Rusya pazarına yönelik ürünler eken narenciye üreticisinin zararı ikiye katlandı
ADANA - Rusya'nın Türk ürünlerine yönelik başlattığı ambargo en fazla Çukurova çiftçisini vurdu
@mersinhaber 'i takip et
ADANA - Rusya'nın Türk ürünlerine yönelik başlattığı ambargo en fazla Çukurova çiftçisini vurdu. Geçmiş yıllardan bugüne Rusya'ya narenciye ihracatından memnun kalan çiftçi, Türk halkının da tükettiği ürünler yerine bahçelerine Rusya bölgesinde tutulan narenciye çeşitlerini dikti. Yaklaşık on yıldır ziyadesiyle memnun olan çiftçi, Rusya ile uçak krizinin başlamasının ardından bu durumdan iki kere pişman oldu. Çiftçinin iç piyasada tutulan narenciye çeşitleri yerine Rusya'da popüler olan Nova, W. Murcott ve Satsuma gibi ürünler ekmesi krizde zararını ikiye katladı. Çiftçi hem Rusya'nın ürünleri almaması nedeniyle zarar ederken, hem de ürünlerin Rusya pazarına yönelik olması ve iç piyasada tutulmaması nedeniyle iki kere zarar etti. 'Battık' diye feveran eden Çukurova çiftçisi şimdi katlanan zararın altından nasıl kalkacağına çözüm arıyor.
Rusya ile yaşanan krizden en çok etkilenen kesimlerden biri narenciye üreticileri oldu. Rusya'ya yaptığı narenciye ihracatından tatmin edici paralar kazanan çiftçiler, pamuk ve mısırda da umduğunu bulamadığı için tarlalarında iç piyasada tutulmayan ancak Rusların sevdiği narenciye çeşitlerini ekti. Öyle ki TÜİK verilerine göre 2002 yılında 29,5 milyon olan ağaç sayısı, ihracattaki pembe tablo nedeniyle 2004 yılında 38 milyonu aştı. Geçtiğimiz günlerde Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrası bu ülkenin tarım ürünlerine yönelik alımı durdurması ise bu pembe tabloyu birdenbire karaya çevirdi.
Seyhan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cahit İncefikir, Rusya ile yaşanan uçak krizinin bu ülkeye narenciye ihraç eden çiftçiyi vurduğunu söyledi. Uzun yıllardır Rusya ile yaşanan olumlu ihracat nedeniyle pamukta, mısırda umduğunu bulamayan çiftçilerin narenciye ekimine yöneldiğinin altını çizen İncefikir, son 10 yıl içerisinde Çukurova'da narenciye ekimine inanılmaz bir yönelim olduğunu dile getirdi. Çiftçinin bu ekimi yaparken iç piyasadan ziyade dış piyasada tutulan ürünlere yönelik yaptığını söyleyen İncefikir, "Çünkü belirli cinslerde ürünlerini güzel rakamlarla ihraç etti. Avrupa marketlerinde, Rusya marketlerinde bu ürünlerin pazarının iyi olduğunu gördü. Dolayısıyla çiftçi birçok anlamda narenciyeye yöneldi. Bataklık olan bölgeler bile sırt ekimi ile narenciye bahçesine dönüştürüldü. Öyle oldu ki tarlaya dikecek fidan bulmakta zorluk yaşanır hale geldi. Ben çit çekmek için iki senedir limon fidesi bulamıyorum." dedi.
Ürün ekiminde dış piyasaya yönelik ürün ekiminin zararının ise 'uçak' kriziyle ortaya çıktığının altını çizen İncefikir, şöyle devam etti: "Ambargo çiftçiyi iki kez vurdu. Rusya'ya gitmek için bekleyen 190 bin ton ürün sorun çözülmezse ya dökülecek ya da iç piyasaya sürülecek. Ancak bu ürünler iç piyasada satılan çeşitler değil. Onun için çok ucuz fiyata piyasaya dönecek ama üreticiyi kurtarmayacak. Hem ihraç edemeyecek hem de iç piyasada çok ucuza elinden çıkarmaya çalışacak. Bu çiftçi için zarar için de zarar demek."
"KESİCİ PARAMIZI ÖDEYEMİYOR, MAHVOLDUK"
Çiftçi Rıfat Kodal da krizle birlikte beş senelik emeklerinin zayi olduğunu anlattı. O dönem konjonktür güzel olduğu için narenciye diktiklerini belirten Kodal, şimdi ise mahvolduklarını ifade etti. Kendisinin ürününü kesen vatandaşın parasını vermediğini kaydeden Kodal, "Adam diyor ki, 'Benim Soçi'ye gitmiş 8 tane TIR'ım var, gümrük muamelesi bitmiş Rusya'nın içine gidecek, 160 ton malımı çıkartamıyorum. O para gelmezse ben senin paranı ödeyemem' diyor. Ben şimdi ne yapacağım? Bu iş emme basma tulumba gibi, nasıl ona su dökmezsen su gelmez, bize de para gelmezse piyasa dönmez." şeklinde konuştu.
