Çıray Sözde terör ittifakında Suudilerin kumandasına girmek Türkiye'nin sonudur
İZMİR - Suudi Arabistan Savunma Bakanı Muhammed’in, ülkesinin liderliğinde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 34 ülkeyle, "Teröre Karşı İslam İttifakı" adıyla yeni bir koalisyon kurduklarını açıklamasını, CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray sert biçinde eleştirdi
@mersinhaber 'i takip et
İZMİR - Suudi Arabistan Savunma Bakanı Muhammed’in, ülkesinin liderliğinde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 34 ülkeyle, "Teröre Karşı İslam İttifakı" adıyla yeni bir koalisyon kurduklarını açıklamasını, CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray sert biçinde eleştirdi. Riyad merkezli bu ittifakta Türkiye’nin yer almasına şiddetle karşı çıkan Çıray, "Sözde terör ittifakı adı altında Suudilerin kumandasına girmek, medeni Türkiye’nin sonudur. Suudi Arabistan terörle mücadele etmek istiyorsa önce terör örgütlerini finanse etmekten vazgeçsin. Suudilerin girişimi, ileride Ortadoğu'yu ve hatta dünyayı yeni bir dünya savaş ortamına götürebilecek kadar vahim bir gelişmedir, zira tarihin mezhepsel gözle okunması ve sekter bir kafa yapısıyla uluslararası ilişkilerin yürütülmesi imkânsızdır." dedi.
'BİRİLERİ TÜRKİYE'NİN NATO'DAKİ VARLIĞINDAN ARTIK RAHATSIZ MIDIR?'
Türkiye’yi bir mezhep savaşının doğrudan içine itecek ve kendi içini de parçalayabilecek bir gelişme hakkında AKP grubunun ve Bakanlar Kurulu'nun dahi haberi veya herhangi bir fikri olmadığını iddia eden Çıray, “Belli ki bu karar bir müddettir tasarlanmış, konuşulmuş, kotarılmış. Bu yeni bir askeri ittifak demektir ve Türkiye'nin bugünkü mükellefiyetleriyle ileride çatışabilecek bir tehlike arzetmektedir. Zira bu sözde ittifakta yer alıp da aynı zamanda NATO ülkesi olan tek ülke Türkiye'dir. Acaba batıdan birileri, Türkiye'nin NATO'daki varlığından artık rahatsız mıdır? Onlara göre Türkiye, NATO'ya son Rus jeti olayında da olduğu gibi yük olmaya, bela olmaya mı başlamıştır? Acaba Türkiye, farklı bir imaja mı zorlanmaktadır? Birileri bunu ileride Türkiye’ye karşı bir husumetin bahanesi olarak mı kullanmak isteyecektir? Bunlar tartışılmış mıdır? Neticeleri hesaplanmış mıdır? Zira bu sayılan ülkelerin böyle bir girişimde yer almalarından kaybedecekleriyle Türkiye'nin kaybedecekleri arasında asimetrik bir fark bulunmaktadır.” dedi.
CHP Milletvekili Çıray, Türkiye’nin müttefiklerine de çağrıda bulunarak şunları söyledi: “ABD'li dostlarımızı ikaz ediyorum, yanlış bir coğrafyada, yanlış bir ittifakla yanlış bir işe girişiyorsunuz. Eğer Suudi girişiminde İslam ordusuna ihtiyaç varsa bunca ABD, Fransız, Rus ve diğer ülkenin kuvvetinin burada işi nedir? Ya bunlar bir noktada karşı karşıya kalmak durumunda olurlarsa bölge ne tür bir çatışmayla karşı karşıya kalacaktır? Eğer IŞİD bu girişimden daha da güçlenerek çıkarsa Ortadoğu’nun 3. Dünya savaşına sahne olabilecek bir cinnetin içine sürüklenmeyeceğini kim garanti edebilir?”
'YURTTAŞLIK HUKUKU OLMAYANLAR TERÖRLE MÜCADELE EDEMEZLER'
Başta Suudi Arabistan olmak üzere adı geçen ülkelerin hiçbirinde yurttaşlık hukuku, demokrasi ve egemenlik olmadığını savunan CHP Milletvekili Çıray, çoğunun İslâmcı terör örgütleriyle içli dışlı olduğunu iddia etti. "Şerefli bir tarihi olan Türk ordusu, radikal vahşi Vahhabi anlayışın emrine verilebilir mi?' diye soran Aytun Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık herkes karnından konuşmayı ve idare-i maslahatçılığı bıraksın. On üç yılda adım adım inşa edilen otokratik tek adam devletinin nihai hedefinin, Türkiye’nin 200 medenilik yolculuğunu rotasından çıkarmak olduğunu ve bu doğrultuda Suudilerle bile işbirliğine teşne olduklarını görün.”
