuzluk dosyasında 25 Temmuz 2014’te takipsizlik verildiğini, yazı dizisinin ise 3-8 Ağustos tarihleri arasında yayınlandığı için gizliliğin ihlali suçunun oluşmadığını belirtti.
Mahkeme, iki davanın birleştirilmesine karar verdi. Savunmalar için süre veren mahkeme duruşmayı erteledi.
Cumhuriyet gazetesinde 6 gün süreyle yayınlanan yazı dizisinde soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği, müştekilerin tamamının yapılan değerlendirmelerle küçültüldüğü ve eleştiri sınırlarının aşıldığı ileri sürüldü. Dündar'ın birçok kez "kamu görevlisine basın yoluyla alenen hakaret etme" ve birçok kez "soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmek" suçundan toplam 2 yıl 8,5 ay ile 9 yıl 4 ay arasında hapis cezası talep edildi.
CİHAN
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, MİT TIR’larıyla ilgili soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Can Dündar cezaevinden getirildi. Mahkeme, talep edilen yolsuzluk soruşturmasına verilen takipsizlik kararının geldiğini belirtti.
Savunma yapan Dündar, gündemden düşmemesi gereken yolsuzluk soruşturmalarının, bu şikayet ile yeniden gündeme taşıma fırsatı buldukları için şikayetçilere teşekkür edilmesi gerektiğini belirtti. Dündar, duruşmanın da 17 Aralık’a bırakılması ve davanın bugün görülüyor olması nedeniyle de teşekkür etti.17 Aralık’ın artık bir izlenimi olduğunu kaydeden Dündar, hayatında kimseye hakaret etmediğini söyledi. Yazısında da hiçbir ismin geçmediğini belirten Dündar, iddianamede de kime ne şekilde hakaret ettiğinin anlatılmadığını belirtti.
Yazı dizisinin yayınlandığı sırada cumhurbaşkanlığı seçimi süreci olduğunu, adaylardan birinin de Erdoğan olduğunu hatırlatan Dündar, yolsuzluk dosyalarının ortaya çıktığını, fezlekeler hazırlandığını ifade etti. Gazeteci olarak elde edilen bilgileri halkla paylaşma görevleri olduğunu belirten Dündar, cumhurbaşkanı adaylarından biri hakkında iddialar ortaya atıldığını söyledi. Bunda kamu yararı gördüğü için bu bilgileri yazı dizisi olarak yayınladığını kaydeden Dündar, “Çünkü bizce bir ülkede dürüstler usulsüzlük yapanlar kadar cesur olmakla yükümlüdür.” dedi.
Dündar, “Fezlekede evrakta sahtecilik, rüşvet, haksız kazanç, iddiaları var. Bunlara dair bilgiler belgeler varsa gazeteci bunları biliyor ve yazmıyorsa o durumda gazeteci asıl suçlu duruma düşer. Biz de bu suça ortak olmak istemedik.” diye konuştu.
Fezlekedeki iddialardan örnekler anlatan Dündar, bir iş adamının halka yönelik küfürlü ifadesini hatırlattı. Dündar, “İşte biz bunun için buradayız. Bunu söyleyen iş adamının hakaretten yargılanması gerekirken bunları gündeme getiren ben hakaretten yargılanıyorum. Fakat er ya da geç bunların ortaya çıkacağını, yine bu çatı altında gerçekten millete az önce bildirilen ibareleri reva görenlerin yargılanacağını ve o zaman bu hakaret davasına da gülüyor olacağımızı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Dündar’ın avukatları, öğleden önce görülen Erdoğan ve oğluna hakaret davası ile bu dosya arasında hukuki irtibat bulunduğu için birleştirilmesi talebinde bulundu. Fezlekelerin istenmesi de talep edildi.
Şikayetçiler Erdoğan, Bilal Erdoğan, Binali Yıldırım, Usame Kutup, Yassen Abdulah Al Kadı, Abdulkerim Çay, Muaz Yassen Al Kadı, Hasan Doğan ve Cengiz Aktürk’ün avukatları, Dündar’dan şikayetçi olduklarını bildirdi.
Hakim, Dündar’a bilgilere nasıl ulaştığını sordu. Gazeteci olduğu için kaynağını açıklamakla yükümlü olmadığını belirten Dündar, “Ancak genel olarak internette, sosyal medyada ve gazetelerde yayınlanan fezleke bölümlerinden faydalandığını söyledi.
Dündar’ın avukatı Bülent Utku, yolsuzluk dosyasında 25 Temmuz 2014’te takipsizlik verildiğini, yazı dizisinin ise 3-8 Ağustos tarihleri arasında yayınlandığı için gizliliğin ihlali suçunun oluşmadığını belirtti.
Mahkeme, iki davanın birleştirilmesine karar verdi. Savunmalar için süre veren mahkeme duruşmayı erteledi.
Cumhuriyet gazetesinde 6 gün süreyle yayınlanan yazı dizisinde soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği, müştekilerin tamamının yapılan değerlendirmelerle küçültüldüğü ve eleştiri sınırlarının aşıldığı ileri sürüldü. Dündar'ın birçok kez "kamu görevlisine basın yoluyla alenen hakaret etme" ve birçok kez "soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmek" suçundan toplam 2 yıl 8,5 ay ile 9 yıl 4 ay arasında hapis cezası talep edildi.
CİHAN