Kalkınma Bakanı Yılmaz ''Başkanlık Sistemi İstikrar İçin Önemli''
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Başkanlık sisteminin istikrarı sistem garanti eden bir yönetim modeli olduğunu söyledi. Bakan Yılmaz, çözüm sürecinin de kararlı bir şekilde devam edeceğini vurguladı.
@mersinhaber 'i takip et
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Başkanlık sisteminin istikrarı sistem garanti eden bir yönetim modeli olduğunu söyledi. Bakan Yılmaz, çözüm sürecinin de kararlı bir şekilde devam edeceğini vurguladı.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’ni (ASKON) ziyaret eden Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, başkanlık sisteminden çözüm sürecine kadar bir çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
SİYASİ İSTİKRAR TÜRKİYE’NİN AVANTAJIDIR
Siyasi istikrarın önemine değinen Kalkınma Bakanı Yılmaz, ‘‘Dünyada belirsizliklerin arttığı ve sorunların yaşandığı dönemde siyasi istikrar çok daha fazla önemli hale gelmiş durumdadır. 2008 yılında küresel kriz ortamında Türkiye bir koalisyon yapısı ile krize yakalanmış olsaydı bugün çok farklı bir Türkiye’den bahsediyor olacaktık. Bugün bahsettiğimiz sorunları 3-5’e katlayarak tartışacaktık. Türkiye küresel krizin etkilerini en az hasarla atlattıysa, küresel krize rağmen büyümeye ve istihdam üretmeye devam ettiyse bunun temelinde siyasi istikrar ve güven veren politikalar vardır. Bu Türkiye’nin büyük bir avatajıdır" dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ GARANTİLİ BİR YÖNETİM MODELİDİR
Başkanlık sisteminin istikrarı garanti eden bir yönetim modeli olduğunu belirten Bakan Yılmaz, "Bir taraftan demokratik bir şekilde parlamentomuzu güçlendirirken, denge mekanizmalarını kurarken, bir taraftan da yönetimde istikrarı sistem olarak garanti etmemiz lazım. Bugün hükümetimiz ve partimiz güçlü olduğu için sistemin zaaflarını pek görmüyoruz. Ama bu her zaman böyle devam etmeyebilir. Dolayısıyla bizim sistemi çok daha sağlık bir zemine oturtmamız gerekiyor. Yani siyasi istikrar ekonomik gelişmenin de olmazsa olmazıdır" ifadelerini kullandı.
Başkanlık sisteminin Türkiye’nin kalkınmasına büyük bir güç vereceğini de sözlerine ekleyen Bakan Yılmaz, "Başkanlık sistemini şahıslar ve isimler bazında tartışmıyorum. Bir sistem olarak söylüyorum. Bunu içeride bazen yanlış bir şekilde topluma aksettirenler var. Başkanlık sistemini farklı bir şeymiş gibi anlatanlar var. Halbuki başkanlık sistemi demokratik bir sistemdir. Bugün demokratik dediğimiz ileri dediğimiz bir çok ülkede de fiilen işleyen bir sistemdir. Dolayısıyla bizde de bunun olmasını arzu ediyoruz. Parti olarak da politikamız bu şekildedir. Bunun için hakımızın desteğine ihtiyacımız var. Ben inanıyorum ki başkanlık sistemi çözüldükten sonra parlamento da daha güçlü halde gelecek" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU’NA ANAHTARLI GÖNDERME
İktidara gelmesi halinde emekliye yılda iki maaş ikramiye vereceğini açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da göndermelerde bulunan Bakan Yılmaz, "Son 12 yılda Türkiye şunu çok iyi öğrendi. Türkiye reform yaparak kendisini yenileyerek başarılı oluyor. Popülist ve gündelik politikalarla bir yere gidilmiyor. O an için insanlara şirin görüneyim diye söylenen sözlerin ülkemizi geçmişte ne tür sıkıntılara soktuğunu hepimiz biliyoruz. İnsanlara iki anahtar vereceğim diyenlerin sonuçta var olan anahtarları da insanımızın elinden aldığını biliyoruz" şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİ SONUNDA FARKLI BİR TÜRKİYE OLACAK
Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Bakan Cevdet Yılmaz, ‘‘Çözüm süreci birçok boyutu ile tartışılabilir. Elbette çok boyutlu bir süreçtir. İnşallah bu silahlar bırakılır ve artık gündemimizden tamamen düşmüş olur. Kimin ne söyleyeceği varsa gelir demokratik ortamda ifade eder. Türkiye artık o ortama ulaşmıştır. Ancak şununda altını çizmeliyiz. Kim demokratik usullerin dışına çıkarsa kim şiddete başvurursa onun da karşısında dimdik durma durumundayız. Ve hiçbir şekilde bu konularda taviz vermeyiz. Dolayısıyla bir tarafta kamu düzenini sağlayacağız bir taraftan da demokrasimizi ilerletmeye devam edeceğiz. Çözüm süreci bu yönleri ile kararlı bir şekilde devam edecek. Çözüm süreci aynı zamanda refah sürecidir. Ekonomik kaynaklarımızı boş yere yıllarca çarçur ettik. Güvenlik harcamalarına giden o kaynaklar ekonomiye akmış olsaydı bugün çok daha farklı bir güneydoğu ve Türkiye olacaktı" dedi.