Nazlı Ilıcak Meslektaşlarımız için umudumuz yıkılmadı ayaktayız
İSTANBUL - Özgür Düşünce gazetesi yazarı ve gazeteci Nazlı Ilıcak, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri'de başlatılan umut nöbetinde basın mensuplarını ziyaret etti
@mersinhaber 'i takip et
İSTANBUL - Özgür Düşünce gazetesi yazarı ve gazeteci Nazlı Ilıcak, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Silivri'de başlatılan umut nöbetinde basın mensuplarını ziyaret etti. Umut nöbetlerinin önemli olduğunu söyleyen Ilıcak, “İşte yıkılmadık ayaktayız. Hidayet Karaca, Gültekin Avcı, Mehmet Baransu Erdem Gül ve Nokta’daki meslektaşlarımızın hepsi için umudumuz yıkılmadı ayaktayız.” dedi.
MİT TIR'ları haberlerinden dolayı cezaevinde bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için başlatılan 'umut' nöbetine Cumhuriyet Gazetesi Reklam Müdürü Özlem Ayden Salt, devraldı. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Özlem Ayden Salt, “Bu hukuki bir tutuklama olmadı. Bu keyfi bir uygulama. Hukuk herkese lazım. Dolayısıyla bir hukuk devletinde yaşamamız bizim hakkımız. Bunun için mücadelemize devam edeceğiz. Burada hepimiz dayanışmayla bunu atlatacağız.” ifadelerini kullandı.
Nazlı Ilıcak da umut nöbeti tutan gazetecilere destek için Silivri Cezaevi önüne geldi. Basına açıklamalarda bulunan Ilıcak şunları dile getirdi: “En önemli şey umuda kurşun sıkılmaması. Umut ayakta kalınca her şey ayakta kalır. Can Dündar ve cezaevi birbirine hiç yakışmıyor. Çünkü sadece gazetecilik yapmış bir arkadaşımız hep doğrunun yanında koşmuş bir gazeteci. Tarafsız ve cesur bir gazeteci. Tutuyorsunuz siz şimdi Can Dündar’ı içeri atıyorsunuz. Bu Türkiye’nin ne hale geldiğini gösteriyor. Türkiye’de maalesef faşist bir yönetim var. Konuşanı atıyorlar daha ne olacak. Gözdağı veriyor, sindiriyor. Aşağı yukarı kimse konuşamıyor. Konuşan da bir avuç gazeteci. Onlarda yavaş yavaş tükeniyor. Yavaş yavaş cezaevine giriyor. Türkiye bunun altından nasıl kalkacak? Kimsenin umudunu yitirmemesi gerekiyor. Irak rejiminde yaşamıyoruz. Demokratik bir ülkede yaşadığını düşünüyorsun. Meğer Saddam rejiminde yaşıyormuşuz. Muamele bunu gösteriyor.”
“Bir takım düşmanlar üretiliyor. Her şeyi onun altında arıyorlar.” diyen Nazlı Ilıcak, “Git gide otoriterleşen bir rejim ve maalesef bir takım kitleleri aldata bilen yani kendi kusurlarını başkasına yükleyerek bir karartma uygulaya bilen tabi sahip olduğu müthiş medya gücü sayesinde giderek kurulan ve daha da güçlenen otoriter bir rejimle karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Umut nöbetlerinin önemli olduğunu vurgulayan Ilıcak, “Bu umut nöbetleri çok önemli. İşte yıkılmadık ayaktayız. Hidayet Karaca, Gültekin Avcı, Mehmet Baransu Erdem Gül ve Nokta’daki meslektaşlarımızın hepsi için umudumuz yıkılmadı ayaktayız. Ama her halde herkes kendisine sıra gelene kadar bekliyor. Ben kaygı taşımıyorum ama sıra herkese gelebilir. Türkiye böyle bir şey Can Dündar cezaevine girebiliyorsa neden Nazlı Ilıcak cezaevine girmesin. Eğer mukayese edersen benim cemaate daha çok yakınlığım var. Büyük düşman cemaatse ben her yarde bunu söylüyorum. Dolayısıyla bütün mesele insanları korkutmak, sindirmek. Suçu olanlar cezaevine girmiyor ki. ‘terörist ve casus’ deniliyor. Bu neye göre söyleniyor? Bunun somut delilleri yok ki. Kimse korkmasın. Korkmak zalime, zulme cesaret verir. Bir de tecrit durumu var. Tecrit ayıp bir şey. Bu mücadeleler Ergenekon’da yapıldı. Neden sil baştan yapılıyor.” ifadelerini kullandı.
