"İstikrar vaat eden iktidar, 1 Kasım sonrası sıkıyönetim sundu"
ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, AK Parti iktidarı ve sarayı eleştirerek "AKP'nin istikrardan anladığı, kendi istikrarı
@mersinhaber 'i takip et
ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, AK Parti iktidarı ve sarayı eleştirerek "AKP'nin istikrardan anladığı, kendi istikrarı. Güvenlikten anladığı, kendi güvenliği ve kendi yönetim tarzının istikrarı. Bunun devamı sağlandığı sürece memleket yansa umurlarında değil. Bugün memleket yanıyor. İstikrar vaat eden siyasi iktidar, 1 Kasım seçimleri sonrası sıkıyönetim sundu. Darbe dönemlerinde görülen, OHAL'de bile bu şekilde uygulanmayan yöntemler uygulanıyor. Bir baskı siyaseti uygulanıyor. Türkiye adeta bölündü." dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 10 Aralık gününün İnsan Hakları Günü olduğunu hatırlattı. İnsan haklarının her dönem keskin bir mücadelenin konusu olduğuna dikkat çeken Yüksekdağ, Türkiye tarihinin insan hakları mücadelesi verenlerin katledildiği bir tarih olduğunu ifade etti.
Konuyu Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesine getiren HDP Eş Genel Başkanı, barış güvercinleri ve barış elçilerinin yıllar boyu bu ülkede katledildiğini kaydetti. Siyasi iktidarın bildiği en iyi yöntem olan şiddet ve savaşı kullandığını belirten Figen Yüksekdağ, onların övünç kaynağının aslında Türkiye'nin utanç kaynağı olduğuna dikkat çekti.
Kürt kentlerinde insanların, gençlerin katledildiğini ifade eden Yüksekdağ, Kürt halkı ve Türkiye halklarının ölümle, baskıyla, zor politikalarla baskı altına alınmaya çalışıldığını, itaate zorlandığını kaydetti. "Hani diyorlardı ya 'rejim değişiyor' diye; Türkiye'de rejim değişti. Bu karanlık değişimi yaşıyoruz bugün." diyen HDP Eş Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece şiddetle ve güçlünün güçsüzü ezme yöntemiyle siyaset yapan ve bunu bize savunan bir iktidar var ve biz buna direniyoruz."
"BUGÜN BİR BÖLÜNME RİSKİ VARSA MERKEZİ AKP-SARAY İKTİDARIDIR"
"Tek başına iktidarı sağlamış bir yapı olarak Türkiye'ye huzuru, barışı, ekonomik istikrarı ne zaman getireceksiniz? Bu soru tüm Türkiye'nin sorusudur." diyen Fiğen Yüksekdağ, "AKP'nin istikrardan anladığı, kendi istikrarı. Güvenlikten anladığı, kendi güvenliği ve kendi yönetim tarzının istikrarı. Bunun devamı sağlandığı sürece memleket yansa umurlarında değil. Bugün memleket yanıyor. Kentlerde bombalar patlıyor, evlerinden sokağa çıkamıyor. Sokağa çıkma öldürülme gerekçesi. Bugün insanlar neredeyse gaz bombasını arar hale getirildi. Kurşunlarla, bombalarla insanların yaşam alanları bombalanıyor. Sokağa çıkanların can güvenliği yok. İstikrar vaat eden siyasi iktidar, 1 Kasım seçimleri sonrası sıkıyönetim sundu. Darbe dönemlerinde görülen, OHAL'de bile bu şekilde uygulanmayan yöntemler uygulanıyor, bir baskı siyaseti uygulanıyor. Türkiye adeta bölündü." diye konuştu.
Öz yönetimin bölünme diye sunulduğunu ve bunun yalan olduğunu belirten Yüksekdağ, bugün bir bölünme riski varsa bunun merkezinin AKP-Saray iktidarı olduğunu savundu.
"IŞİD ZİHNİYETİNDEN NE FARKI VAR?"
