CHP Genel Sekreteri Tekin
CHP Genel Sekreteri Tekin:
@mersinhaber 'i takip et
CHP Genel Sekreteri Tekin:
- "(Şah Fırat Operasyonu) Şah operasyonu değil, mat operasyonu olmuştur. Süleyman Şah Türbesi operasyonu, Türkiye için kabul edilebilecek bir durum değildir"
-"90 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez kendi topraklarımızı, savaşmadan topraklarımızı kaybediyoruz. Şimdi bunu allamaya, pullamaya çalışıyorlar"
ANKARA - CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Şah Fırat Operasyonu'na ilişkin, "Şah operasyonu değil, mat operasyonu olmuştur. Süleyman Şah Türbesi operasyonu Türkiye için kabul edilebilecek bir durum değildir. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez kendi topraklarımızı, savaşmadan topraklarımızı kaybediyoruz. Şimdi bunu allamaya, pullamaya çalışıyorlar" dedi.
Tekin, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, operasyon sırasında meydana gelen kaza sonucu şehit olan askere rahmet, ailesine ve millete başsağlığı diledi.
İzmir'de CHP iktidarında kirli ve suça bulaşmış gazetelere el konulacağı yönündeki eleştirenlere yanıt veren Tekin, "Yüzlerce gazete, yüzlerce televizyon var, hiç kimse üstüne alınmamış. Fakat bir kısım gazeteler olağanüstü saldırıya geçmiş. Bizim özgürlükçü olmadığımızı belirtip, Hitler'e benzetmişler. Biz iktidar gibi yasa dışı hiçbir gazeteye, televizyona el koymayız. Eğer çok merak eden varsa kaç gazete, kaç televizyona el konulmuş, ne kadar gazeteci, ne kadar televizyoncu işinden edilmiş, kaç kişi tutuklanmış, kaç gazeteci öldürülmüştür? Bütün raporları burada. Raporları paylaşabilirim" diye konuştu.
Anamuhalefetin temel görevinin iktidarı uyarmak olduğuna dikkati çeken Tekin, şöyle konuştu:
"2006'da AKP'nin bir koalisyon hükümeti olduğunu, bu koalisyonun her an çatlayabileceğini, bir kavgayla Türkiye'nin ciddi bir sorunla karşı karşıya kalabileceğini söylediğimde, benim hakkımda darbeci ve iftiracı diye yazıldı. Sonra o gazeteci kardeşimiz 2014 yılında 17-25 Aralık döneminde özür diledi. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bana saldıran o gazetelerin köşe yazarlarının bir kısmı beni yakinen tanır. Öyle tanır ki biz 28 Şubat'ta, bunlar inlerine girerken, aslanlar gibi dimdik durduk. Yanımda türbanlı çalıştıracak kadar özgürlükçü ve antidemokratik uygulamaya tepki göstermiş bir insanım. Aynı şekilde türban meselesinde çok net bir tavır koyan bir insanım. Daha ileri gidiyorum, Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak beni aradı, miting yapacaklarını söyledi. 'Ne mitingi hocam?' dediğimde 'savaşa hayır'. Elbette savaşa hayır mitingi düzenleyeceksiniz, ben gereğini yapacağım' dedim ve bunun gereğini yaptım. Hiç kimse bizim asla ve asla özgürlük anlayışımızı eleştiremez, hele bunlar hiç eleştiremez. Ben ne söylediğimi çok iyi biliyorum."
-"Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin meselesidir"
İktidarın uyarıları ciddiye almadığını savunan Tekin, "İktidar, uyarıları dikkat almış olsaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti, bu kadar güçlü bir ülke kendi topraklarını kaybetmemiş olacaktı" iddiasında bulundu.
Reyhanlı patlamasını anımsatan Tekin, "Reyhanlı'da 53 vatandaşımız bombalama sonucu hayatını kaybetti. Daha sıcağı sıcağına AKP sözcü ve yöneticileri tek tek televizyonlara çıktılar, hedef şaşırtmak için 'yok Dev-Sol yaptı, şu yaptı, bu yaptı'. 'Yapmayın' dedik. Sadece zaman kazanmak için Türkiye'yi kötü noktaya götürmeyin. Bu, Rakka'da El-Kaide tarafından yapılmış ve 53 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Önleminizi alın. Hani sizin anlık istihbaratınız vardı?" diye konuştu.
