Erdoğan 'Yeni hamlelere ihtiyacımız var'!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz 12 yılda, milletimizin desteğiyle yapılanlar ortadadır. Ama bunlar tamamen teveccühe dayalı bir durum. Biz bugün varız, yarın yokuz. Gelecek nesiller için Türkiye'yi güçlü ve sürdürülebilir bir yönetim yapısına kavuşturmak mecburiyetindeyiz. Bunun için biz 'yeni An..
@mersinhaber 'i takip et
Almanya’da ‘Karlsruhe Gençlik Buluşması’ etkinliğinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz 12 yılda, milletimizin desteğiyle yapılanlar ortadadır. Ama bunlar tamamen teveccühe dayalı bir durum. Biz bugün varız, yarın yokuz. Gelecek nesiller için Türkiye'yi güçlü ve sürdürülebilir bir yönetim yapısına kavuşturmak mecburiyetindeyiz. Bunun için biz 'yeni Anayasa ve başkanlık sistemi' diyoruz" dedi.
Etkinlikte yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerinin başında, tüm kadınların Anneler Günü’nü kutladı ve ebedi âleme göçmüş annelere Fatiha okunması talebinde bulundu. Cennetin anaların ayakları altında olduğunu, bu müjdenin babalara değil, annelere verildiğine dikkati çeken Erdoğan, “Annelerinin kadrini, kıymetini bilmeyenlerin vay haline, o bakımdan bizim yürüyüşümüz anlamlı, çok farklı” ifadesini kullandı.
Toplantıyı düzenlediği için tüm sivil toplum kuruluşlarına, teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “40 yıl önce buraya geldiğinizde, çeşitli etkinlikler için, farklı bir Almanya vardı ama bugün farklı bir Almanya var, nereden nereye. Türkiye’nin milletin oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanı olarak Almanya’ya yaptığım bu ilk ziyaretin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm gücümüzle, imkânlarımızla Avrupa’daki kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“TÜRK TOPLUMU AVRUPA’DAKİ BİRLİĞİNİ NE KADAR GÜÇLÜ TUTARSA, GELECEĞİNE O KADAR UMUTLA BAKAR”
Türk toplumunun Avrupa’daki birlik ve beraberliği ne kadar güçlü tutarsa, geleceğine de o kadar umutla bakacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, söyle devam etti: “7 Haziran seçimlerinin, bu birliği, beraberliği, dayanışmayı en güçlü şekilde ortaya koyabileceğimiz bir fırsat olduğuna inanıyorum. Sizlerin ilk defa genel seçimde oy kullanacağınız bir seçimi yapıyoruz. Sizler yıllar yılı bugünü beklemiyor muydunuz, yıllar yılı bu hak bize ne zaman verilecek demiyor muydunuz? Hamdolsun bunu gerçekleştirmek bize nasip oldu. Tüm engellemelere rağmen artık benim yurtdışındaki kardeşlerim de Türkiye’deki seçimlerle ilgili oyunu kullanabiliyor. İlk oyu cumhurbaşkanlığı için kullandınız, ama şimdi genel seçimlerde kullanacaksınız. İçeride ve dışarıda hala bu milletin inancına, kültürüne, tarihine, değerlerine düşmanlık edenler olduğunu biliyoruz. Bunların hedefi şahsım ve sadece hükümet değil. Bu değerlere sahip çıkan, bunları hayatında yaşatan tüm kardeşlerimizdir. Buradaki her bir kardeşim bu saldırının hedefidir. Şahsım olarak 40 yılı bulan siyasi hayatımda maruz kaldığım saldırıların hepsini de milletimin desteği, Rabbimin inayetiyle savuşturduk. Milletim bugüne kadar verdiğimiz her mücadeleyi, kendi değerlerinin mücadelesi olduğunu hamdolsun gayet iyi biliyor, bu mücadeleden de aynı anlayış, birlik ve beraberlikle başımız dik çıkacağımıza inanıyorum. Bunun için çok çalışmalıyız.”