Bu yaşanılanların gösterilmediğini dile getiren HDP Eş Genel Başkanı, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin batısı bu topraklarda yaşanan zulme, acıya karşı yabancılaştırılıyor. Gösterilmeyen fotoğraflardan birini göstereyim size. Burası Gazze değil; 2015 yılı Nusaybin. Burada halk hastasını götürebilmek için beyaz bayrak çekerek götürebiliyor. Eğer beyaz bayrak yoksa doğrudan sokağa çıkma öldürülme gerekçesi. Özel savaş, harp hukuku uygulanıyor."
Suriye'den bir fotoğraf gösteren Yüksekdağ, "Buda Diyarbakır Sur Kurşunlu Camii. Bu görüntünün yaratılmasına sebep olanların Suriye'deki IŞİD zihniyetinden ne farkı var? Bazı örtüşmeleri görebilmek için çok uzun sorular sormaya gerek yok. İkisi arasında ne fark var? IŞİD Palmira'da tarihi tapınağı bombaladığını kabul etti. Peki Kurşunlu Cami'yi kim yaktı, kim bombaladı? Faili belli. Ancak görgü tanıkları Kurşunlu Cami havadan bombalandı diyor. Sur'da gençlerin helikopteri, uçağı yok. Kimin var; devletin, hükümetin var. Helikopterden atılan bombalarla yakıldı Kurşunlu Camii." dedi.
"BAŞKANLIK KAMPANYASI YÜRÜTÜYORLAR"
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Rus uçağının düşürülmesi sonrasında Rusya ile yaşanan kriz hakkında ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Böyle siyasi ciddiyetsizlik olabilir mi? Bütün Türkiye halklarının geleceğiyle oynama adına gelir. Dış politikada izlenen agresif siyasetin iç siyasetle ilgisi vardır. Bu bir başkanlık siyasetidir. Büyük devlet, büyük lider imajını güçlendirmek için bu tür siyasi manevralara ihtiyaç duyuyorlar. Rus uçağı Türk hükümeti, Türk devleti tarafından düşürüldü. Büyük devletlere meydan okuyan Türk hükümeti, Türk devleti diyerek başkanlık kampanyası yürütüyorlar."
Rusya ile yaşanan krizin bedelini halkın ödemeye başladığını dile getiren Yüksekdağ, "Bedellerini yarın daha ağır ödemek zorunda kalabiliriz. Bu sorumsuz yıkıcı siyasettir." dedi.
"BAĞIMSIZ İZLEME KURULU EŞLİĞİNDE ÇÖZÜM MASASINA YENİDEN DÖNÜLMELİ"
Çözüm sürecine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Figen Yüksekdağ, Dolmabahçe mutabakatı yok sayıldıktan sonra silahsız müzakereye bir adım kalmışken Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrar olarak çok geriye savrulduğuna dikkat çekti. İktidarın çözüm ve barış sürecini neden bitirdiği ve nasıl başlatacağına ilişkin tek bir açıklama yapmadığını anlatan Yüksekdağ, Öcalan ile görüşüldüğünün denmesinin de trajik komik açıklamalar olduğunu kaydetti. Sorunun başladığı yerden çözüleceği inancını dile getiren HDP Eş Genel Başkanı, sözlerine şöyle devam etti: "Barış ve çözüm sürecini yeniden başlatmanın birinci sorumluluğu siyasi iktidarındır. Demokratik çözüm süreci derhal başlamalı, Abdullah Öcalan'a tecrit kaldırılmalıdır. Çözüm masasına yeniden dönülmeli. Bağımsız İzleme Kurulu eşliğinde yapılmalıdır." dedi.
Medyaya yönelik baskılara da değinen Yüksekdağ, Can Dündar ve Erdem Gül başta olmak üzere tüm tutuklu gazetecilere selam ve saygılarını iletti.
BALUKEN: TAHİR ELÇİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİNDE ETKİLİ BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ
HDP Meclis Grup toplantısının başında konuşan Grup Başkanvekili İdris Baluken de "28 Ekim 2015 tarihinde Tahir Elçi katledildi. 10 gün geçmesine rağmen katili, sorumlusu hiçbir isme ulaşılmadı. Etkili bir soruşturma yürütülmedi. Etkili bir soruşturma ile katiller ve katillerin bulunmasını talep ediyoruz." dedi.
CİHAN