Gürsel Tekin, şöyle devam etti:
"Bir gazetemizin manşetinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun dinlendiği belirtilmişti. Ertesi gün basın toplantısında 'Kılıçdaroğlu'nu dinleyerek bir şey bulamazsınız, Kılıçdaroğlu, kupon arsa pazarlığını, ihale vermesini, yandaşını korumasını bilmez. Son derece şeffaftır. Lüzumsuz işler yapıyorsunuz ama siz dinleniyorsunuz. Önleminizi alın' dedik. Ne zaman söylemişiz? 2012 yılında . Sadece söylememişiz, aynı zamanda soru önergesiyle hükümete sormuşuz. Hükümet sözcüsünün biri 'iftira' demiş, biri de bana yazılı cevap vermiş ve 'böyle bir şey yok' demiş. Şimdi ne oldu? Dinleniyoruz, dinlendik, aldatıldık...
15-20 gün önce Urfa'da Süleyman Şah Türbesi'nin işgal edildiğini söyledik. Bu mesele, Türkiye Cumhuriyeti meselesidir. Sadece bir iktidar meselesi değildir. 'Gelin burada ne yapılması gerekiyorsa el birliğiyle, güç birliğiyle bunun karşısında duralım' dedik. Buna da 'yalan' dediler. Maalesef üzülerek ifade etmek istiyorum, şah operasyonu, şah operasyonu değil, mat operasyonu olmuştur. Süleyman Şah Türbesi operasyonu, Türkiye için kabul edilebilecek bir durum değildir. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez kendi topraklarımızı, savaşmadan topraklarımızı kaybediyoruz. Şimdi bunu allamaya, pullamaya çalışıyorlar. 'Efendim biz küresel dünyanın bir parçasıyız. Ortadoğu'yu dizayn edeceğiz.' Yapmayın, etmeyin."
-"Kendi topraklarınıza el koyun"
Gürsel Tekin, iktidarın öngörüsüzlüğünün, bu coğrafyanın en güçlü ülkesi Türkiye'yi biçare hale getirdiğini, bunu kabul etmenin mümkün olmadığını savundu.
Tekin, "Birkaç AKP vekili, yolsuzluk, 17 ve 25 Aralıkla ilgili bu kadar ağır şeyler söylememize rağmen hiç rahatsız olmamışlar ama kirli, yasa dışı gazetelere el konulacak denince öfkelenmişler. Bir tanesi de 'Gürsel Tekin'e, 8 Haziran'da el koyacaklarmış'. Bana el koysanız ne olur. Kendi topraklarınıza el koyun eğer yüreğiniz yetiyorsa. Hodri meydan, gelin gidelim. 2 gün önce çağrı yaptım Dışişleri Bakanına, 'gelin Süleyman Şah Türbesi'ne hep beraber gidelim' dedik. Sorun yok diyorlardı. Maalesef bu durumla karşı karşıya geldik" diye konuştu.
Tekin, İç Güvenlik Paketine ilişkin, TBMM'deki tartışmaların sorulması üzerine, vicdani hukukçulardan oluşturulacak bir komisyonda hazırlanacak pakete gözü kapalı oy vereceklerini söyledi. Tekin, şu ifadeleri kullandı:
"Davutoğlu diyor ya 'bunlar bonzaici, bunlar molotofkokteylci'. Sayın Davutoğlu, bonzai, uyuşturucu, yolsuzluk ve mafya örgütlenmeleriyle ilgili getireceğiniz her yasaya gözü kapalı olarak Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz oy vereceğiz. Ama sizin maksadınız o değil. Bizi izleyen vatandaşların çok net bilmesi gereken bir şey vardır ki bu bir sıkıyönetim yasasıdır. Hakimleri, savcıları, yargıyı by-pass ediyor, 81 valiye bu yetkiyi veriyor. Bunu hukuken ve vicdanen kabul etmek mümkün değil."
Gürsel Tekin, iktidarın polis devleti kurmasını kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek, "Genelkurmay, jandarma, polis bu meselenin neresinde soralım. Görüşlerini alalım. Bu acele ne, ne oldu?" diye sordu.
Muhabir: Serdar Açıl
Yayınlayan: Kudret Topçu