“OY KULLANMAK BİR KÜLFET DEĞİL, TAM TERSİNE AYRICALIK VE FIRSATTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’da ve özellikle de Almanya’da yaşayan, yaklaşık 1 milyon 450 bin seçmenin 7 Haziran seçimlerinde belirleyici rol oynayacağını vurgulayarak, “Her bir kardeşim şunu çok iyi bilmelidir; kullanma hakkına sahip olduğunuz oy kesinlikle sadece bir oy değildir. Meşhur bir söz var; ‘Bir mıh bir nalı kurtarır, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan orduyu, bir ordu bir milleti kurtarır’. Sahip olduğunuz oya bu anlayışla yaklaşmanızı istiyorum” dedi.
Geçmiş dönemlerde gümrüklerde oy kullanma zorunluluğu nedeniyle yurt dışında yaşayan vatandaşların seçme haklarını yeterince değerlendiremediklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, yurt dışındaki vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerdeki temsilciliklerde oy kullanmalarının yolunu açmış bulunuyoruz. Malum ilk defa cumhurbaşkanlığı seçiminde bu uygulamada bazı aksaklıklar oldu, istediğimiz neticeyi alamadık, yeterli bilgilendirmeyi yapamadık, ama bu seçimde yurtdışındaki kardeşlerimizin en az Türkiye’deki oy kullanma oranındaki bir yoğunlukta sandık başına gideceklerine inanıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oy kullanmak bir külfet değil, tam tersine ayrıcalık, imkan, fırsattır. Sesinizi en iyi şekilde duyurabileceğiniz, gücünüzü en etkin şekilde gösterebileceğiniz yer dağlardaki silahlar değil, sandıktır, sandık. Bugüne kadar silahlı örgütleri arkamıza alarak bu ülkede iktidar olmadık, tam aksine gönülleri kazanarak iktidar olduk. Birileri de silahlı terör örgütlerini arkalarına alarak, ülkede bir şeyler yapmaya gayret ediyor” dedi.
“YURT DIŞINDA YAŞAYAN TÜRKİYE VATANDAŞLARININ SAYISI 6,5 MİLYONU BULDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışında yaşayan Türkiye vatandaşlarının sayısının yaklaşık 6,5 milyonu bulduğunu ve bu sayının Türkiye’de en az 6 büyükşehir statüsündeki bir şehir ettiğini belirterek, “Bunları ihmal eden bir parti Türkiye’deki en az 6 büyükşehir statüsündeki şehri gözden çıkarmış olur. Hiçbir siyasetçinin, partinin böyle bir lüksü olamaz. Ben, sizlerden elinizdeki gücü en iyi şekilde kullanmanızı özellikle rica ediyorum. Almanya’daki ve Avrupa’daki sandıkların tümünü sevginizle, aşkınızla, azminizle doldurmanızı rica ediyorum” dedi.
Salondaki vatandaşlara seslenerek, “Almanya’da oyumuza sahip çıkıyor muyuz? Almanya’dan Türkiye’ye ve dünyaya sandık aracılığıyla güçlü bir mesaj gönderiyor muyuz? Yeni Türkiye’nin inşasına Almanya’dan başlıyor muyuz?” diye soran ve vatandaşlardan tezahüratlarla “evet” cevabı alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maşallah” diye konuştu. Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, İsviçre ve Danimarka’nın da bulunduğu 7 ülke ve 33 gümrük kapısında oy verme işleminin 8 Mayıs Cuma günü başladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’da yaşayan Türk seçmenlerin 31 Mayıs’a kadar bu ülke genelindeki konsolosluklarda, gümrüklerde ise 7 Haziran’a kadar oylarını kullanabileceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların kullanacağı her bir oyun Türkiye için hayırlı olmasını temenni ederek, "Eğer siz bu gücü kullanmazsanız, bugüne kadar sizi görmezden gelenler aynı tavırlarını sürdürürler, ama siz bu imkânı en etkili şekilde değerlendirirseniz, ne Türkiye’deki ne de yaşadığınız ülkelerdeki hiçbir siyasetçi, hiçbir yönetici sizin sesinize kulak tıkamak cesaretini gösteremez" diye konuştu.