'MUHALEFET OLARAK HAYATİ KONULARDA ÖNLEYİCİ SİYASET YAPMAK ZORUNDAYIZ'
CHP Milletvekili Çıray, "Cumhuriyet tarihinin en büyük dış politika faciası olan ve Rus uçağının düşürülmesiyle katastrofik bir mahiyet kazanan Suriye politikamızın perde arkasındaki yapıcılarından biri Suudi Arabistan'dır. Suudilerin Türkiye’yi, liderlik ettiği ve hepsi de esasen Vahhabi anlayışı temsil eden antiseküler 34 ülkeyle oluşturduğu sözde terör karşıtı ittifakın askeri gücü haline getirmesi, IŞİD’i üreten Vahhabilik'in bir zaferi olacaktır. Vahhabi, ‘light’ IŞİD’ci Suudi ideallerinin gerçekleşmesinin her ne pahasına olursa olsun önüne geçmek, CHP’nin tarihindeki en önemli misyon olarak belirmiştir. Dün milletimizin kulağı, CHP MYK’sındaydı. Sorun şu ki Suudilerin bu zaferi, CHP’nin kurucu parti olarak temsil onurunu taşıdığı medenilik vizyonuna ölümcül darbeler vuracaktır. Muhalefet olarak, böyle hayati konularda önleyici siyaset yapmak zorundayız.” diye konuştu.
'TÜRK ORDUSU SUUDİ KRALLIĞININ UCUZ PİYADE GÜCÜ HALİNE GETİRİLEMEZ'
Çıray, bu girişimin başarısız olacağını öne sürerek, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na şöyle seslendi: “Sayın Başbakan, bu girişimin tutmayacağı daha bugünden görüldüğüne göre o takdirde kazanan kim olacaktır? Pekiyi bu İslam ordusuysa İran nerededir? Bu garabete işaret etmek Türkiye'ye mi, Almanya'ya mı yakışırdı? Pekiyi İran'ın bu gelişmeyi nasıl okuyacağı ve algılayacağı hesaplanmış mıdır? IŞİD başta olmak üzere tüm terör yuvaları, Müslümanları bir mezhep savaşına itmek isteyeceklerdir. O takdirde batılılar, ellerini yıkayarak dışarıdan seyredebilirler ancak Türkiye, batı demokrasileri arasında asla bir daha hakettiği konuma kavuşamayacaktır. Görünen köy, klavuz istemez. ABD, beceremediği bir savaşı Suudilere ve Katarlılara finanse ettirmekte, her türlü zaafını ve açığını istihbari olarak bildiği yöneticilerin elindeki Türkiye'yi de kara kuvveti olarak sürmeyi planlamaktadır. Türk ordusu, Vahhabi Suudi krallığının ucuz piyade gücü haline getirilemez. Türkiye, bu tür bir şer ittifakında yer aldığı takdirde kendisini ebediyen medeni dünyanın dışına atacak bir dış politika tercihi yapmış olacaktır.” CİHAN
'BİRİLERİ TÜRKİYE'NİN NATO'DAKİ VARLIĞINDAN ARTIK RAHATSIZ MIDIR?'
Türkiye’yi bir mezhep savaşının doğrudan içine itecek ve kendi içini de parçalayabilecek bir gelişme hakkında AKP grubunun ve Bakanlar Kurulu'nun dahi haberi veya herhangi bir fikri olmadığını iddia eden Çıray, “Belli ki bu karar bir müddettir tasarlanmış, konuşulmuş, kotarılmış. Bu yeni bir askeri ittifak demektir ve Türkiye'nin bugünkü mükellefiyetleriyle ileride çatışabilecek bir tehlike arzetmektedir. Zira bu sözde ittifakta yer alıp da aynı zamanda NATO ülkesi olan tek ülke Türkiye'dir. Acaba batıdan birileri, Türkiye'nin NATO'daki varlığından artık rahatsız mıdır? Onlara göre Türkiye, NATO'ya son Rus jeti olayında da olduğu gibi yük olmaya, bela olmaya mı başlamıştır? Acaba Türkiye, farklı bir imaja mı zorlanmaktadır? Birileri bunu ileride Türkiye’ye karşı bir husumetin bahanesi olarak mı kullanmak isteyecektir? Bunlar tartışılmış mıdır? Neticeleri hesaplanmış mıdır? Zira bu sayılan ülkelerin böyle bir girişimde yer almalarından kaybedecekleriyle Türkiye'nin kaybedecekleri arasında asimetrik bir fark bulunmaktadır.” dedi.
