Hukukçu Yazar Rahim Er
Genç iletişimcilerle bir araya gelen Hukukçu Yazar Rahim Er, Türkiye’de yerleşmiş bir yanlış olduğunu belirterek, “Yurtdışında öğrenciler üniversiteye başladıkları anda para kazanarak eğitimlerine devam ediyorlar. Türkiye’deki gençler de eğitimin yanında hayat pratiği de kazanmalılardır” dedi.
@mersinhaber 'i takip et
Genç iletişimcilerle bir araya gelen Hukukçu Yazar Rahim Er, Türkiye’de yerleşmiş bir yanlış olduğunu belirterek, “Yurtdışında öğrenciler üniversiteye başladıkları anda para kazanarak eğitimlerine devam ediyorlar. Türkiye’deki gençler de eğitimin yanında hayat pratiği de kazanmalılardır” dedi.
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde İletişim Fakültesi öğrencileriyle buluşan Hukukçu Yazar Rahim Er, mesleğe dair tecrübelerini öğrencilere aktardı. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Resul İzmirli, çok sayıda akademisyen ve öğrencinin katıldığı seminerde öğrenciler meleğe dair sorulara cevap buldular.
HABERDE DOĞRULUK YORUMDA DÜRÜSTLÜK
Haberde doğruluğun yorumda ise dürüstlüğün esas olduğunu belirten Rahim Er, “İletişim ve medya dünyasının malzemeleri vardır. Bu malzemeler gün gelir eskir ve yenileri çıkar. Eskimeyen insanın kendisi ve ona mahsus olan imkanlardır. Bunların başında anlamak, dinlemek ve kelimeler vardır. İşi habercilik olan haber sunan insanın malzemesi kelimeler, yolu araştırmak, incelemektir. Haberde doğruluk, yorumda dürüstlük olmazsa olmazdır. Bunlar olmazsa habercilik, dedikodu ve fesat çıkarmakla karıştırılabilir. Haberci haberi sunmalı. Yorumcu, yazar ve fikir adamları o haber malzemesi üzerinden hareketle dürüst yorumlar ortaya koyabilmelidir. Haber mübalağa edilmiş ve saptırılmışsa buradan hareketle yapılacak yorumlar yanlış neticelere vardırır. Toplumda kavga ve münakaşalara yol açar. Habercinin işi doğru haber yorumcunun işi dürüst yorumdur” dedi.
‘Ülke olarak yerleşmiş birkaç yanlıştan kurtulmak gerekiyor’ diyen Er, “Türkiye’de öğrenci üniversiteye başladığında aile bütçesi ile desteklenir. Yurtdışında ise bir genç üniversiteye girdiği andan itibaren hayatını kendi kazanır. Bir üniversite talebesi kaç ders alacağını da kendi belirler. Bir taraftan para kazanan eğitimine devam eden talebenin okulunun uzaması kayıp değildir. Eğitimin yanına hayat pratiği de kazandırılmalıdır. Bir de zihinlere ‘Nereyi bitirdiysem o işi yapacağım’ mantığı kazanmıştır. Ama hayat hükmünü icra ediyor. Bu giderek de öyle olmuyor. Fakülteyi bitirmek demek o insana her şeyden evvel bir aydın olma kimliği kazandırmalı. Tek başına diploma bir insanı aydın kimliğini kazandırmaz. Kişi bitirdiği fakülte dışında işler yapabilir” ifadelerine yer verdi.
BASILI YAYIN DEVAM EDECEK
İnsanda dokunma ve koku alma duygusu devam ettikçe basılı yayının devam edeceğini ifade eden Er, şunları söyledi: “Bizler özel radyo ve televizyonları kurarken gazetenin biteceği bunların yerini televizyonların alacağı tartışılıyordu. Biz ne gazete ne de radyo bitecek her şey kendi yerini alacak dedik. Bundan hareketle insanda dokunma ve koku alma duygusu devam ettikçe basılı yayın devam edecektir. Sosyal medya bir noktada akıllanacak yerine oturacak ve başıboş halinden kurtularak daha faydalı olacak. Televizyon saat vardır ve saat başı haber verilir. Gazetede gün, kitapta ömür, sosyal medyada saniye vardır, yarın yoktur bu hayatın gerçeğidir. Bunlarla Türkiye bilişim sektöründe geri kalmadı. Sosyal medya gününde yakalandı. Bu sektöre iletişim fakültelerden yetişen mektepli iletişimciler hizmet edecektir.”