Sedef Kabaş Her türlü yasağı özgür düşünce ile yeneceğiz
İSTANBUL - Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri'de başlatılan umut nöbetine gazeteci Sedef Kabaş ve Karşı Gazete Genel Yayın Yönetmeni Kemal Kurumahmut, devam etti
@mersinhaber 'i takip et
İSTANBUL - Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri'de başlatılan umut nöbetine gazeteci Sedef Kabaş ve Karşı Gazete Genel Yayın Yönetmeni Kemal Kurumahmut, devam etti. Basına açıklamalarda bulunan Sedefa Kabaş, “Hangi görüşten olursa olsun gazetecinin elinde sadece kalem var, silah yok. Biz kalemden ve yazıdan korkmadığımız bir ülke istiyoruz. Bizim savaşımız silaha ve teröre karşıdır. Biz her türlü yasağı özgür düşünce ile yeneceğiz.” dedi.
MİT TIR'ları haberlerinden dolayı cezaevinde bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için başlatılan 'umut' nöbetine gazeteciler; Sedef Kabaş ve Kemal Kurumahmut, devam etti. Kabaş, “Öncelikle umudumuzu yitirmeyeceğiz. Umudumuzu yitirdiğimiz anda direncimizi yitiririz. O umut bize direnç ve cesaret verecek. O yüzden nöbetin isminin umut olmasını çok anlamlı buluyorum. Bizde sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz. Umut nöbetinin biz özgürlükler için tutuyoruz. Özgürlük dediğimiz sadece gazetecilerin özgürlüğü değil aslında hepimizin gerçekleri öğrenme, bile ve sorgulama özgürlüğüdür.” açıklamasını yaptı
“Hangi cenah ve akımdan olursa olsun insanların fikirlerini ifade edebildiği bir ortam olsun.” diyen Kabaş şunları dile getirdi: “Niye buradayız. Bugünün Türkiye’sinde ifade özgürlüğünün tümüyle yok edilmeye çalışılmasına ve özellikle gazetecileri hapsederek bütün halka bir mesaj ve gözdağı verme politikasının güdüldüğünü düşünüyoruz. Burada sadece Hidayet Karaca, Can Dündar, Erdem Gül Mehmet Baransu ve Gültekin Avcı değil 32 gazetecimiz içeride bulunuyor. Hangi görüşten olursa olsun gazetecinin elinde sadece kalem var, silah yok. Biz kalemden ve yazıdan korkmadığımız bir ülke istiyoruz. Bizim savaşımız silaha ve teröre karşıdır. Biz her türlü yasağı özgür düşünce ile yeneceğiz.”
Kemal Kurumahmut da, “Umut için geldik. Umudumuz var. Onların beklentilerini boşa çıkaracağız. Yılmamızı, özgürlük, mücadele demememizi istiyorlar. Biz onları boşa çıkaracağız. 32 gazeteci tutuklu bulunuyor. İlk tutuklanma olduğu zaman ses çıkarılsaydı belki tutuklu 32 gazeteci olmazdı. Bu Can Dündar ve Mehmet Baransu meselesi değil Türkiye’nin meselesidir.”
CİHAN
MİT TIR'ları haberlerinden dolayı cezaevinde bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için başlatılan 'umut' nöbetine gazeteciler; Sedef Kabaş ve Kemal Kurumahmut, devam etti. Kabaş, “Öncelikle umudumuzu yitirmeyeceğiz. Umudumuzu yitirdiğimiz anda direncimizi yitiririz. O umut bize direnç ve cesaret verecek. O yüzden nöbetin isminin umut olmasını çok anlamlı buluyorum. Bizde sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz. Umut nöbetinin biz özgürlükler için tutuyoruz. Özgürlük dediğimiz sadece gazetecilerin özgürlüğü değil aslında hepimizin gerçekleri öğrenme, bile ve sorgulama özgürlüğüdür.” açıklamasını yaptı
“Hangi cenah ve akımdan olursa olsun insanların fikirlerini ifade edebildiği bir ortam olsun.” diyen Kabaş şunları dile getirdi: “Niye buradayız. Bugünün Türkiye’sinde ifade özgürlüğünün tümüyle yok edilmeye çalışılmasına ve özellikle gazetecileri hapsederek bütün halka bir mesaj ve gözdağı verme politikasının güdüldüğünü düşünüyoruz. Burada sadece Hidayet Karaca, Can Dündar, Erdem Gül Mehmet Baransu ve Gültekin Avcı değil 32 gazetecimiz içeride bulunuyor. Hangi görüşten olursa olsun gazetecinin elinde sadece kalem var, silah yok. Biz kalemden ve yazıdan korkmadığımız bir ülke istiyoruz. Bizim savaşımız silaha ve teröre karşıdır. Biz her türlü yasağı özgür düşünce ile yeneceğiz.”
Kemal Kurumahmut da, “Umut için geldik. Umudumuz var. Onların beklentilerini boşa çıkaracağız. Yılmamızı, özgürlük, mücadele demememizi istiyorlar. Biz onları boşa çıkaracağız. 32 gazeteci tutuklu bulunuyor. İlk tutuklanma olduğu zaman ses çıkarılsaydı belki tutuklu 32 gazeteci olmazdı. Bu Can Dündar ve Mehmet Baransu meselesi değil Türkiye’nin meselesidir.”
CİHAN