“BİZ ESERLERİMİZLE ÖVÜNÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş makinelerinin yakılması, müteahhit firmaların tehdit edilmesi nedeniyle, Hakkari'de yapılan havalimanının iki yıl geciktiğini belirtti. Bunu geciktirenlerin, Avrupa'da elini kolunu sallaya sallaya dolaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlara gerekli cevabın 7 Haziran'da verilmesini istedi. "Benim Hakkarili vatandaşım şunu söylemeli; 'Ben Hakkari'ye artık Van Havalimanı'ndan inip karadan gitmek istemiyorum, ben, Hakkari'ye, Yüksekova'ya inip oradan geçmek istiyorum.' Bu benim Hakkarili Kürt kardeşimin hakkı değil mi? Hakkı. Bunu kimler engelledi? Bunlar engelledi" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önünü açmak isteyen kim? Biz. Kim Kürt kardeşimi seviyor, bunlar mı, biz mi? Bizde ayrım yok. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Arnavut'u, Boşnak'ı, Roman'ı, aklınıza kim gelirse, yaradılanı yaradandan ötürü sevdik ve seveceğiz, farkımız bu. Bunların sevgileri falan sahte, inanmayın. Bunlar sevemezler, insan öldürende sevgi olur mu? İnsanları katledende sevgi olur mu? Öyleyse, bu oyuna gelmememiz lazım. El ele, omuz omuza vereceğiz."
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yolu, böyle yürüyeceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onlar, 'tek millet' diyebilir mi? 'Tek bayrak' diyebilir mi? 'Tek vatan' diyebilir mi? 'Tek devlet' diyebilir mi? Öyleyse 7 Haziran'da bunu diyemeyenlere gereken cevabı, benim Avrupa'daki kardeşlerim vermelidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 12 yıl başbakanlık görevinde bulunduğunu anımsatarak, "Bu görev esnasında, yapılan eserleri sizlere tek tek anlatacak değilim. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle övünüyoruz hamdolsun" dedi.
Türkiye'de 79 yılda 6 bin 100 kilometre yol yapılmışken, kendilerinin, 12 senede 17 bin 600 kilometre yol yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden yolların rezalet olduğunu, şimdi Avrupa'dan gelenlerin, Türkiye'ye geçtiğinde otoyollarla, bölünmüş yollarla Anadolu'ya gittiğini kaydetti.
“YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ BİLE BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün yapılmakta olduğunu hatırlatarak, "Yavuz Sultan Selim Köprüsü bile bunları rahatsız etti. Niye? 'İsmini nasıl olur da Yavuz Sultan Selim Köprüsü koyarsınız'. Almanya'da falan, Avrupa'da 'Ali’siz Alevilik' diye bir şeyler çıktı ya şimdi bu Ali’siz Alevilerin içerisinden bir tanesini de aday yaptılar, milletvekili adayı. Kardeşlerim, uyanık olmaya mecburuz. Eğer Alevilik, Hazreti Ali Efendimizi sevmekse, benden daha Alevisi olamaz. Ama yok, Alevilik bir dinse, orada Tayyip Erdoğan yok. Onu, Ali’siz Aleviler düşünsün. Bunlara gerekli cevabı 7 Haziran'da vereceğinize ben inanıyorum. Onun için çok çalışmanız gerekiyor" diye konuştu.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün şu anda dünyanın en geniş köprüsü olduğunu, ortasından hızlı tren geçeceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, müstesna bir proje olan köprünün inşaatının hızla devam ettiğini, yıl sonuna yetiştirmeyi planladıklarını dile getirdi. Yapılanların millet için olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu millete sevdalıyız, bizim bu millete aşkımız var. Bu millete hizmet etmekten daha güzel ne olur? Onun için burada, sevgili Peygamberimizin o güzel sözünü ifade etmek lazım; 'İnsanların en hayırlısı, insanlara hizmet edendir'. Bizim derdimiz bu" dedi.
Köprünün maliyetinin 3 milyar dolar olduğunu, bunun için, milli bütçeden bir kuruş çıkmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapım süresi de dahil, köprüyü yapan Türk firması ile Güney Korelilerin, 12 yıllığına burayı işleteceğini ve sonrasında devlete teslim edeceğini kaydetti.
