İmam-I A'zam Ve Hanefilik Sempozyumu Esogü'de Başladı
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kongre ve Kültür Merkezi’nde, “Bütün Yönleriyle İmam-ı A’zam ve Hanefilik Sempozyumu”nun açılışı gerçekleştirildi.
@mersinhaber 'i takip et
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kongre ve Kültür Merkezi’nde, “Bütün Yönleriyle İmam-ı A’zam ve Hanefilik Sempozyumu”nun açılışı gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılışına; Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Çad Cumhuriyeti N’Djamena Türkiye Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, İl Emniyet Müdürü Mustafa Şahin, İl Müftü Yardımcısı Orhan Tosun, ESOGÜ Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hilmi Özden, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.
İmam-ı A’zam Ebu Hanife’nin, hayatını ilme, ilim taliplerine ve insanların meselelerinin çözümüne adamış, İslam dünyasının önde gelen âlimlerinden biri olarak nitelendiren Vali Tuna, açılışında yaptığı konuşmasına Hz. Mevla’ nın
“Kişi güneşe yüzünü döndü mü, gölgesi arkasında kalır. Artık o nereye giderse gitsin, gölgesi hep peşinden gelir. Lakin kişi güneşe arkasını dönerse, gölgesi hep önünde kalır. Ne kadar uğraşsa da gölgesini yakalayamaz. İşte bunun gibi, insan, Allah’a yüzünü dönerse, mal-mülk, aile ve çoluk çocuğu aynı gölgesi gibi onun peşinden koşar. Fakat kişi Allah’a arkasını dönerse o kişi mal ve ıyalin peşinden ne kadar koşarsa koşsun, gölgesini tutamayacağı gibi onlara nail de olamaz” sözleriyle başladı.
Vali Güngör Azim Tuna, İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin, hayatını ilme, ilim taliplerine ve insanların meselelerinin çözümüne adamış, İslam dünyasının önde gelen alimlerinden biri olmanın ötesinde, yüzünü güneşe dönmüş ve gölgesini arkasında bırakmış bir insan olduğunu söyledi. Vali Tuna, bu sempozyumun, İslam dünyasında İmam-ı A‘zam ve Hanefiliğin bütün yönleriyle ele alınması, Ebu Hanife’nin sorunlara yaklaşım biçimi, yüzyıllar ötesinden ortaya koyduğu çözüm yolları ve değerli görüşlerini gündemimize taşıdığını vurguladı. Tuna konuşmasında, "İslam dünyasında çok yönlü bir çığır açan bu alim; sadece görüşleri ile değil, her haliyle günümüz İslam alemi için bir çıkış yolu oluşturmaktadır. Nitekim Ebu Hanife, sadece ilmiyle değil, ilmiyle amel etmede yüksek hassasiyet göstermesi, şahsiyeti, ticari ahlakı, cömertliği paraya pula, mevki ve makama eyvallah etmeyişi, yaptıklarıyla, yürüyüşüyle, girişiyle, çıkışıyla bulunduğu yerde temayüz eden bir şahsiyetin adıdır. Bu bakımdan onu her yönüyle ele alacak bu sempozyum, nazarımızda yüksek öneme sahiptir. İçinden çıkılması güç meselelere getirdiği pratik ve adil çözümlerle tanınmış ve hukuki zekasıyla ün yapmış Ebu Hanife’ye bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Ebu Hanife yetmiş yıllık hayatı çerçevesinde geride birçok eser bırakmanın, değerli talebeler yetiştirmenin, zamanını ve devirleri etkileyen fikirler üretmenin yanı sıra gecenin sükunetinden feyzini çokça almış bir kalp ehlidir. Birçok alimimizin ittifak ettiği bir nokta vardır, O da, İmam-ı A’zam, gecesini ihya edenlerdendir. Kur’an’a ve namaza verdiği önemin yanında, verasıyla da malum olan bir kişidir. Onun bu yönü de üzerinde durulması ve gönüllere nakşedilmesi gereken hususlardandır. İslam dünyasının her tarafına yayılmış müntesipleriyle tarihe olumlu anlamda damgasını vurmuş, kendinden sık sık söz ettiren önemli alimlerden biri olan İmam-ı A’zam Ebu Hanife, düşünceleri ve görüşleriyle İslam düşünce