Teknoloji Transfer Ofisleri Uluslar Arası Konferansı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Bizim asgari ücretimizin bin lira olması yetmez. Asgari ücretimizi üreterek çok daha yukarılara çıkarmak için yapıyoruz. Her kim üretmeden refah artışı vaat ediyorsa bu ülkenin geleceğine kötülük yapıyordur” dedi.
@mersinhaber 'i takip et
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Bizim asgari ücretimizin bin lira olması yetmez. Asgari ücretimizi üreterek çok daha yukarılara çıkarmak için yapıyoruz. Her kim üretmeden refah artışı vaat ediyorsa bu ülkenin geleceğine kötülük yapıyordur” dedi.
Teknoloji Transfer Ofisleri Uluslar arası Konferansı JW Marriott Otel’de gerçekleşti. Konferansın açılış konuşmasını yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, her türlü gücün kaynağının bilgi olduğunu görmek gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye’de son 12 yıldır bilgi temelli bir ekonomiye geçiş için ve bilgi toplumuna geçiş için son derece önemli çalışmaları yürütüyoruz. Biliyoruz ki Türkiye’nin geleceği bilgi toplumu olmakla mümkün olacak. Özellikle hükümetimiz bütün alanlarda bilgi ekonomisine geçişi destekliyor. Burada en fazla üzerinde durduğumuz nokta bilginin üretilmesi. Temel bilimleri bu noktada son derece önemsiyoruz. TÜBİTAK olarak son yıllarda temel bilimler tercihlerinin azalması dolayısıyla yeni bir programı geliştirdik ve hayata geçirdik. Biliyorsunuz Fizik, Kimya, Matematik ve Biyoloji alanlarında üniversitelerde artık en iyi ilk 5 bine, ilk 10 bine giren öğrenci sayımız çok azalmıştı. TÜBİTAK’ın ilk 5 bine giren temel bilimler öğrencisine yönelik ayda 2 bin lira 12 ay karşılıksız burs, ikinci 5 bine girene de ayda bin lira karşılıksız burs programı daha ilk yıldan etkisini gösteremeye başladı ” diye konuştu.
“İlk 10 bine giren öğrenci sayısında üç katı artış sağladı” diyen Bakan Işık, “Bunun da yeterli olmadığı düşüncesiyle çift ana daldan birini temel bilimlerinde yapan öğrencilerimize aylık 750 lira burs programını da yürürlüğe koyduk. Bu programları sürekli geliştireceğiz. YÖK’ün temel bilimler alanına özel bir önem vereceğini açıklamasından dolayı da büyük bir memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek istiyorum” dedi.
“ŞUAN DÜNYA DÖRDÜNCÜ KUŞAK ÜNİVERSİTEYİ KONUŞUYOR”
Bilginin üretildiği en önemli merkezin üniversiteler olduğunu ifade eden Işık, şunları kaydetti:
“Üniversiteleri güçlü olmayan ülkelerin bilgi üretme kapasitelerinden yeterince bahsetmek mümkün değil. Bu noktada da üniversitelerimizin bilgiye odaklanması ama sadece bilgiye odaklanmayıp bilginin uygulamaya geçmesi noktasında da daha fazla gayret göstermesine ihtiyaç olduğunu ifade etmek isterim. Şuan dünya dördüncü kuşak üniversiteyi konuşuyor. 1850’lere kadar üniversitenin temel misyonu eğitimdi. 1850’lerden sonra bu misyona araştırma boyutu eklendi. Daha sonra araştırmada yeterli olmadı, teknoloji geliştirme boyutu eklendi. Şimdi dördüncü kuşak üniversite artık disiplinlerarası çalışmayı ön plana alıyor. Artık bilgi o kadar yoğunlaştı ki disiplinlerarası çalışma bilginin ticarileşmesi, ürüne dönüşmesi açısından kaçınılmaz hale geldi.”
“TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERİN SADECE EĞİTİM MİSYONUYLA HAREKET ETMESİ YETERLİ DEĞİL”
Bugün saat 13.00’te ki motor çalıştayı yapacaklarını söyleyen Işık, “Motor çalıştayında Euro 6 standardı var motorlarda. Geçmemiz gerekiyor. Euro 6 dediğimiz şey mekaniğin kimya ve elektronikle birleşmesi birde yazılımın içine girmesi. Birlikte takım çalışmasıyla geliştireceğiz. Artık Türkiye’de üniversitelerin sadece eğitim misyonuyla hareket etmesi yeterli değil. Artık Türkiye’de üniversiteler mutlaka araştırmaya, teknoloji geliştirmeye ve interdisipliner çalışmaya da odaklanmak zorunda. Bunu başarıyla yapan üniversitelerimiz var. Üzülerek söylemeliyim ki hala üniversitelerimizin önemli bir kısmı eğitim misyonuyla yetiniyor. Sanayi bilgi desteği olmadan sürdürülebilir bir gelişme gösterme şansına sahip değil. Artık Türkiye bir refah toplumu. Artık nitelikli iş gücünü kullanarak üretim yapabiliriz” ifadelerini kullandı.
Katma değeri yüksek ürünler üretilmesi gerektiğine dikkat çeken Bakan Işık, sanayi ve üniversitelerin son yıllarda işbirliği konusunda önemli adımlar attığını anlattı.
Üniversite ve sanayi işbirliğini hükümet olarak kalıcı hale getirmek için çalıştıklarını belirten Işık, “Benden önceki Bakan arkadaşım ‘sanayi ve üniversite nikah kıymak durumunda’ demişti. Bu nikah Katolik nikah olmalı ömür boyu bozulmamalı” dedi.
“HEDEFİMİZ 500 AR-GE MERKEZİNE ULAŞMAK”
Yeni teknoloji geliştirme bölgelerinin kurulması noktasında da önemli taleplerle karşı karşıya olduklarını kaydeden Işık, “Şuanda teknoloji geliştirme bölgelerimizde çalışan araştırmacı sayımız 32 bini geçti. 2023’te 300 bin çalışan hedefliyorsak bugün sadece teknoloji geliştirme bölgelerinde 32 bin rakamına ulaşmak çok anlamlı. Bunun yanında özellikle Ar-Ge merkezlerini de son derece agresif şeklide destekliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada 177 tane Ar-Ge merkezimiz var. Hedefimiz 500 Ar-Ge merkezine ulaşmak” şeklinde konuştu.
“KİM ÜRETMEDEN REFAH ARTIŞI VAAT EDİYORSA BU ÜLKENİN GELECEĞİNE KÖTÜLÜK YAPIYORDUR”
Bakan Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bütün bunları niçin yapıyoruz? Bütün bunları bilgi ekonomisine geçmek için yapıyoruz. Bütün bunları sanayimiz daha yüksek bir rekabet gücüne kavuşsun daha yüksek katma değerli ürünler üretsin diye yapıyoruz. Bütün bunları Türkiye hızla bir refah toplumu olmaya gidiyor. Bizim asgari ücretimizin bin lira olması yetmez. Asgari ücretimizi üreterek çok daha yukarılara çıkarmak için yapıyoruz. Üretmeden refah artışı yakalayamazsınız. Kim üretmeden refah artışı vaat ediyorsa bu ülkenin geleceğine kötülük yapıyordur. En fazla odaklanmamız gereken alan niteliği yüksek üretim alanıdır.”
Teknoloji transfer ofislerini son derece önemsediklerini bildiren Işık, TÜBİTAK olarak Teknoloji Transfer Ofislerine ilk yıl 10 üniversiteye birer milyon lira destek verdiklerini ve bunu 10 yıl süreyle vereceklerini vaat ettiklerini ifade etti.
2007-2014 yılları arasında tersine beyin göçünde 595 bilim insanını Türkiye’ye döndüğünü bildiren Işık, “Bazıları TÜBİTAK’ta bu paralel yapı operasyonları dolayısıyla TÜBİTAK’ın kan kaybettiği iddia ediyor ama TÜBİTAK inanın son bir yılda çok önemli ciddi mesafe aldı. 2013 yılında 120 araştırmacımız Türkiye’ye döndü. 2014 yılında bu rakam 182 oldu” dedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde açıp kapattığı tek faslın bilim ve teknoloji faslı olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin yönü batıdır. AK Parti’nin de temel hedefi AB ile entegrasyondur. AB’ye tam üyeliktir” ifadelerini kullandı.