“ŞU ANA KADAR 73 MİLYON İNSAN MARMARAY’I KULLANDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İş bilenin, kılıç kuşananın, olay budur" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bitmedi, Marmaray. Bakın Marmaray'dan 18 ayda istifade eden halkımızın sayısı ne biliyor musunuz? 73 milyon. Şu ana kadar 73 milyon kişiyi Marmaray taşımış vaziyette. Fakat burada bir özellik var, nedir o özellik? Biz Fatih'in torunuyuz. Dedemiz Fatih, gemileri karadan yürüttü, biz de denizin altından metroyu yürütüyoruz. Onlar bize bir hedef verdiler, biz de o hedeflere, şu anda bu süreci yürütüyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'da yaşayan Türklerin yaşadıkları ülkelerde yönetim birimlerinde yer alması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: "Siz milli bir sessiniz onun için buna ihtiyacımız var. Kalkıp da Ermeni meselesinde Avrupa Parlamentosu'nda ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunanlar gibi değil tavrı koyanlardan olan ses. Ben işte sizleri öyle görüyorum. Kardeşlerim eğer milletimizin inancına, değerlerine, tarihine, kültürüne bağlı siz kıymetli insanlar, bu imkanı etkin bir şekilde kullanmazsak gelir başkaları bunu kullanır. Şu anda sahada harıl harıl çalışanları görüyorsunuz değil mi? Sizler alanı boş bırakırsanız, birileri gelir doldurulur. İşte o zaman hem Türkiye'de hem burada muhatap onlar olur. Buradaki ve Avrupa'nın tüm ülkelerindeki, tüm şehirlerindeki kardeşlerimin böyle bir duruma asla izin vermeyeceklerine inanıyorum. Hakkınıza, hukukunuza, geleceğine sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum. Ben bu konuda sizlere güveniyorum."
Geçen yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Almanya, Avusturya ve Fransa'da Türkler ile bir araya geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karlsruhe'nin ardından Belçika'daki Türkler ile de buluşacağını söyledi.
“HER FIRSATTA AVRUPA'DA YAŞAYAN TÜRKLERLE BULUŞUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta Avrupa'da ve dünyanın her köşesinde yaşayan Türklerle buluştuğunu ifade ederek, "Yurtdışında yaşayan kardeşlerimizi artık gurbetçi olarak değil, yurtdışındaki gücümüz olarak görüyoruz. Sizler sabrınız, azminiz ve gayretinizle gurbeti vatan haline dönüştürdünüz. Sıkıntılarınızın olduğunu biliyorum. Artık sizler için 50 yıl önceki Almanya yok bunu biliyorum. Yaşadığımız ve yaşamaya devam edeceğimiz her yer bize vatandır. Almanya Cumhurbaşkanı ile dün bir görüşme yaptım. O görüşmede, 'Türkiye'nin refah düzeyinin ne denli arttığını görüyorum, bunu ziyaretimde de hissettim', 'Almanya'da bulunan Türk kökenli vatandaşlarımızla ve burada bulunan soydaşlarınız ile münasebetlerimiz çok daha farklı, çok daha olumlu bir bakış sergiliyoruz. Bunu özellikle bilmeniz gerekir' dedi. Artık 50 yıl önceki Türkiye yok. Sizler bu yeni vatanın alperenlerisiniz, bunu böyle bilmenizi istiyorum. Türkiye'nin bölgesel ve küresel gücünün en önemli kaynağı da sizlersiniz. Sirkeci'den kalkan trenlerin ardından yakılan ağıtlar yerini bugün bu ay sonunda sayısı 55'e yükselecek olan havalimanlarımıza inen uçaklarla taşınan sevinçler aldı, umutlar aldı" diye konuştu.