tarihinin itikadi, ahlaki, hukuki, pek çok alanında önemli derecede katkılarda bulunmuştur. O, İslam dünyasında akılcı fıkıh ekolünün lideri ve hür düşünce taraftarıdır. Bilindiği gibi Ebu Hanife’nin en çok dikkat çeken özelliklerinden biri, hür düşünceye ve insanı diğer yaratılmışlardan ayıran akla geniş ölçüde yer vermiş olmasıdır. Çünkü ona göre insan, bu akılla asıl hakikate, Yaradan’ına ulaşacaktır. Ebu Hanife fıkıh ilminde olduğu gibi kelam alanında da görüşleri benimsenerek, kendisinden sonra ekol haline gelen büyük bir İslam alimi ve düşünürüdür. Bu bakımdan Ebu Hanife’nin bu yönüyle de ele alınması ona bütünleyici bir gözle bakılmasını sağlayacaktır, kanaatindeyiz. İtikadi görüşlerinde ifrat ve tefritten uzak duran ve daima itidal üzerine hareket eden Ebu Hanife, farklı görüşler ve temayüller arasında müşterek noktalardan hareketle uzlaştırıcı bir tutum izlemiştir. Her yönüyle olduğu gibi uzlaşmacı yönüyle de bize rehnüma olan İmam-ı A’zam, iman eden ve Salih ameller işleyen, yönünü Allah’a döndüren gönüller inşa etmeyi, hayatının temel gayesi haline getirmiştir. Bugün vesilesiyle onu bir kez daha rahmetle yad ediyor, iman dolu bir kalple iyiliklere, güzelliklere hayra ve barışa dair işler üretmek temennisiyle sempozyuma değerli katkılar sunan akademisyenlere, sempozyumun gerçekleşmesinde emeği geçenlere şükranlarımı sunuyor, hepinizi en kalbi hislerle selamlıyorum” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin İslam alemi için çok önemli bir ülke olduğunu belirten Büyükelçi Kavas ise, İslam dünyasındaki mezheplerin önemine dikkat çekti. Dünyada yaşayan Müslümanların yüzde 30’unu Hanefi mezhebine inanan insanların oluşturduğunu kaydeden Büyükelçi Kavas, bu sempozyumun çok önemli olduğunu, Hanefi mezhebinin akla ve fikre önem verdiğini söyledi. Büyükelçi Kavas sözlerini, sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ederek bitirdi.
Daha sonra konuşan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen de, böyle bir sempozyuma ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını aktardı. İmam-ı A’zam’ın, üstün zekalı, ilmi şahsiyetli, örnek ve mücadele dolu hayatıyla, büyük bir İslam alimi olduğunu belirten Rektör Gönen, kendi üniversitesi tarafından organize edilen sempozyumun verimli geçmesini diledi.
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan da, Kuran-ı Kerim Ayetleri’nden mealler sunduğu konuşmasında, İslam dininin akıl dini olduğunu söyledi. İmam-ı A’zam’ın aklı mantığı ön plana çıkardığını anlatan Rektör Gündoğan, İmam-ı A’zam’ın, İslam medeniyetinin yetiştirdiği en büyük alimlerden biri olduğunu belirtti.
Kimi insanın günlük ve anlık kendisi için yaşadığını; kimi insanın ise sadece kendisi için değil, tüm insanlığa hizmet etmek için yaşadığını söyleyen İl Müftü Yardımcısı Orhan Tosun da yaptığı konuşmada, İmam-ı A’zam’ı ve Hanefiliği anlattı.
İl Müftü Yardımcısı Orhan Tosun’un ardından konuşan ESOGÜ Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hilmi Özden de, sempozyumun ESOGÜ Türk Dili ve Edebiyatı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kartal’ın öncülüğünde yapıldığını belirtti. İki gün sürecek sempozyumda, Türkiye’nin dört bir tarafından gelen konuşmacıların olduğunu anlatan Müdür Özden, İmam-ı A’zam’ın, çağdaş ve aydınlık bir insan olduğunu, İslam ümmetinin hemen hemen her kesiminden takdir kazandığını yaptığı konuşmasında dile getirdi.
Konuşmalardan sonra sempozyumun açılış bildirgesi, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Şükrü Özden tarafından sunuldu.