İmsad Başkanı Hinginar “Türkiye Nepal'i Yaşamamalı”
Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar, “Son yüzyılda ve 1999 depreminde yaşadığımız büyük kayıpların ardından maalesef hala Türkiye’nin depreme hazırlıklı olduğunu söyleyemiyoruz. Bu nedenle Nepal depremi ile yaşanan felaket ülkemizde ‘Güvenli Yapıların inşası için’ bir alarm olarak değerlendirilmeli..
@mersinhaber 'i takip et
Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar, “Son yüzyılda ve 1999 depreminde yaşadığımız büyük kayıpların ardından maalesef hala Türkiye’nin depreme hazırlıklı olduğunu söyleyemiyoruz. Bu nedenle Nepal depremi ile yaşanan felaket ülkemizde ‘Güvenli Yapıların inşası için’ bir alarm olarak değerlendirilmeli, insan yaşamını tüm değerlerin üstünde tutan yasal, sosyal ve toplumsal düzenlemeler acil olarak hayata geçirilmelidir” dedi.
Nepal’in başkenti Katmandu yakınlarında 25 Nisan’da meydana gelen 7,8 şiddetindeki depremi değerlendiren Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Başkanı Fethi Hinginar, Türkiye’de ‘Deprem ve Güvenli Yapılar’ ile ilgili alınması gereken acil önlemler konusunu gündeme taşıdı. Nepal’de yaşanan deprem felaketinin ardından bir hafta geçmesine rağmen yaşamını kaybedenlerin sayısının artmaya devam ettiğini söyleyen Fethi Hinginar, 7 binden fazla kişinin ölümüne yol açan Nepal depreminde bilançonun her geçen gün ağırlaştığı yönünde gelen haberlerden büyük üzüntü duyduklarını belirtti.
Japonya örneğinde olduğu gibi doğal afetlerin günümüz dünyasında artık toplumların yazgısı olarak değerlendirilmediğini vurgulayan Türkiye İMSAD Başkanı Hinginar, önceden alınan tedbirler, yapılan düzenlemeler ve kurulan sistemler sayesinde can ve mal kayıplarının önlenebildiğini söyledi. Hinginar, “Son yüzyılda ve 1999 depreminde yaşadığımız büyük kayıpların ardından maalesef hala Türkiye’nin depreme hazırlıklı olduğunu söyleyemiyoruz. Bu nedenle Nepal depremi ile yaşanan felaket, ülkemizde ‘Güvenli Yapıların inşası için’ bir alarm olarak değerlendirilmeli, insan yaşamını tüm değerlerin üstünde tutan yasal, sosyal ve toplumsal düzenlemeler acil olarak hayata geçirilmelidir” dedi.
17 Ağustos Kocaeli depreminden bu yana 16 yıl geçtiğini, ancak bu uzun süreye rağmen ülkemizde ‘Deprem ve Güvenli Yapılar’ konusunda alınması beklenen acil önlemlerin bütün olarak işlerlik kazanmadığına işaret eden Fethi Hinginar, “Türkiye’de ivedilikle Sivil Deprem Platformu’nun oluşturulması ve Deprem Stratejisi Eylem Planı’na katılımcılığın artırılması beklenmektedir. Ülkemizde önemli bir ihtiyacı karşılayacak olan ‘Ulusal Bina Yönetmeliği’ de bu kapsamda bir an önce çıkarılması beklenen acil gündem konularımız arasında yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
SİVİL DEPREM PLATFORMU’NUN ÖNCELİĞİ
Fethi Hinginar; üniversiteler, meslek odaları, yerel kuruluşlar ve STK’ların görev alacağı geniş katılımlı Sivil Deprem Platformu’nun, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) koordinasyonunda bir an önce hayata geçirilmesini, Türkiye’nin doğal afetler karşısında alacağı öncelikli tedbirlerinden biri olarak nitelendirdi. Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planı’nın (UDSEP 2023) yayınlandığını ancak plandaki ilerlemenin geniş katılımlı Sivil Toplum Platformu ile paylaşıldığı takdirde tabana mal olacağını vurgulayan Hinginar, “Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planı, şeffaf bir şekilde raporlanarak, eksik kalan ve/veya aksayan unsurları tamamlanmalı ve gerektiği takdirde üzerinde revizyonlar yapılmalıdır” dedi.
Bazıları standartlarla ve birbiriyle çelişen çeşitli yönetmelikler yerine, bu yönetmeliklerin hepsini kapsayacak Ulusal Bina Yönetmeliği’nin çıkarılması konusunun da uzunca bir süreden beri Türkiye yapı sektörünün gündemindeki öncelikli konulardan birisi olduğunu kaydeden Fethi Hinginar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkındaki Yönetmelik ve Deprem Tehlikesi Haritası’nın güncellenmesi çalışmaları bilindiği üzere AFAD koordinasyonunda yapılmaktadır. Bununla birlikte Türkiye İMSAD olarak özellikle vurgulamak isteriz ki, Türkiye’de acilen ‘Ulusal Bina Yönetmeliği’ çıkarılmalıdır. Yönetmeliği’nin dayandırılacağı yapı kanunu çalışmaları da bu paralelde tekrar ele alınabilir. Yönetmelikte hangi işin, hangi standarda göre yapılacağının belirtilebilmesi için de standart çalışmalarının tercümeye dayalı olmaktan çıkarılarak, araştırmacı ve çözüm üretecek bir zeminde yürütülmesi gerekmektedir”.