Türkiye'de 12 yıl önce 26 tane havaalanı varken bu sayının mevcutta 53'e, açılacaklar ile ise 56'ya yükseleceğini, Türkiye'nin son dönemde büyük bir değişim yaşadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "1950'lerden 1960'lardan itibaren sizler akın akın buralara gelirken Türkiye darbelerle, cuntalarla, muhtıralarla, ekonomik ve siyasi krizlerle, iç çatışmalarla sürekli savrulmalar yaşıyordu. Sizler burada gurbetin acısını yaşarken, Türkiye'de kardeşleriniz öz vatanında parya durumuna düşürülmüştü. Tek parti döneminden başlayıp 1970'den 1990'lar boyunca devam eden bu dönemin ülkemize her bakımdan çok büyük maliyeti oldu. Kendi içine kapanan, kendi derdine düşen Türkiye; coğrafyasını, tarihini, kardeşlerini adeta unuttu. Vizyonları Kapıkule'nin, Gürbulak'ın, Habur'un, Cilvegözü'nün ötesine geçemeyenler Avrupa'ya gelen kardeşlerimizi de yalnız bıraktılar" diye konuştu.
Türkiye'nin geçmişte parasındaki sıfırlar nedeniyle alay edilen bir ülke durumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tuvalete 1 liraya giderken, 1 milyona gider hale geldik. Ne günler yaşadık. Altı sıfırı atma kararı verdiğimizde arkadaşlara dedim ki 'bu altı sıfırı atacağız". Bazıları muhalefet etti. Bazı köşe yazarları eğer altı sıfır atılırsa enflasyon patlar, çatlar, şu olur, bu olur dediler. Hele hele bir tanesi dedi ki 'eğer bu altı sıfırı atabilirlerse ben Taksim Meydanı'nda eşekler gibi anıracağım' dedi. Bekliyoruz hala anıracak" dedi.
“TÜRKİYE ARTIK ÖRNEK GÖSTERİLEN BİR ÜLKE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye'nin bayrağı, pasaportu, parası ve ekonomisiyle iftihar edilen bir ülke konumuna yükseldiğine dikkati çekerek, "Bu dönemde milli gelirimizi 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkarttık. Yurtdışına iş gücü gönderen Türkiye artık yurtdışından iş kurmak, çalışmak için gelinen bir ülke haline döndü. Eskiden bizim evlatlarımız üniversite için yurt dışına gidiyordu, Şimdi 13 bin 500'ü bizim verdiğimiz bursla olmak üzere 50 bin civarında uluslararası öğrenci ülkemizdeki üniversitelerde eğitim görüyor. Göreve geldik 76 üniversitemiz vardı, şuanda Meclis'ten geçen kararlarla birlikte hamdolsun üniversite sayımız 191 oldu. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Hani diyorlar ya, 'biz zorladık da yaptılar', geç o işi geç. Biz gerekli gördüğümüz için yaptık" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da inşaatı devam eden Avrasya Tüneli'nin gelecek yıl bitirilmesinin planlandığını belirtti.
Tünelin maliyetinin 1,5 milyar dolar olduğunu ve bunun için "milli bütçeden bir kuruş" çıkmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dedik ya, 'İş bilenin kılıç kuşananın.' Ne kadar? 29 yıllığına burayı işletecekler. Bizim verdiğimiz bir garanti var, 'şu kadar araç geçecek, eğer az kalırsa biz ödeme yapacağız, fazla olursa üzerini bize vereceksiniz.' Yan gelip yatmadık, çalıştık. Öyle kalkıp kurusıkı atmakla devlet yönetilmez" ifadelerini kullandı.
Salonu dolduranlardan Türkiye'de 1998 yılındaki hastaneleri hatırlamalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "SSK'nın hastaneleri vardı, ah ne çileler çektik. O hastanelerin akıbetini bilirsiniz, genel müdürünü tanırsınız, o dönemin yönetimlerini tanırsınız" diye konuştu.
SAĞLIK SİSTEMİNDE YAPILAN REFORMLAR
Hastanelerde en önemli unsurun hijyen olduğunu ama söz konusu dönemdeki hastanelerde bunun bulunmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim hastanelerimiz hijyenik miydi? Sağlam girin hasta çıkarsınız, o haldeydi" dedi.