CHP Milletvekili Çıray, Türkiye’nin müttefiklerine de çağrıda bulunarak şunları söyledi: “ABD'li dostlarımızı ikaz ediyorum, yanlış bir coğrafyada, yanlış bir ittifakla yanlış bir işe girişiyorsunuz. Eğer Suudi girişiminde İslam ordusuna ihtiyaç varsa bunca ABD, Fransız, Rus ve diğer ülkenin kuvvetinin burada işi nedir? Ya bunlar bir noktada karşı karşıya kalmak durumunda olurlarsa bölge ne tür bir çatışmayla karşı karşıya kalacaktır? Eğer IŞİD bu girişimden daha da güçlenerek çıkarsa Ortadoğu’nun 3. Dünya savaşına sahne olabilecek bir cinnetin içine sürüklenmeyeceğini kim garanti edebilir?”
'YURTTAŞLIK HUKUKU OLMAYANLAR TERÖRLE MÜCADELE EDEMEZLER'
Başta Suudi Arabistan olmak üzere adı geçen ülkelerin hiçbirinde yurttaşlık hukuku, demokrasi ve egemenlik olmadığını savunan CHP Milletvekili Çıray, çoğunun İslâmcı terör örgütleriyle içli dışlı olduğunu iddia etti. "Şerefli bir tarihi olan Türk ordusu, radikal vahşi Vahhabi anlayışın emrine verilebilir mi?' diye soran Aytun Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık herkes karnından konuşmayı ve idare-i maslahatçılığı bıraksın. On üç yılda adım adım inşa edilen otokratik tek adam devletinin nihai hedefinin, Türkiye’nin 200 medenilik yolculuğunu rotasından çıkarmak olduğunu ve bu doğrultuda Suudilerle bile işbirliğine teşne olduklarını görün.”
'MUHALEFET OLARAK HAYATİ KONULARDA ÖNLEYİCİ SİYASET YAPMAK ZORUNDAYIZ'
CHP Milletvekili Çıray, "Cumhuriyet tarihinin en büyük dış politika faciası olan ve Rus uçağının düşürülmesiyle katastrofik bir mahiyet kazanan Suriye politikamızın perde arkasındaki yapıcılarından biri Suudi Arabistan'dır. Suudilerin Türkiye’yi, liderlik ettiği ve hepsi de esasen Vahhabi anlayışı temsil eden antiseküler 34 ülkeyle oluşturduğu sözde terör karşıtı ittifakın askeri gücü haline getirmesi, IŞİD’i üreten Vahhabilik'in bir zaferi olacaktır. Vahhabi, ‘light’ IŞİD’ci Suudi ideallerinin gerçekleşmesinin her ne pahasına olursa olsun önüne geçmek, CHP’nin tarihindeki en önemli misyon olarak belirmiştir. Dün milletimizin kulağı, CHP MYK’sındaydı. Sorun şu ki Suudilerin bu zaferi, CHP’nin kurucu parti olarak temsil onurunu taşıdığı medenilik vizyonuna ölümcül darbeler vuracaktır. Muhalefet olarak, böyle hayati konularda önleyici siyaset yapmak zorundayız.” diye konuştu.
'TÜRK ORDUSU SUUDİ KRALLIĞININ UCUZ PİYADE GÜCÜ HALİNE GETİRİLEMEZ'
Çıray, bu girişimin başarısız olacağını öne sürerek, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na şöyle seslendi: “Sayın Başbakan, bu girişimin tutmayacağı daha bugünden görüldüğüne göre o takdirde kazanan kim olacaktır? Pekiyi bu İslam ordusuysa İran nerededir? Bu garabete işaret etmek Türkiye'ye mi, Almanya'ya mı yakışırdı? Pekiyi İran'ın bu gelişmeyi nasıl okuyacağı ve algılayacağı hesaplanmış mıdır? IŞİD başta olmak üzere tüm terör yuvaları, Müslümanları bir mezhep savaşına itmek isteyeceklerdir. O takdirde batılılar, ellerini yıkayarak dışarıdan seyredebilirler ancak Türkiye, batı demokrasileri arasında asla bir daha hakettiği konuma kavuşamayacaktır. Görünen köy, klavuz istemez. ABD, beceremediği bir savaşı Suudilere ve Katarlılara finanse ettirmekte, her türlü zaafını ve açığını istihbari olarak bildiği yöneticilerin elindeki Türkiye'yi de kara kuvveti olarak sürmeyi planlamaktadır. Türk ordusu, Vahhabi Suudi krallığının ucuz piyade gücü haline getirilemez. Türkiye, bu tür bir şer ittifakında yer aldığı takdirde kendisini ebediyen medeni dünyanın dışına atacak bir dış politika tercihi yapmış olacaktır.” CİHAN