Prof. Dr. Tanç Dil bozulursa kültür bozulur
OSMANİYE - Osmaniye Korkut Ata Ünüveristesi (OK) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof
@mersinhaber 'i takip et
OSMANİYE - Osmaniye Korkut Ata Ünüveristesi (OK) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tanç, kültür için dilin önemli olduğunu vurgulayak, "Dil bozulursa kültür bozulur." dedi.
Gençliğin milli ve manevi konularda donanımlı hale getirilmesi için Türk Ocakları Osmaniye Şubesi tarafından 'Dil ve Kültür' konulu seminer düzenlendi. Seminerde konuşan Prof. Dr. Tanç, “İnanç ve kültür tarihin ırmağında hem akıp gidiyor, hem şekilleniyor.” ifadesini kullandı. Âlimlerin, şairlerin, yazarların dil sayesinde bilgilerini aktarabildiğini, Türk dilinin Kaşgarlı Mahmut, Ali Şir Nevai, Fuzuli, Mehmet Akif Ersoy gibi ünlü şahsiyetlerin yetiştirdiğini belirten Prof. Dr. Tanç, şöyle devam etti: “Türk dilinin ilk abidesi olan Orhun Anıtları'nda bilgeliğin önemi vurgulanır. Orhun Anıtları'ndaki metinler Türk kültürünü anlatır. Batılı âlimler dili araştırırken bir arkeolog titizliği ile çalışır. Horasan, Semerkant ve Buhara gibi kültür merkezler Türk tarihinin şanlı sahnelerinde yerini almıştır.”
Batı'da 'dil mühendisliği' diye geliştirilen yeni bir bilim dalı ortaya çıktığını, toplumların zayıf ve güçlü yönlerinin dilleri ile anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Tanç şunları söyledi: “Batılılar, toplumun bozulmasının bir yolunun dilin bozulması olduğunu biliyor. Türkleri tanımak isteyen 'Oryantalistler' denilen Batılı bilim adamları, üniversitelerinde 'Türkoloji' bölümleri açıyor, Türkologlar yetiştiriyor. Türk dili maalesef hızla bozulmaya devam ediyor. Dilimizin bozulmasıyla beraber milli kültürümüz yozlaşıyor. Mesela amca, dayı, hala, teyze çocuklarını doğru tarif eden kelimelerin yerine ithal edilen 'kuzen' kelimesinin kullanılması bile kültürümüzün ne kadar yozlaştığını ifade ediyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan daha bir güçlenerek çıkan İngilizlerin kültürel baskısından kurtulmak ve dillerini korumak isteyen Fransız ve Alman yöneticileri çıkardıkları kanunla ülkelerine ithal edilen her malın adının kendi dillerinden olmasını mecbur ediyor. Bizim de dilimizi ve kültürümüzü korumak için 'Şimden gerü hiç kimse ne divanda, dergâhta, bergahta ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye' diye ferman gönderen Karamanoğlu Mehmet Bey gibi yöneticilere ihtiyacımızın olduğu görülüyor.” CİHAN
Gençliğin milli ve manevi konularda donanımlı hale getirilmesi için Türk Ocakları Osmaniye Şubesi tarafından 'Dil ve Kültür' konulu seminer düzenlendi. Seminerde konuşan Prof. Dr. Tanç, “İnanç ve kültür tarihin ırmağında hem akıp gidiyor, hem şekilleniyor.” ifadesini kullandı. Âlimlerin, şairlerin, yazarların dil sayesinde bilgilerini aktarabildiğini, Türk dilinin Kaşgarlı Mahmut, Ali Şir Nevai, Fuzuli, Mehmet Akif Ersoy gibi ünlü şahsiyetlerin yetiştirdiğini belirten Prof. Dr. Tanç, şöyle devam etti: “Türk dilinin ilk abidesi olan Orhun Anıtları'nda bilgeliğin önemi vurgulanır. Orhun Anıtları'ndaki metinler Türk kültürünü anlatır. Batılı âlimler dili araştırırken bir arkeolog titizliği ile çalışır. Horasan, Semerkant ve Buhara gibi kültür merkezler Türk tarihinin şanlı sahnelerinde yerini almıştır.”
Batı'da 'dil mühendisliği' diye geliştirilen yeni bir bilim dalı ortaya çıktığını, toplumların zayıf ve güçlü yönlerinin dilleri ile anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Tanç şunları söyledi: “Batılılar, toplumun bozulmasının bir yolunun dilin bozulması olduğunu biliyor. Türkleri tanımak isteyen 'Oryantalistler' denilen Batılı bilim adamları, üniversitelerinde 'Türkoloji' bölümleri açıyor, Türkologlar yetiştiriyor. Türk dili maalesef hızla bozulmaya devam ediyor. Dilimizin bozulmasıyla beraber milli kültürümüz yozlaşıyor. Mesela amca, dayı, hala, teyze çocuklarını doğru tarif eden kelimelerin yerine ithal edilen 'kuzen' kelimesinin kullanılması bile kültürümüzün ne kadar yozlaştığını ifade ediyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan daha bir güçlenerek çıkan İngilizlerin kültürel baskısından kurtulmak ve dillerini korumak isteyen Fransız ve Alman yöneticileri çıkardıkları kanunla ülkelerine ithal edilen her malın adının kendi dillerinden olmasını mecbur ediyor. Bizim de dilimizi ve kültürümüzü korumak için 'Şimden gerü hiç kimse ne divanda, dergâhta, bergahta ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye' diye ferman gönderen Karamanoğlu Mehmet Bey gibi yöneticilere ihtiyacımızın olduğu görülüyor.” CİHAN