Hastanelerin şimdi ise pırıl pırıl olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, SSK'lının hastanesi, emeklinin hastanesi gibi ayrımları kaldırdıklarını söyledi. İsteyenin istediği hastaneye gidebildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Hastaları rehin alma dönemi kapandı bizimle. Ah benim kardeşlerim ya, ölü rehin alınır mı? Bu ülkede ölüleri bile rehin aldılar, 'Parayı getir cenazeni verelim' dediler. Biz bunları yaşadık. Şimdi bunları bize yaşatanlar bakıyorum da neler konuşuyorlar. 'Cumhurbaşkanı' diyorlar, 'Taraf olmaz.' Doğru, ama kusura bakmayın bak ben meydanlara çıktığımda ne dedim? Tabii ki ben şimdi her partiye eşit mesafedeyim doğru ama tarafım. Niye tarafım? Ben milletin tarafıyım. Milletimle ilgili hangi sorun varsa bunların çözümünde ben tarafım. Bu acıları, eksiklikleri göreceğim de ne yapacağım, sessiz mi kalacağım? Olabilir mi böyle bir şey? İşte bakın yazmışlar, 'milletin adamı', evet, ben egemen güçlerin adamı değilim, milletin adamıyım. Bu yolda da böyle yürüyeceğiz."
İzmir'de etkinliklere katıldığını, gelirken İzmit geçişindeki köprünün yükselen kulelerini gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 milyar dolar olan bu proje için de "milli bütçeden bir kuruş çıkmadığını" vurguladı.
“HER ŞEY DEVLET BÜTÇESİ İLE YAPILAMAZ”
Her şeyin milli bütçeyle yapılamayacağını, kaynakların çeşitlendirilmesinin önemli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yönetim budur. Yoksa hazır parayı kullanmak, hazır parayı tüketmek bunlar kolay. Şimdi bakıyorum da konuşanlar hep hazır paradan konuşuyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Merkez Bankasının kasasındaki 27,5 milyar doları şimdi 120 milyar dolara çıkardıklarını dile getirerek, IMF'ye olan borcun da bitirildiğini, IMF'nin artık Türkiye'den borç istediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilere başbakanlığı döneminde yapılanları anlattığını belirterek, "Bunlar o dönemde oldu. Yani -cek, -cak ile konuşmuyorum, yaptıklarımızla konuşuyorum. Bunları bilmeniz lazım" dedi.
Türkiye ekonomisinin Avrupa'da en büyük 6'ncı, dünyada en büyük 17'nci ekonomi haline geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediklerini hatırlattı. Milli geliri 2023'te 2 trilyon dolara, ihracatı 500 milyar dolara çıkarmaya yönelik hedeflerini de anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bu gelişmeler Türkiye'de yaşayan insanlarımızla birlikte Avrupa'daki kardeşlerimizi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye'nin gücü arttıkça Avrupa'da ve dünyanın her köşesinde yaşayan sizlerin itibarı da Allah'ın izniyle artıyor" dedi.
Türkiye'de şehirlerin güzelleştirilmesi için yoğun çalışmaların gerçekleştirildiğini, TOKİ'nin konutlar yapmaya devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konudaki çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2023 hedeflerine ulaşabilmek için de yeni bir hamleye ihtiyacımız var. Biz buna 'yeni Türkiye'nin inşası' diyoruz. Yeni Türkiye'nin inşası için ülkemizdeki istikrar ve güven ortamını güçlendirmek ve kalıcı hale getirmek zorundayız. Geçtiğimiz 12 yılda milletimizin bize teveccühü sayesinde sağlanan istikrar ve güven ortamının Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini birkaç örnekle ifade ettik. Ama bu yapısal değil tamamen itimada, teveccühe dayalı bir durum. Biz bugün varız, yarın yokuz, gelecek nesiller için Türkiye'yi güçlü ve sürdürülebilir bir yönetim yapısına kavuşturmak mecburiyetindeyiz. Bunun için biz 'Yeni anayasa ve başkanlık sistemi' diyoruz" dedi.
