Devletin tazminatını, cezaya sebep olan kamu görevlisi ödeyecek
ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, devletin tazminata mahkûm olmasına sebep olan kamu görevlilerine bu tazminatın ödetilmesiyle ilgili kanun teklifi verdi
@mersinhaber 'i takip et
ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, devletin tazminata mahkûm olmasına sebep olan kamu görevlilerine bu tazminatın ödetilmesiyle ilgili kanun teklifi verdi. Meclis Başkanlığı'na verilen "Devlet Memurları Kanunu ile Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi"nde, herhangi bir nedenle sorumlu personele rücu etme işleminin gerçekleştirilmediği durumlarda ise tazminatın başbakan ve ilgili bakana ödettirilmesi öngörülüyor.
Türkiye’de çok ağır insan hakkı ihlallerinin yaşandığının belirtildiği gerekçe bölümünde, "Faili meçhul cinayetlerin, kadınlara yönelik şiddetin, işkencenin, kötü muamelenin, yasakların, sansürün veya basın özgürlüğü ihlallerinin yaşanmadığı tek bir gün bile geçmemektedir. Bu hak ihlallerinin çoğu kamu görevlileri eliyle işlenmekte ve ne yazık ki bu kişiler devlet tarafından korunmaktadırlar. Kadın cinayetlerindeki cezasızlık olgusu ise bu kanlı şiddetin engellenememesine yol açmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti bir Avrupa Konseyi üyesidir ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargılama yetkisini kabul etmiştir. Nitekim Türkiye hak ihlalleri nedeniyle AİHM tarafından milyonlarca Avro tazminat ödemeye mahkûm edilmekte fakat bu tazminatlar sorumlu personel tarafından değil tüm yurttaşlarımız tarafından ödenmektedir." denildi
Gerekçe bölümünde şunlar kaydedildi: "Bu düzenlemeler nedeniyle orantısız ve haksız güç kullanarak temel insan haklarını ihlal eden güvenlik güçlerinin cezasını da, tutuksuz yargılama esas iken siyasi bir tavırla insanları özgürlüğünden alıkoyan siyasileşmiş mahkemelerin cezasını da tüm toplum çekmektedir. Bu durum adaletin yerini bulmasını engelleyen, tazminat cezalarının caydırıcılığını ortadan kaldıran ve yeni haksızlıklara yol açan bir zemin oluşturmaktadır. Türkiye’de toplumumuz Parlamentoya yansıyan ulusal iradesiyle başta Anayasa’da yer alan hükümler olmak üzere, yaşam hakkı ihlallerini, işkence ve kötü muameleyi yasaklayan temel insan hakları belgelerini kabul ederek, insan haklarının korunması adına üzerine düşeni yapmıştır. Türkiye’yi ve dolayısıyla bütün toplumumuzu tazminata mahkûm ettiren ise idareciler ve ilgili kamu görevlileridir. Dolayısıyla adaletin yerini bulabilmesi ve tazminat cezalarının caydırıcı olabilmesi için Türkiye’nin tazminat ödemeye mahkûm olduğu davalarda mutlaka ilgili kişilere rücu edilmesi gerekmektedir. Türkiye’de son yıllarda üç büyük hak ihlali dalgası yaşanmıştır ve bunların bedelini mağdurların ardından AİHM nezdinde milletimiz ödeyecektir. İlk olarak, çoğu uydurma delile ve gizli tanıklara dayan davalar ile yüzlerce insanımız tutuklu yargılanarak özgürlüklerinden mahrum edilmiştir. İkincisi, Türkiye’de Gezi Parkı protestolarıyla en üst seviyeye çıkan devletin orantısız ve haksız şiddet uygulamaları 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra daha da artmış, yüzlerce yurttaşımızın yaşam hakkı, vücut bütünlüğü ve özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Üçüncüsü, basın özgürlüğüne karşı savaş açan iktidar, aralarında Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün de olduğu onlarca gazeteciyi mahkemeler üzerindeki baskı ile tutuklatarak ülkeyi karanlık bir rejim haline getirmiştir. Bu insanlar elbette uğradıkları haksız ve orantısız şiddet ile özgürlüklerinden mahrum edilmenin hesabını yargı makamları aracılığıyla soracaklardır. Ancak bu süreçte Türkiye herhangi bir tazminat ödemeye mahkûm edilirse bunun cezasını tüm toplumumuz değil, sorumluları çekmelidir. Bu kanun teklifi ile öncelikle Anayasanın açık emri olan, devletin tazminata mahkûm olmasına neden olan kamu görevlilerine bu tazminatın rücu edilmesi zorunlu hale getirilmekte, ayrıca herhangi bir nedenle sorumlu personele rücu etme işleminin gerçekleştirilmediği durumlarda ise tazminatın Başbakan ve ilgili Bakana rücu edilmesi öngörülmektedir."
DEVLET MEMURLARI KANUNU ile HÂKİMLER VE SAVCILAR KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 14/7/1965 tarih ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kurum, tazminatın ödenmesinden sonraki 3 ay içinde sorumlu personele rücu etmek zorundadır.”
MADDE 2- 14/7/1965 tarih ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu fıkra hükümleri çerçevesinde devletçe ödenen tazminatın sorumlu personele herhangi bir nedenle rücu edilememesi durumunda tazminat, buna yol açan olayın meydana geldiği sırada Başbakanlık görevini yürüten kişiye ve ilgili Bakana eşit oranda rücu edilir.”
MADDE 3- 24/02/1983 tarih ve 2802 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 93/A maddesinin 3 üncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Rücu işlemi tazminatın ödenmesinden sonraki 3 ay içinde yerine getirilir. Bu fıkra hükümleri çerçevesinde devletçe ödenen tazminatın sorumlu hâkim veya savcıya herhangi bir nedenle rücu edilememesi durumunda tazminat, buna yol açan işlem, faaliyet veya kararın ortaya çıktığı sırada Başbakanlık görevini yürüten kişiye ve Adalet Bakanına eşit oranda rücu edilir.”
MADDE 4-Bu Kanun hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 5- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. CİHAN