Kanser Hastası ‘Hat' Sanatıyla Huzur Buluyor
1993 yılında gırtlak kanserine yakalanan Abdulvahap Yoltay, hayata sımsıkı sarılarak hastalığı yenmeye çalışıyor. Hattat Yoltay, yaptığı yüzlerce eseri sergileme fırsatı buldu. Yoltay’ın bundan sonraki hedefi hat kursu açıp yüzlerce öğrenci yetiştirmek.
@mersinhaber 'i takip et
1993 yılında gırtlak kanserine yakalanan Abdulvahap Yoltay, hayata sımsıkı sarılarak hastalığı yenmeye çalışıyor. Hattat Yoltay, yaptığı yüzlerce eseri sergileme fırsatı buldu. Yoltay’ın bundan sonraki hedefi hat kursu açıp yüzlerce öğrenci yetiştirmek.
Sanat, insanların hayata tutunmasına katkı sağlamaya devam ediyor. Şanlıurfa’da gırtlak kanserine yakalanan hattat Abdulvahap Yoltay (57) da, yazı tasarımı sayesinde hayata tutundu. Hastalığın verdiği sıkıntıları hat sanatıyla uğraşarak atlatan Yoltay’ın hedefi bu sahada öğrenciler yetiştirmek. 1996 yılından beri aktif olarak hat sanatıyla uğraştığını belirten Yoltay, şunları kaydetti:”1993 yılında gırtlak kanseri oldum. Sonra kendimi hat sanatına adadım. Yaptığım aplike sanatını devam ettirmekteyim. 1996’dan bu yana bu işi yapmaktayım. 1000 kadar eserim var. Hat sanatçısı olan hocalarımın hatlarını aplike yapıp tabloya kabartma olarak çeviriyorum. Hattat hocalarımız sağolsun hatlarının fotokopilerini veriyor. Ayrıca, Kültür Bakanlığının da hat örneklerinin kitaptan fotokopisini çekip bunların hepsini tabloya çeviriyoruz. Birçok vatandaş yaptığım işe ilgi duyup benden kurs açmam doğrultusunda talepte bulunuyor. İnşallah sergi bitiminde belediye başkanlarımızdan yer talebinde bulunup kurs açmayı düşünüyorum. Amacım bu işi bir adım daha öteye götürmek. Gençliğimiz kahvelerde zaman kaybedeceklerine gelip kursta Allah’ın lafızlarını sanata dönüştürsün. Ben bu işte sabır buluyorum. Dantel dantel işleyip tablo yapıyor kıl testereyle çalışıyorum. Çalışmalarımda bir alet kullanmıyorum.”
‘ORTAYA BİR ESER ÇIKINCA BÜYÜK BİR HAZ ALIYORUM’
El emeği ile bir şey ortaya çıktığı zaman çok büyük haz aldığını vurgulayan Yoltay,”1996’dan beri kendimi bu işe adadım. Ne kadar sinirli ne kadar stresli olsam, bir parçayı ele aldığım zaman her şeyi unutuyor ve kendimi çok rahat hissediyorum. Ortaya bir eser çıkınca da büyük bir haz alıyorum. Gücüm yettiği ölçüde bu işi devam ettireceğim. Kurs açılması durumunda yeni yeni gençler de yetiştireceğiz. Onlarda bizden sonra bunu devam ettirsinler” şeklinde konuştu.