“AVRUPA'DA BİR SÜREDİR SİYASİ İSTİKRAR TARTIŞMALARI YAPILIYOR”
En gelişmiş ülkeleri barındıran Avrupa'da bir süredir siyasi istikrar tartışmalarının yapıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bununla ilgili İtalya'da çıkarılan kanunla en az yüzde 40 oyla tek başına iktidarın zorunlu hale getirildiğini belirtti. Bu kanunla, iş başına gelen hükümetin 5 yıl süreyle istikrar içinde ülkeyi yönetmesinin garanti altına alınmasının planlandığını dile getiren Erdoğan, İngiltere'deki seçimlerde de enteresan bir tablonun ortaya çıktığını aktardı.
Koalisyon ile yönetilen ülkede Muhafazakar Parti'nin tek başına iktidar imkanı elde ettiğini, ana muhalefet partisi ile koalisyonun diğer üyesi partinin ciddi oy kaybına uğradığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diğer tarafta ise oyların yüzde 12'sini alan bir parti bir milletvekili çıkartabilirken, çok enteresan, oyların yüzde 4,7'sini alan diğer bölge partisi 56 milletvekili çıkardı. Hale bak. Tabii seçimi kaybeden üç partinin lideri de hemen istifalarını verdiler. Biliyorsunuz, ben her seçime girdiğimde ne diyordum, 'Eğer bu seçimden birinci olarak çıkmazsak istifa edeceğim' sözünü veriyordum. Hatırlıyor musunuz o günleri? Ama diğerlerini de davet ediyordum, 'Siz de var mısınız buna' diyordum, hiçbirisi 'Evet, biz de varız' diyemiyordu. Neden? Çünkü onlar koltuğu sağlama almak istiyorlardı. Zaten liste başı kendilerinde, 'Buradan çıkarız koltukta da kalırız. Milletvekilliğimizi de kaybetmeyiz.' Dertleri bu. Şimdi bu seçimde de böyle bir söz veren muhalefet partilerine henüz rastlamadım ama Sayın Başbakan, 'Eğer birinci olamazsak ben bırakırım, istifa ederim' diyor. Buyrun. Türkiye acaba batıdaki bu anlayışa ne zaman ulaşacak. Ya bunlar tapulu mülk mü? Bunları artık anlayalım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere'de ortaya çıkan durumun ülkede hem istikrar hem de temsilde adalet tartışmalarını başlattığını ifade ederek, şunları kaydetti: "İki partili olarak işleyeceği tasavvur edilen sistem diğer partiler de devreye girince adeta çöktü. Bütün bunlarla bir şeyi anlatmak istiyorum. O da şu, başkanlık sistemiyle alakalı zannediyorlar ki 'ben kendim için böyle bir sistem' istiyorum. Ya ben ülkemin doğrudan milletin oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanıyım ve bugün varız yarın yokuz ama istiyoruz ki gelecek nesillere bir idari sistem bırakalım. Öyle bir sistem bırakalım ki bu sistemle ülkemiz inşallah on yılları, yüz yılları kucaklasın. Bu adımı atalım. Benim derdim ülkemin geleceği, milletimin geleceğidir."
TÜRKİYE’NİN G-20 DÖNEM BAŞKANLIĞI
Türkiye'nin bu yıl G-20'ye dönem başkanlığını yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en gelişmiş ülkelerini temsil eden bu platformda en ileri 10 ülkenin başkanlık sistemiyle yönetildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer faydalı olmasa bu sistemi kullanırlar mıydı? Çünkü burada bir güç var. O gücü kolay kolay terk etmek istemiyorlar. İşte bu bakımdan yeni Türkiye'nin inşası için yeni Anayasa ve başkanlık sistemi şart. Aksi takdirde sadece 2023 hedeflerimizi kaçırmakla kalmaz, 2053 ve 2071 vizyonumuzu da kaybederiz" diye konuştu.