"SINIRIMIZ ZATEN KEVGİR GİBİ OLMUŞ, SEN KALKMIŞ İKİ DAKİKA SINIRI İHLAL ETTİ DİYE UÇAK DÜŞÜRÜYORSUN"
Hükümete de tepki gösteren Kodal, "Aşağıdaki sınırımız kevgir gibi olmuş, gelen geçen belli değil, sen çıkmış iki dakika sınırı ihlal etti diye uçak düşürüyorsun. Bizim pazarımız daralıyor, bizi vuruyor. Aşağıda sağlam bir sınır yapıp, yukarıdaki uçağı düşürsen anlarım ama bunu anlamıyorum. Biz mahvolduk, bir yıl bekledik ürettik, adamlar geldiler, kestiler, torbaladılar, götürdüler, Soçi'ye yolladılar, gümrük işlemi bitmiş 8 TIR'ı almıyorlar içeri. Böyle bir şey olmaz, ne yapacağımızı şaşırdık. Rus pazarı şart değil ama buna hükümetin mutlaka bir tedbir alınması lazım. Piyasanın şartlarını zorlaması, nakliye desteği sağlaması gerekiyor. Bu seneye mahsus rüsum vergilerinden muaf olmamız lazım. Çiftçi yalnız bırakılmamalı." ifadelerini kullandı. CİHAN
Rusya ile yaşanan krizden en çok etkilenen kesimlerden biri narenciye üreticileri oldu. Rusya'ya yaptığı narenciye ihracatından tatmin edici paralar kazanan çiftçiler, pamuk ve mısırda da umduğunu bulamadığı için tarlalarında iç piyasada tutulmayan ancak Rusların sevdiği narenciye çeşitlerini ekti. Öyle ki TÜİK verilerine göre 2002 yılında 29,5 milyon olan ağaç sayısı, ihracattaki pembe tablo nedeniyle 2004 yılında 38 milyonu aştı. Geçtiğimiz günlerde Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrası bu ülkenin tarım ürünlerine yönelik alımı durdurması ise bu pembe tabloyu birdenbire karaya çevirdi.
Seyhan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cahit İncefikir, Rusya ile yaşanan uçak krizinin bu ülkeye narenciye ihraç eden çiftçiyi vurduğunu söyledi. Uzun yıllardır Rusya ile yaşanan olumlu ihracat nedeniyle pamukta, mısırda umduğunu bulamayan çiftçilerin narenciye ekimine yöneldiğinin altını çizen İncefikir, son 10 yıl içerisinde Çukurova'da narenciye ekimine inanılmaz bir yönelim olduğunu dile getirdi. Çiftçinin bu ekimi yaparken iç piyasadan ziyade dış piyasada tutulan ürünlere yönelik yaptığını söyleyen İncefikir, "Çünkü belirli cinslerde ürünlerini güzel rakamlarla ihraç etti. Avrupa marketlerinde, Rusya marketlerinde bu ürünlerin pazarının iyi olduğunu gördü. Dolayısıyla çiftçi birçok anlamda narenciyeye yöneldi. Bataklık olan bölgeler bile sırt ekimi ile narenciye bahçesine dönüştürüldü. Öyle oldu ki tarlaya dikecek fidan bulmakta zorluk yaşanır hale geldi. Ben çit çekmek için iki senedir limon fidesi bulamıyorum." dedi.
Ürün ekiminde dış piyasaya yönelik ürün ekiminin zararının ise 'uçak' kriziyle ortaya çıktığının altını çizen İncefikir, şöyle devam etti: "Ambargo çiftçiyi iki kez vurdu. Rusya'ya gitmek için bekleyen 190 bin ton ürün sorun çözülmezse ya dökülecek ya da iç piyasaya sürülecek. Ancak bu ürünler iç piyasada satılan çeşitler değil. Onun için çok ucuz fiyata piyasaya dönecek ama üreticiyi kurtarmayacak. Hem ihraç edemeyecek hem de iç piyasada çok ucuza elinden çıkarmaya çalışacak. Bu çiftçi için zarar için de zarar demek."
"KESİCİ PARAMIZI ÖDEYEMİYOR, MAHVOLDUK"
Çiftçi Rıfat Kodal da krizle birlikte beş senelik emeklerinin zayi olduğunu anlattı. O dönem konjonktür güzel olduğu için narenciye diktiklerini belirten Kodal, şimdi ise mahvolduklarını ifade etti. Kendisinin ürününü kesen vatandaşın parasını vermediğini kaydeden Kodal, "Adam diyor ki, 'Benim Soçi'ye gitmiş 8 tane TIR'ım var, gümrük muamelesi bitmiş Rusya'nın içine gidecek, 160 ton malımı çıkartamıyorum. O para gelmezse ben senin paranı ödeyemem' diyor. Ben şimdi ne yapacağım? Bu iş emme basma tulumba gibi, nasıl ona su dökmezsen su gelmez, bize de para gelmezse piyasa dönmez." şeklinde konuştu.
"SINIRIMIZ ZATEN KEVGİR GİBİ OLMUŞ, SEN KALKMIŞ İKİ DAKİKA SINIRI İHLAL ETTİ DİYE UÇAK DÜŞÜRÜYORSUN"
Hükümete de tepki gösteren Kodal, "Aşağıdaki sınırımız kevgir gibi olmuş, gelen geçen belli değil, sen çıkmış iki dakika sınırı ihlal etti diye uçak düşürüyorsun. Bizim pazarımız daralıyor, bizi vuruyor. Aşağıda sağlam bir sınır yapıp, yukarıdaki uçağı düşürsen anlarım ama bunu anlamıyorum. Biz mahvolduk, bir yıl bekledik ürettik, adamlar geldiler, kestiler, torbaladılar, götürdüler, Soçi'ye yolladılar, gümrük işlemi bitmiş 8 TIR'ı almıyorlar içeri. Böyle bir şey olmaz, ne yapacağımızı şaşırdık. Rus pazarı şart değil ama buna hükümetin mutlaka bir tedbir alınması lazım. Piyasanın şartlarını zorlaması, nakliye desteği sağlaması gerekiyor. Bu seneye mahsus rüsum vergilerinden muaf olmamız lazım. Çiftçi yalnız bırakılmamalı." ifadelerini kullandı. CİHAN