Kamu Personeli Danışma Kurulu Toplantısı Başladı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik başkanlığında Kamu Personel Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı başladı.
@mersinhaber 'i takip et
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik başkanlığında Kamu Personel Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı başladı.
Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısının açılış konuşmasını yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarının 1 milyon 600 bine ulaşan üye sayıları ve yüzde 70’i aşan örgütlenme oranıyla Türkiye’nin en önemli sosyal aktörlerinden biri olduğunu belirterek, “KPDK ise katılımcı yönetim anlayışının bir gereği olarak sorunların ortak akılla ele alınmasını sağlayan önemli bir platformdur. 13 yıllık iktidarımız boyunca her alanda olduğu gibi kamu görevlilerimizin de pek çok sorununun çözüme kavuşmasına vesile olduk. Hiç kuşku yok ki bunlardan en önemlisi kamu görevlilerimizin toplu sözleşme hakkına kavuşmasıdır. Bu yeni süreçle birlikte artık tüm sorunlar Danışma Kurulu’nda ele alınmakta ve toplu sözleşme masasında karara bağlanmaktadır” diye konuştu.
“TOPLU SÖZLEŞMEYE KONU OLUP GERÇEKLEŞTİRİLMESİ BEKLENEN 7 KONU SONUÇLANDIRILMIŞTIR”
Bugüne kadar iki toplu sözleşme sürecini tamamladıklarını hatırlatan Çelik, şöyle konuştu:
“Toplu sözleşme sürecine 2012 Mayıs ayında başlamış idik. Önümüzdeki Ağustos ayında 2016-2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşme süreçlerini gerçekleştireceğiz. Bu süreçte yani toplu sözleşme sürecinde toplantıların ilkini teşkil etmesi dolayısıyla geçiş süreci olarak değerlendirilmesini ben uygun buluyorum. Önümüzdeki Ağustos ayında gerçekleştirilecek olan toplu sözleşme sürecinde bu deneyimlerden yararlanarak geleceğe daha sağlıklı bir yürüyüş gerçekleştirilecektir. Bu çerçevede gerek maaş artışları, gerekse tazminat sorunlarının yanında çözümü yanında KPDK vesilesiyle ifade ediyorum. Toplu sözleşmeye konu olup gerçekleştirilmesi beklenen 7 konu sonuçlandırılmıştır. Örnek olarak ifade edecek olursam Sümer Holding personelinden işsizlik sigortası kesintisine son verilmesi, Tapu Kadastro çalışanlarının rücu sorumluluğuna süre sınırı getirilmesi, nöbetçi memur uygulamaları gibi fazla çalışma ve sendikal temsilcilerle ilgili bazı hususların çözümü bu süreç içerisinde gerçekleştirilmiştir. Toplu sözleşme hükmü olmayıp çözüme kavuşturulan 7 konu var. Bunları başkanlarla paylaşacağız. Bunun dışında KİT personel sorunlarının ele alındığı 2. KİT Çalıştayı’nı gerçekleştirilerek, orada önümüzdeki döneme dönük mutabakata varılan hususlar var ve bunların dışında toplu sözleşme hükmü olmayıp gerçekleştirilemeyen talepler var. Bunlar ise kamu çalışanlarına ilave derece verilmesi, disiplin affı gibi toplu sözleşme gündeminin Danışma Kurulu’nda bunların gerçekleştirilmesi çerçevesinde aldığımız kararlara rağmen iki konu gerçekleşmemiş bulunuyor.”
“HESAPSIZLIĞIN HESABINI TÜM TÜRKİYE’NİN ÖDEYECEĞİNİ HEPİMİZ BİLMELİYİZ”
2015 yılı bütçe giderlerinin 473 milyon TL olduğunu söyleyen Çelik, “Bu rakamın sosyal güvenlik prim giderleri hariç personel giderleri 119 milyar TL’dir. Yani bütçe giderlerinin yüzde 25.2’si personelimize verilmektedir. Bu önemli bir orandır. Dolayısıyla seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde siyasilerimizin bu tabloyu göz önünde bulundurmalarını ve daha gerçekçi daha hesaplı vaatlerle vatandaşlarımızın karşısına çıkmalarının ülkemiz geleceği açısından doğur olacağı inancı içerisindeyiz. Aksi takdirde hesapsızlığın hesabını tüm Türkiye’nin ödeyeceğini hepimiz bilmeliyiz. Hükümet olarak sadece emeklilerimizin değil, memurumuzun, esnafımızın, çiftçimizin, işçimizin kısacası tüm vatandaşlarımızın refahını arttırmak için çalıştık çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
13 yılda yaptıkları reformlarla ekonominin rayına girdiğini ifade eden Bakan Çelik, “Üç kuruş için IMF’ye el açtığımız yıllar çoktan geride kalmış bulunmaktadır. Bu tabloyu tersine çevirmeye de bu aziz milleti tekrara 70 sente muhtaç hale getirmeye hiçbirimizin hakkı olmadığını belirtmek istiyorum. İyi hükümet kendini iyi günde değil, kötü günde gösterebilen ve milletin yüzünü güldürebilen hükümettir. Önümüzdeki Ağustos ayı içerisinde gerçekleştirilecek olan toplu sözleşme sürecinde kamu çalışanlarımızın beklediği birçok konunun masada daha deneyimli bir şekilde çözüme kavuşturulacağı inancı içerisindeyim” dedi.
Toplantıda Bakan Çelik’e Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın nöbete ücret verilmesi için 81 ilde başlattığı imza kampanyası sonucunda toplanan 350 bin imzanın da KPDK yetkililere teslim edildiği ifade edildi.
“TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİ BİR DÖNÜŞÜM, BU DÖNÜŞÜMÜN SANCILARI OLACAK”
Memur-Sen Genel Başkan Vekili Günay Kaya, Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve KESK Genel Başkanı Lami Özgen’nin taleplerini de dinleyen Bakan Çelik, sendika başkanlarının taleplerine ilişkin şunları söyledi:
“KPDK toplantısının önemli olduğunu ben vurgulamak istiyorum. Bu toplantılarda toplu sözleşme süreçlerinde birçok kazançların elde edildiğini fakat beklentilerin yüksek olmasının da doğal olduğunu, beklentilerin ve kazanımların her zaman karşı karşıya getirileceğini de unutmamamız gerekiyor. Mühim olan her toplu sözleşme sürecinde sorunları daha azalan bir kamu çalışma hayatının tesisi konusunda samimi olarak gayret etmektir, ki bu masa etrafında bulunanların bu gayretin dışında bir amaçlarının olmadığını da ben müşahede etmiş birisi olarak ifade ediyorum. Şu durumu kabul ediyorum; toplu sözleşme süreci bir dönüşüm. Bu dönüşümün sancıları olacak. Yani halen kamu kurumlarımızda bu ve benzer kamu çalışanlarının bahsedilen sorunların toplu sözleşme masasının konusu olduğu konusunda farkında olmayan yöneticilerin varlığına hep beraber şahit olduk. Bunun farkında değil. Toplu sözleşmenin ne anlama geldiği konusunda duyarlılığı olmayan yöneticiler var. Bu olmamalı mutlaka ama bunun olmasının da bir yönüyle doğal olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü alışılagelmiş 70 yıllık, 80 yıllık, 90 yıllık bir gelenekte siz diyorsunuz ki ‘bunu masada çözecek taraflar’. Bu anlayışa dönüşte bir süreye de ihtiyaç var, onu anlatmaya çalışıyorum.”
“İki toplu sözleşme sürecini geride bırakırken mümkün mertebe farkındalığı geliştirmek ve arttırmaya dönük çok daha olumlu mesajlar veren bir yönetim anlayışını sergiledik” diyen Bakan Çelik, “Bu yöntemin doğru olduğu inancı içerisindeyim. Her gün artık bu mesele neden TBMM’ye gidiyor, bu mesele TBMM’de milletvekillerinin, bakanların, hükümetin götüreceği mesele değil ki bu mesele toplu sözleşme masasında öncelik sırasına göre kararlaştırılması gereken bir meseledir anlayışı özümseniyor ve karşılık bulmaya başlıyor. Onun için ben dedim ki 2015 Ağustos ayında yapılacak olan toplu sözleşme iki öncesi sözleşme toplantılarına göre çok daha düzeyli olmak durumunda, hele önümüzdeki bir sonraki toplantıda ise artık iyiden iyiye kurumsallaşmış bir durum arz etmek durumundadır. Bu masayı hepimiz anlayacağız. Herkes anlayacak. Bu masanın önemini hepimiz kavramak durumundayız. Buradan yükselen ses doğrultusunda ülke imkanları da buradaki sesi oluşturmak durumundayız. Bizim gayretimiz samimi olarak bu istikamette olduğunu belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“TAŞERON KONUSUNA DEĞİNİLDİ, BU DA BİR YARAMIZ İDİ ÇALIŞMA HAYATINDA”
KPDK’nın Ağustos ayına bir hazırlık olduğunu vurgulayan Çelik, “Bu yönüyle görmek gerekiyor. Mevcut bizim yasamızda bu masayı güçlendirecek bazı düzenlemeler yapma imkanımız olursa bunları da şu dar zaman içerisinde değerlendirmemizde fayda var. Taşeron konusuna değinildi. Bu da bir yaramız idi çalışma hayatında. Bununla ilgili önemli bir düzenleme yaptık. Henüz bazı bölümleri geçirilmedi. Yasal anlamda artık hizmet alımının hangi alanlarda olacağıyla ilgili kesin bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Hangi alanlarda hizmet alınacak, hangileri asıl işlem bu karmaşayı ortadan kaldırıyoruz. Bu düzenleme geçti. Şimdi Bakanlar Kurulu sosyal taraflardan, sendikalardan görüş aldıktan sonra hizmet alım alanlarını yayınlayacak. O yayınlandıktan sonra hizmet alım alanları netleşmiş olacak. Onun dışındaki alanlarda taşeron eleman dediğiniz hizmet alımı gerçekleştirilemeyecek. Onun için bu iş kökten çözülmüş oluyor. Yasal mevzuat düzenlenmiş Bakanlar Kurulu kararı noktasında olduğumuzu vurguluyor, bu hepimizin yarasıydı bütün çalışanların sancısıydı. Bununla ilgili düzenleme hem de hizmet alımı ile çalışacak olanların çeşitli haklara kavuşması, ki en başında örgütlenmeleriyle ilgili hakların kendilerine verilmesi, kıdem tazminatı gibi hakların kendilerine verilmesi önemli” değerlendirmesinde bulundu.
Sendika başkanlarının iş güvenliği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışanlar kavramıyla ilgili yaptığı açıklamalarıyla ilgili değerlendirmelere değinen Çelik, şöyle konuştu:
“Orada amaç, işçilerin toplu sözleşme ve kıdem hakkı var. Kamu çalışanlarının yok. Ücretlerde çok farklılıklar var. Birçok eşitsizliklerin ve hakları eşitleme adına çalışanlar diye tümden grev hakkını da içeren bir düzenlemenin yapılmasına dönük anayasal değişikliği bu çerçevede yapılmasının uygun olacağına dair bir yaklaşım yoksa iş güvencesini ortadan kaldırmaya dönük bir yaklaşım değil. Bütün çalışanları kapsayacak bir yaklaşım.”