Avrupa'da, özellikle Almanya'da yaşayan Türklerin, 7 Haziran'da ortaya koyacakları güçlü iradeyle yeni Türkiye'nin inşası konusundaki kararlılıklarını Türkiye'ye ve tüm dünyaya göstereceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Almanya'dan soruyorum, öyle bir söyleyelim ki Avrupa'da ve Türkiye'de bizi izleyenlerin hepsi bu sesi duysun. Yeni Türkiye'nin inşasına hazır mıyız? Yeni Anayasa'yı istiyor muyuz? Başkanlık sistemini destekliyor muyuz? Maşallah bu sesi duymayanın sadece kulağı değil, kalbi de gönlü de herhalde sağır demektir."
“DİLİNİ KAYBEDEN, HER ŞEYİNİ KAYBEDER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'daki gençlere seslenerek, "Gençler, siz bu ülkede, Avrupa dahil yalnız değilsiniz. Siz bu ülkenin ve Avrupa'nın kendisine, ailesine ve yaşadığı ülkeye karşı sorumluluk sahibi bireylersiniz" dedi. Gençlerin sorumluluklarını yerine getirdiği oranda başarılı olacaklarını, böylece hem kendi toplumlarında hem de yaşadıkları ülkede el üstünde tutulacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önce siz kendi dininize, inancınıza, kültürünüze sıkı sıkıya sahip çıkarak, yaşadığınız ülkenin asli vatandaşları olduğunuzu kabul edeceksiniz. Sonra diğerlerine de kabul ettireceksiniz. Siz bu mücadeleyi vermezseniz kimse size insan ve yahut ihsan anlamında bir hakkı tanımaz. Bunun için önce dilinize, Türkçeye sıkı sıkıya sahip çıkacaksınız. Açık söylüyorum, dilini kaybeden, her şeyini kaybeder. Konuştuğunuz dili unutmayın. Konuştuğunuz dil aynı zamanda düşündüğünüz dildir. Dilinizi iyi konuşamıyorsanız iyi düşünemiyorsunuz demektir. Türkçeyi çok iyi konuşmuyorsanız, Almanca'yı da İngilizce'yi de iyi bir şekilde öğrenmeniz mümkün değildir. Bunun için dil konusu çok önemli. Eğer çok iyi Türkçe ve onunla birlikte çok iyi Almanca, İngilizce öğrenmemişseniz ne kendinize ne ailenize ne de yaşadığınız topluma olan sorumluluğunuzu yerine getirmemişsiniz demektir. Bunu başardığınızda yani Türkçe ve Almancaya en iyi şekilde hakim olduğunuzda önünüzde çok farklı bir yol açıldığını göreceksiniz. Gençler, ruhunuz yoksa nasıl sadece kuru bir cesetten ibaret kalırsak, inancımız olmadan da aynı duruma düşeriz. Dinimiz, inancımız bizim her şeyimizdir. Size Hazreti Lokman'ın oğluna yaptığı tavsiyelerle seslenmek istiyorum. Ne diyor Hazreti Lokman biliyor musunuz, 'Allah'a şirk koşma, namazını dosdoğru kıl, kasılarak yürüme, bağırarak konuşma, tövbeyi geciktirme, cahille dost olma, günahlardan ve yalanlardan sakın, Allah'ın isminin anıldığı meclislere katıl, iyiliği emret ve kötülükten vazgeç, tembel olma, acele etme, başa gelene sabret.' Evet bunlar hepimizin sorumlulukları" dedi.
“BİZ GİDERİZ AMA BU ŞARKI İLELEBET BİTMEZ”
"Bunlarla birlikte yetişmiş bir nesil, inanıyorum ki sadece Almanya'da değil, bizim ülkemizde de bize inşallah bizim şarkımızı söyletecektir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in "Bizim Şarkımız" şiirini okudu. Erdoğan, "Bir gün akşam olur, biz de gideriz ama bu şarkı ilelebet bitmez. Mekke'den Medine'ye olan bin 436 yıllık hicretimiz bitmez. Malazgirt'teki 944 yıllık akınımız bitmez. İstanbul'daki 562 yıllık fethimiz bitmez. Çanakkale'deki, Kut'ül Amare'deki 100 yıllık zaferimiz bitmez. Avrupa'daki 50 yıllık varlığımız da bitmez" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Belçika’ya hareket etti.