CİHAN
MİT TIR'ları haberlerinden dolayı cezaevinde bulunan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için başlatılan 'umut' nöbetine Cumhuriyet Gazetesi Reklam Müdürü Özlem Ayden Salt, devraldı. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Özlem Ayden Salt, “Bu hukuki bir tutuklama olmadı. Bu keyfi bir uygulama. Hukuk herkese lazım. Dolayısıyla bir hukuk devletinde yaşamamız bizim hakkımız. Bunun için mücadelemize devam edeceğiz. Burada hepimiz dayanışmayla bunu atlatacağız.” ifadelerini kullandı.
Nazlı Ilıcak da umut nöbeti tutan gazetecilere destek için Silivri Cezaevi önüne geldi. Basına açıklamalarda bulunan Ilıcak şunları dile getirdi: “En önemli şey umuda kurşun sıkılmaması. Umut ayakta kalınca her şey ayakta kalır. Can Dündar ve cezaevi birbirine hiç yakışmıyor. Çünkü sadece gazetecilik yapmış bir arkadaşımız hep doğrunun yanında koşmuş bir gazeteci. Tarafsız ve cesur bir gazeteci. Tutuyorsunuz siz şimdi Can Dündar’ı içeri atıyorsunuz. Bu Türkiye’nin ne hale geldiğini gösteriyor. Türkiye’de maalesef faşist bir yönetim var. Konuşanı atıyorlar daha ne olacak. Gözdağı veriyor, sindiriyor. Aşağı yukarı kimse konuşamıyor. Konuşan da bir avuç gazeteci. Onlarda yavaş yavaş tükeniyor. Yavaş yavaş cezaevine giriyor. Türkiye bunun altından nasıl kalkacak? Kimsenin umudunu yitirmemesi gerekiyor. Irak rejiminde yaşamıyoruz. Demokratik bir ülkede yaşadığını düşünüyorsun. Meğer Saddam rejiminde yaşıyormuşuz. Muamele bunu gösteriyor.”
“Bir takım düşmanlar üretiliyor. Her şeyi onun altında arıyorlar.” diyen Nazlı Ilıcak, “Git gide otoriterleşen bir rejim ve maalesef bir takım kitleleri aldata bilen yani kendi kusurlarını başkasına yükleyerek bir karartma uygulaya bilen tabi sahip olduğu müthiş medya gücü sayesinde giderek kurulan ve daha da güçlenen otoriter bir rejimle karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Umut nöbetlerinin önemli olduğunu vurgulayan Ilıcak, “Bu umut nöbetleri çok önemli. İşte yıkılmadık ayaktayız. Hidayet Karaca, Gültekin Avcı, Mehmet Baransu Erdem Gül ve Nokta’daki meslektaşlarımızın hepsi için umudumuz yıkılmadı ayaktayız. Ama her halde herkes kendisine sıra gelene kadar bekliyor. Ben kaygı taşımıyorum ama sıra herkese gelebilir. Türkiye böyle bir şey Can Dündar cezaevine girebiliyorsa neden Nazlı Ilıcak cezaevine girmesin. Eğer mukayese edersen benim cemaate daha çok yakınlığım var. Büyük düşman cemaatse ben her yarde bunu söylüyorum. Dolayısıyla bütün mesele insanları korkutmak, sindirmek. Suçu olanlar cezaevine girmiyor ki. ‘terörist ve casus’ deniliyor. Bu neye göre söyleniyor? Bunun somut delilleri yok ki. Kimse korkmasın. Korkmak zalime, zulme cesaret verir. Bir de tecrit durumu var. Tecrit ayıp bir şey. Bu mücadeleler Ergenekon’da yapıldı. Neden sil baştan yapılıyor.” ifadelerini kullandı.
CİHAN